90’lı yıllarda, Diyarbakır’dan yola çıkan,adı bilinmeyen,bilinse de önemi olmayan bir katilin peşinde,995 kilometrelik yol boyunca geçen bir roman 995 km.Ülkede faili meçhul (?) cinayetler işleniyor,derin devlet,çeteler,tarikatlar, örgütler birbirleri ile çatışma halinde ve biz bunları,oldukça soğukkanlı bir katilin gözünden okuyoruz.Öylesine mesafeli,öylesine duygusuz ki,herhangi bir şekilde onunla bir bağ,bir yakınlık kurmak mümkün olmuyor.Bu haline belki de en çok etkisi olan zor geçmiş çocukluğunu öğrenince bile, mesafesini koruyup o yakınlığa bir dur diyor kendisi.İlk bölümü çok sürükleyici,gerilimli başlayan romanın ikinci bölümü bambaşka kişilerle,bambaşka bir ortamda geçiyor.Bu kısmı o ilk bölümdeki gerilimden daha uzak,aynı siyasi olayları ve durumları daha kitabi anlatıyor.90’lı yılları yaşamış,herhangi bir şekilde bu gündeme maruz kalmış kişiler için çok tanıdık,şaşırtıcılıktan uzak olaylar,kişiler var 995 km’de.Günümüzde bile benzer senaryoları görmek şahit olmak mümkün. Benim gibi çocukluğu o yıllarda geçmiş olanlar için ise,ülke siyasi tarihine bir yeniden bakış şansı veriyor.
Murathan Mungan;çok fazla okuma,söyleşi,araştırma yapmış,kitabın geçtiği yerlerde yolculuklar yaparken,dönemin otobüs şoförleri ile konuşup romandaki detay bilgileri edinmiş.Romanı “öğretmek için değil hatırlatmak için yazdım” demiş ki zaten hepimiz için bir hatırlatıcı,bazılarımız için öğretici bile olabilirDiğer Murathan Mungan romanlarına benzemese, benim gönlümde Şairin Romanı’nın yeri her daim apayrı olsa da,severek okudum,severek okunur