“ 'Bütün bu olanlara kötü
bir düş gözüyle bakacağız.'
Kötü bir düş.
Sırça fanusun içinde ölü bir bebek
gibi tıkanıp kalan insan için dünyanın
kendisi kötü bir düştür. Kötü bir düş.„
Bedenin hapishanesinden çık, amansız alınyazısının gücünden, zaman ve mekânın kısıtlamalarından ruhun gerçek yaşamına yüksel. Yeryüzündeki yaşam bir düştür. Sonra, güne, düşünce dünyasının berraklığına hayretle uyan..
Hiçbir şey cehaletin çekingenliğine denk değildir, cehaletin cesaretinden başka. Cehaletin cüret etmeye kalkmasının nedeni, elinde bir pusulası olmasıdır. Bu pusula, gerçeğe dair bir önsezidir ve sıradan bir zihinde, karmaşık bir zihinde olduğundan kimi zaman daha açıktır.
Bilmemek denemeye davet eder. Cehalet bir düştür ve merak eden düş, bir kuvvettir. Bilmek bazen alıkoyar ve sıklıkla da bir işten vazgeçmeyi önerir. Gama bilge olsaydı Fırtınalar Burnu karşısında geri adım atacaktı. Kristof Kolomb gökbilimci olsaydı Amerika'yı keşfedemeyecekti.
Mont Blanc'a ikinci çıkan kişi, bir bilgin, Saussure oldu, ilk çıkan kişi Balmat ise çobandı.
Bu arada, bu vakaların istisna olduğunu, bunların bir yasa olan bilimi hiçbir şekilde zedelemediğini belirtelim. Cahil bulabilir, sadece bilgin icat eder.
"Temizlik îmánın yarısıdır!" (Müslim, Tahåret, 1) hadis-i şerîfini nefis hüsn-i hatlarla yazarak evlerinin ve ibadethânelerin duvarlarına asan Os- manlılar, bu hakikati daha ziyâde gönüllerine yerleştirerek kendilerine şiar ve düstur edinmişlerdir.
Bu temizlik, hem maddi hem de mânevî olarak gerçekleştirilmiştir. Çünkü temizlik, dînî
Yunan ordusu başkumandanı esir, tehlikeyi bertaraf ve zaferinizi Lozan ahitnamesiyle [antlaşmasıyla] tetviç ettiniz [taçlandırdınız]. Halaskar [kurtarıcı] ve kahraman olarak alkışlandınız.
Gözlerinizi memleket dahiline çevirmek zamanı gelmişti. Filhal dahilde yapılacak birçok işler, ciddi reformlar vardı.
Eski arkadaşlarınız, ittihatçılar zat-ı fahimanelerine düstur emelleri olan kitaptan bir nüsha terkeylemişlerdi. Bu kitapta başlanmış fakat ikmal edilememiş birçok fasıllara tesaddüf ettiniz.
Bu kitabın diğer milletleri takdir ve temsil usullerini gösteren Türkçülük faslında tavakkuf eylediniz. Elinizde Kürtten maada [başka] unsur kalmamıştı. Diğer anasır vatanlarıyla beraber Türkiye'den ayrılmışlardı. Bugün yerlerine iade etmek üzere bulunduğunuz Rumları mübadele suretiyle hudutlarınız haricine [dışına] çıkartmıştınız. Kemmiyeten [sayısal olarak] az ve nisbeten dağınık olan Gürcüler ve Çerkezler mevzu-u iştigaliniz [gündeminizde] olamazdı. Evet, ortada yalnız biz kalmıştık.
İnsan zekâsı düşünün ne kadar kısa sürmüş olduğunu düşününce kederlendim. İnsanoğlu intihar etmişti. Kendine hedef olarak kararlılıkla rahatı ve kolayı, düstur olarak da güvenli ve istikrarlı dengeli bir toplumu seçmiş ve muradına ermişti ama sonunda gele gele bu duruma gelmişti işte.
Allah kimseyi düşürmesin diyelim öncelikle. Ama Düşersek de tutunduğumuz yürekler İnşaAllah hep vefâlı, vicdanlı, merhametli olur.
Esselâmu aleyküm ve rahmetu’llâhi ve berekâtûhû ..
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Her ne kadar dini kitap olmasa da düstur üzere böyle başlıyoruz yorumlara hep. Çizgimizi bozmayalım.. ☻
En