Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
213 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yine fena değil diyebileceğim bir Perry Mason romanı. Bir kadın babasının mirasını hav vurup harman savurmaktadır. Babasının muhasebecisi olan adma bu kıza aşıktır ve ona haber vermeden bazı hisseler üzerinden oyunlar oynamıştır. Ciddi manada kar eden bu adam bu durumu kıza söylemek ister. Ancak kızın hoşlandığı biri vardır ve bu eleman da annesi ile birlikte kızın parasını yemek istemektedir. Bu arada işlenen bir cinayet bütün olayların akışını değiştirir. Perry Mason yine bir kez daha günün kahramanı olur. Polisiye severlerin zevkle okuyacağı bir roman.
Sıhhat, Servet, Aşk ve Annesi Ölmüş Bir Eş
Sıhhat, Servet, Aşk ve Annesi Ölmüş Bir EşErle Stanley Gardner · Akba Yayınları · 19773 okunma
680 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Okuduğum ilk Grange Kitabı idi. Çok geç tanımışım. Elinde bir kütle gibi gezdirip duruyorsun kitabı.Görenler bu kadar kalın kitap okunur mu diyor... Ama çok rahat okunuyor...Hele hikayenin bir kısmı var ki oradan sonra her şey hızlıca ilerlemeye başlıyor ve kitabı elinizden bırakamıyorsunuz.Ha mitolojiyi sevmiyorsanız benim gibi bazı yerler zorlama gelebiliyor ama yinede sağol bro...(GRANGE) Not: Ben hep orjinal kitap alıp okuyorum ... bir tesadüf eseri korsanının 20 - 30 sayfa eksik olduğunu öğrendim.haber vereyim korsancı arkadaşlara...
Sisle Gelen Yolcu
Sisle Gelen YolcuJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 20185,1bin okunma
Reklam
448 syf.
9/10 puan verdi
Kitabı 10 daikka önce bitirdim. Sıcak sıcak yazayım dedim. Öncelikle ilk iki kitaptan farklı olarak hikaye biraz yavaş ilerliyor. Biraz sabrederseniz -benim gibi- kitap yarıdan sonra kendini hızlı okutmaya başlıyor. Şöyle diyeyim ilk 200 sayfayı bir haftada okuduysam son 200 sayfayı 2 günde bitirdim. Yorum yapan bir arkadaş yarıda bıraktığını söylemiş. Aslında biraz daha devam etse idi bence elinden bırakamayacaktı. Burada kitap hakkında spoiler vermek istemiyorum. Sabredilirse doyurucu bir kitap olduğunu söyleyebilirim.Sabredin:)) Ayrıca filmini bekleyenlere de haber vereyim. Yapımcılar daha çok para kazanmak için bu kitabı 2 film halinde yayınlayacaklar. Bu kitabın birinci filmi 21 kasım 2014 de ikinci filmi ise 20 kasım 2015 de vizyona girecek. Onun için bence filmleri beklemeyin kitapları okuyun....
Alaycı Kuş
Alaycı KuşSuzanne Collins · Dex Kitap · 202019,5bin okunma
PİA ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın ellerini bir tutsam ölsem böyle uzak uzak seslenmese ben bir şehre geldiğim vakit o başka bir şehre gitmese otelleri bomboş bulmasam
Satanistler, İslam, Hıristiyanlık ve Yahudilik gibi İlahi dinlerde emredilen sevgiye, şefkate, doğruluğa, dürüstlüğe, sevgiye dayanan; yalan söylemeyi, hırsızlığı, öldürmeyi, insanlara zarar vermeyi yasaklayan ahlaka tamamen karşıdırlar. Satanizm hak dinlerdeki tüm günahları işlemeyi sözde bir yücelik, bir tür üstünlük olarak görür, bu nedenle de taraftarlarını bu günahları işlemeye teşvik eder. Bu sapkın öğretiye göre asıl olan, kin, öfke, intikam gibi duygularda ve kötülükte sınır tanımaz olmaktır. Kuran'da şeytanın peşinden giden kişilerin durumu "... şeytan onu peşine takmıştı. O da sonunda azgınlardan olmuştu." (Araf Suresi, 175) şeklinde bildirilir. Diğer bir deyişle bu kişiler, şeytanla birlik olmanın sonucunda nefislerinin esiri olmuşlardır ve yaşamları her türlü aşırılık ve azgınlıkla doludur. Ayetlerde şeytanla ilişki içine giren insanların özellikleri şu şekilde haber verilir: Şeytanların kimlere inmekte olduklarını size haber vereyim mi? Onlar, 'gerçeği ters yüz eden,' günaha düşkün olan her yalancıya inerler. Bunlar (şeytanlara) kulak verirler ve çoğu yalan söylemektedirler. (Şuara Suresi, 221-223)
Bazı adamlar için yaşamak ne kadar zorlaşıyor farkında mısın? Hayatında ilk kez gittikleri bir devlet dairesinde cesaretini toplayıp da, asık suratlarıyla masalarının arkasında siper almış memurlara ne yapmaları gerektiğini soramayan adamlardan söz ediyorum. Saatlerce bekleyip de kendisine bir türlü sıra gelmediği halde, bunun sebebini sorma cesaretini bulamayan adamlar için gün geçtikçe her şey zorlaşıyor. ... "Orta iki terk" adamlar bunlar, sabah evden çıkarken saçlarına limon sürenler, radyodan haber dinleyip reel-politikten habersiz olanlar, annelerinin seçtikleri kızlarla evlenenler, sigarayı azaltarak bırakma duygusundan vazgeçmeyenler, çocuklarına kendi tuttukları futbol takımını sevdirebilmek için çabaya girişenler, yıllardır sakladıkları deftere şiir niyetine şarkı yazanlar. Oturdukları apartmanın kapıcısından bir şey istemeye utanan adamlardan söz ediyorum. Bakkala kendi gidenler, faturalarını kendisi ödeyenler. Yaşamak nasıl da zorlaşıyor bu adamlar için.
Reklam
"İnsanların, her an kötü bir haber alacaklarına dair duydukları endişe ve ihtiyat nedeniyle birbirlerine baktıklarını sanırdım eskiden. Sonra birbirlerine bakarak hayatın tuhaflığı için uygun sözcükler aradıklarına inandım. Zira bu tuhaflık, insanın görmesine dahi fırsat bırakmadan gözlerde fırıl fırıl dönüyor."
Benim haIimden haber sorarsan, bir çift sözüm var sana, yürekten: sevginIe gireceğim toprağa, sevginIe çıkacağım topraktan.
"Toplum, sanatçılardan esin ateşi ister; halkın zevki ve sanat coşkusu için dolup taşan bu ateş, eninde sonunda elbette kendilerini yakıp kavuracaktır. O zaman onlara acınır, başlarına gelen yıkımları, belaları haber aldıktan sonra akşam yuvasına dönen iyi bir kentsoylu, temiz yürekli, uysal karısına: - Biliyor musun, der, o güzel sesli kız yok mu, üzüntüden öldü. O güzel şeyler söyleyen ünlü şair de kendi canına kıydı. İkisine de yazık oldu kadınım...Bütün bu insanların sonları kötü oluyor. Mutlu olanlar, yine bizim gibi sıradan insanlar..."
Kadın dedi ki: Meğer ne kadar vefasızmışsın! Bunca yıl geçti aradan ne bir mektup ne bir haber? Adam dedi ki: Ey sevgisi kalbimde yer edinen selvi boylu, senin yüzünü görme bahtiyarlığından ben mahrum iken, o şerefi postacıya mı bağışlasaydım
Reklam
-Bilmiyorum. -Babanı da mı bilmiyorsun? Babandan da haber yok mu? Çocuk yine bir şey söylemedi. Satıcı işi şakaya getirerek sormaya devam etti: -Sen de hiçbir şey bilmiyorsun be arkadaş. Öyle olsun, canın sağ olsun. Al bakalım şunu. (Avcuna şeker doldurarak çocuğa uzattı.)
Erdal .. Mamak Askeri Cezaevi'nde idam hükümlüsü bir gencin, Erdal Eren'in son fotoğraflarını çekmiştim yıllar önce. Yarım saat kadar yanında kalıp, koşullar elverdiğince konuşup, yaklaşık 2 'makara' fotoğraflayıp ayrılmıştım oradan. Deklanşöre son defa basıp, parmaklıklar arasından 'sessiz sitemsiz' bakışını dondurduğum o günün gece yarısında
"Demek istediğim; kötü eğitiliyoruz biz. Bütün sakatlıklar, daha çocuk yaşta beyinlerimize doldurulan, herkesi öbür dünyaya yönlendiren hurafelerden kaynaklanıyor. Bu dünyayı bırakıp mevhum bir fikre yapışmışız. Öbür dünyadan dönüp de bize haber getiren var mı acaba? Anamızdan doğduk mu, ölene kadar ahiretimiz için ağlıyoruz. Yaşamak mı denir buna?"
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.