Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ve hayret ettiler Hafız Osman'ın vavını almak istemeyen kayıkçıya. Olacak ya, üzerinde para yok o gün. Beşiktaş'tan Üsküdar'a geçiyor. "Bir vav yazayım sana evladım!" diyor kayıkçıya. Kayıkçı yüzünü buruşturarak alıyor vav'ı, ta ki yolu Bedesten'e düşene kadar. Avuç dolusu para sayıyorlar kayıkçıya o vav için. Ve bir gün tekrar biniyor kayığa usta. Kayıkçı bir vav daha istiyor. Hafız Osman reddediyor onu, "O vav her zaman yazılmaz," diyerek.
Sayfa 154
Para herşeyi satın alır, ama ahlâkı asla.
Milletlerin en fakiri olan İskitler, dünyanın en kudretli hükümdarlarından birine karşı koydular. İki ünlü cumhuriyet dünya imparatorluğu için savaştı; birisi çok zengin, öteki çok fakirdi: Fakiri yendi, zengini yenildi. Roma İmparatorluğu da, dünyanın bütün zenginliklerini sömürdükten sonra, zenginliğin ne demek olduğunu bile bilmeyen insanların eline düştü. Franklar Galya'yı, Saksonlar İngiltere'yi ele geçirdikleri zaman cesaret ve fakirliklerinden başka hazineleri yoktu. Koyun postlarından başka bir şeyde gözleri olmayan birkaç yüz fakir dağ köylüsü, mağrur Avusturya'yı ezdikten sonra, Avrupa'nın en büyük krallarını korkutan zengin ve heybetli Burgonya Dukalığı'nı yere serdi. Charles Quint'in vârisi bütün kudreti, tedbirleri ve üstelik Amerika'nın bütün hazineleriyle bir avuç balıkçının önünde tutunamadı. Devlet adamlanımız lütfen hesaplarını biraz bıraksınlar da bu örnekler üzerinde düşünsünler; ve artık anlasınlar ki para ile her şey satın alınır, ama ahlak ve vatandaş satın alınmaz.
Reklam
Gene de bir kadın olarak sahip olduğum tutarlılık ve onurdan bir an bile kuşku duymadım. Mesleğimin erkekler tarafından icat edildiğini, yeryüzündeki ve gökyüzündeki her iki dünyayı da er- keklerin ellerinde tuttuklarını biliyordum. Erkeklerin, kadınları bedenlerini satmaya zorladıklarını, en az para ödenen bedenin de eşlerinin bedeni olduğunu biliyordum. Bütün kadınlar, öyle ya da böyle, fahişeydiler. Ben akıllı olduğumdan, köle eş olmak yerine özgür bir fahişe olmayı yeğlemiştim. Bedenimi verdiğimde en yüksek fiyatı istiyordum. Elbiselerimi yıkamak ve ayakkabılarımı temizlemek için bir sürü hizmetçi tutabilir, onurumu koruması için, ne kadar pahalıya patlarsa patlasın bir avukat bulabilir, kürtaj için doktora avuç dolusu para dökebilir, resmimi basması ve hakkımda yazı yazması için gazeteci satın alabilirdim. Herkesin bir fiyatı vardır ve her mesleğe bir ücret ödenir. Meslek ne kadar saygınsa, ücreti de o kadar yüksek olur; toplumsal katman yükseldikçe bir insanın fiyatı da yükselir. Bir gün gazeteler bir derneğe bağışta bulunurken resmimi basıp, benden sorumluluk sahibi bir yurttaş olarak bahsettiler. Bundan böyle ne zaman onura ya da üne gerek duysam, bankadan para çekmem yeterli oluyordu
Metis YayıncılıkKitabı okudu
Birisi üzerime aniden bir tabanca çevirse yüreğim etrafımdaki bunca insanın yüreğinin bir avuç para için attığı kadar atmazdı.
Birisi üzerime aniden bir tabanca çevirse yüreğim etrafımdaki bunca insanın yüreğinin bir avuç para için attığı kadar atmazdı.
Birisi üzerime aniden bir tabanca çevirse yüreğim etrafımdaki bunca insanın yüreğinin bir avuç para için attığı kadar atmazdı.
Reklam
Tutsağı olduğum sefaletten kaçıyordum. Sokaklarda belli bir amacım olmaksızın, rastgele yürüyor, para ve şehvet peşinde koşan, o tamahkar suratlı ayaktakımı arasından rahat, umursamaz geçiyordum. Onları görmeye ihtiyacım yoktu, biri ötekinin kopyasıydı. Hepsi bir ağız, ağza asılı bir avuç bağırsaktan oluşuyor, cinsel organlarında bitiyorlardı.
Sokaklarda belli bir amacım olmaksızın, rasgele yürüyor; para ve şehvet peşinde koşan, o tamahkâr suratlı ayaktakımı arasından rahat, umursamaz geçiyordum. Onları görmeye ihtiyacım yoktu, biri ötekinin kopyasıydı. Hepsi bir ağız, ağza asılı bir avuç bağırsaktan oluşuyor, cinsel organlarında bitiyorlardı.  
Sayfa 75 - YKY Yayınları
+1
Belirli bir hedefim olmadan sokaklardan,ayaktakımının arasından geçtim.Tamahkâr kılıklı,para,şehvet peşinde koşan ayaktakımını umursamadan.Onları görmeye ihtiyacım yoktu.Çünkü hepsi birbirinin örneğiydi.Çünkü hepsinin ağzına bir avuç bağırsak asılmıştı;bağırsakları da cinsel organla­rında sona eriyordu.
Sayfa 59 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
“Kurallara göre yaşamaktan usandınız mı? Gerçekten çok çalışmanız, büyük borçlara girip bir ev alabilmek için çok para kazanmanız gerektiğini söyleyen kurallar. Emekli olduğunuzda elinizde kalacak avuç kadar evin borcunu ödemek ve nihayet hayatın tadını çıkarmaya başlamak için bu­ gün daha çok çalışmanız mı gerek? Kulağa hiç hoş gelmiyor.”
Reklam
"Bu, yeryüzündeki duygu, sevgi, sağduyu yoksunluğunun yarattığı umutsuzluktur. Bomba atma fikrini göze alabilecek veya bomba atma emrini verebilecek insanların var olduğu düşüncesinin yaratığı umutsuzluktur. İçimizde bunu sadece bir avuç insanın dert edindiği düşüncesinin yarattığı umutsuzluktur. Dünyada bu denli şiddet ve katı yüreklilik olmasının yarattığı umutsuzluktur. Son derece normal delikanlıların ellerine çok para geçtiğinde sapık ve kötü olabileceği ve senin bana yaptığını yapabileceğinin verdiği umutsuzluktur."
Sayfa 135Kitabı okudu
Tutsağı olduğum sefaletten kaçıyordum. Sokaklarda belli bir amacım olmaksızın, rastgele yürüyor; para ve şehvet peşinde koşan, o tamahkar suratlı ayaktakımı arasından rahat, umursamaz geçiyordum. Onları görmeye ihtiyacım yoktu, biri ötekinin kopyasıydı. Hepsi bir ağız, ağza asılı bir avuç bağırsaktan oluşuyor, cinsel organlarında bitiyorlardı.
"İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz, sabanı çekecek gücü yoktur, tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Gene de, tüm hayvanların efendisidir. Hayvanları çalıştırır, karşılığında onlara açlıktan ölmeyecekleri kadar yiyecek verir, geri kalanını kendine ayırır. Bizse emeğimizle tarlayı sürer, gübremizle toprağı besleriz; oysa hiçbirimizin postundan başka bir şeyi yoktur. Siz, şu karşımda oturan inekler; bu yıl kaç bin litre süt verdiniz? Güçlü kuvvetli danalar yetiştirmek için gerekli olan sütleriniz nereye gitti? Her bir damlası düşmanlarımızın midesine indi. Siz, tavuklar; bu yıl kaç yumurta yumurtladınız, o yumurtaların kaçından civciv çıkarabildiniz? Tümüne yakını pazarda satıldı, Jones ve adamlarına para kazandırdı. Ve sen, Clover, doğurduğun o dört tay nerede; yaşlandığında sırtını dayayacağın, keyfini süreceğin o taylar nerede? Dördü de bir yaşına geldiklerinde satıldı; onları bir daha hiç göremeyeceksin. İnsanlara verdiğin o dört tay ve tarlalardaki emeğinin karşılığında bir avuç yem ve soğuk bir ahırdan başka ne gördün?
Erkek Domuz ReisKitabı okudu
Birisi üzerime aniden bir tabanca çevirse yüreğim etrafımdaki bunca insanın yüreğinin bir avuç para için attığı kadar atmazdı.
Mobbing Bank Diyor ki;
Özelleştirme Dolandırıcılığının Sonuçları Organize bir dolandırıcılık sonrası geldiğimiz nokta! Sömürgenin yeni dayatması parayı tamamen dolaşımdan kaldırmak. Amaç ise tüm parayı tefeci bankalar ile kontrol etmek. Bu asla kabul edilemez. Çünkü üretim ve hizmet araçları holding ve şirketlerin sahipliğinde olduğu müddetçe bütün para bu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.