Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Şiirlerinin ciddi bir kısmı bu kitapta bulunmakta. Daha önceden bütün şiirlerinin derlendiği bir baskıyı okumuştum. Tarzını daha çok sevdiğim, fiillerini “seveyorlar, geleyorlar” şeklinde çekilmediği şiirlerden eser milyarda var.
Oysa benim Özdemir Asaf’ın en sevdiğim yönüdür kelimelerle şiirlerine ruh üflediği ifadeleri. Açık havada, eli cebinde yürür, yüzünde mutlu ve alaycı bir tavırla, arşınlar yolları, güzellikleri, farkındalıkları…
"Siz hiç ruhunuzun üşüdüğünü hissettiniz mi?"
Merhaba
Bugün sizinle deneme ve şiirlerin yer aldığı bir kitap ile tanıştırmak istiyorum
6 Şubat 2023 tarihinde deprem felaketi nedeniyle hayatını kaybedenlerin anısına armağan edilmiş...
Bir solukta okunan ama bol bol düşünmenize neden olan bir kitap. Kitaptaki duygular insanı o kadar
Olasılık
Kitabın belki de tek cümle ile özeti:
Olmaz, olmaz deme hiç. Bil ki olmaz olmaz . Milyonda bir, Milyarda bir, Kantrilyonda bir olsa da ihtimal var olumlu da olsa da her açıdan bir olasılık var ...
KK
Kıyamet Senaryosu
Merhabalarr size harika bir kitapla, okurken bazı konularda yakın hissedebileceğiniz bir kitapla geldim. Üstelik bu kitabın etkisi sayfa sayısının çok çok ötesinde.
1912'de yayınlanan bu kitap 2012 yılında dünyayı saran kızıl veba adlı hastalık sonucu dünya nüfusunun yok olmasını anlatıyor. Kitabın ana karakteri bu salgından kurtulmayı başarabilmiş o milyarda bir insanlardan birisi.
Okurken yaşanan kıyamet senaryosu, değişmeyen insan zihni ile insanların ne kadar basit varlıklar olduğunu göstermiş bize Jack London.
Benim yazıldığı dönem de dikkate alındığında çok dikkatimi çeken bir eser oldu. Size de tavsiye ederim.
Alkol bağımlısı,ilgisiz ve şiddete eğilimli bir ebeveynin güya kuralların gölgesinde kendi haline bıraktığı 3erkek kardeşin büyüdükten sonraki hesaplaşmalarını okuyoruz.Beraber büyütülmelerine rağmen aslında birbirini tanımayan bu biraderler,kitapta isimleri olmayıp sadece "anne" ve " baba" diye anılan ebeveynlerinin çizdiği kaderi yaşıyorlar tam da.Yazım tekniği ve sondaki ters köşe gerçekten çok iyiydi,çok iyi bir İskandinav edebiyatı.Çocukluk travmaları hep etkiliyor okurken beni.Çok üzülüyorum,empati kurdukça harap oluyorum ama...Okumaya değer bir eser olduğunu düşünüyorum.Okuyucuyu yormayan flashback-flashforward tekniği bol bol var.Benjamin karakterinin okuyucuya aktarımı çok güçlü geldi ve bana.
.
Sevmek için ikinci şansımız yok.Birilerinin öldürdüğü sevgiyi evet, içimizde diri diri taşıyabiliriz.Ama öfke öyle hızlı bir duygu ki...Sevmek fırsatını tepmemize sebep oluyor çoğu zaman.Ayağımız hep frende olabilirse,karşımıza milyarda bir çıkan cam gözlü geyiğe çarpmaz,onu yaşatabiliriz.
Hem Klişe Hem Ters Köşe
Kitap Thomas adında, haritalara takıntılı bir şizofrenin Whirl360 sitesinde uydu görüntülerine yakalanmış bir cinayete denk gelmesiyle başlıyor. Kitabın türü psikolojik gerilim olduğu için Thomas'ın iç dünyasına, kendi bakış açısına, iç çözümlemelerine daha fazla ağırlık verir ve olaydan daha çok yoğun bir psikolojik baskı hissettir diye düşünmüştüm. Ancak bir polisiye ve macera romanından ötesi olamamış. Bu konuda beklentimin altında kaldı.
Kitabı okuması gayet rahattı, akıcıydı. Kitabın ortalarında her ne kadar klişe senaryolar ve diyaloglar olsa da genişten bakıldığında bütün bu olayların sadece bir bilgisayar ekranından görünen, belkide milyarda bir ihtimalle rastlanılacak bir şansın ve bu rastlatının sonucunda bir kelebek etkisi gibi birbirinden alakasız kişilerin hikayelerinin, temiz bir şekilde birleşmeleri bana etkileyici geldi.
Son 100-150 sayfada kitabın temposu iyice arttı ve bunu hiç kaybetmeden gitgide arttırdı. En sonu ise belki tahmin edilebilirdi. Ancak kitabın okuyucuyu ve okuyucunun düşüncelerini yönlendirmesi yüzünden basit ama etkili bir ters köşe olmuş oldu.
Kitap okuma alışkanlığını yeni yeni kazandım. Ancak şunu diyebilirim ki:
Büyük ihtimalle okuduğum en iyi kitaplar arasında olmayacak ama kesinlikle okurken kafamı dağıtan ve keyif veren bir kitap olarak aklımda kalacak.
Düşünmek acı verir insan beynine, konfor alanından çıkartır.Çürüme bizleri düşünmeye sevk etmek için yazılmış.Kirlenmiş adalete çürümüş vicdanlara ,ithafen yazılmış sanki.
“Çürüme” çürümüş varlıklara var olmayı hatırlatan bir eser. Severek , idrak ederek, bol bol altını çizerek okudum.
Yazarın okuduğum ilk eseri,fakat bundan sonra diğer
Uzun bir inceleme olacak sizi yorduğum için şimdiden özür dilerim
Gökyüzü durağı, asla umudumuzu kaybetmemeyi, zorluklara göğüs gerebilmeyi, dünü - yarını değil, ânı yaşayabilmeyi, kendimizi sevebilmeyi ve kendimize değer verebilmeyi, acı deneyimler karşısında düştüğümüzde yeniden kalkabilmeyi, yapmak istediğimiz şeyleri ertelememeyi, kalp kırmamayı, aşkın güzelliğini ve ona sahip çıkmamız gerektiğini, 'Aşkın, milyarda bir, kıymette bin' olduğunu, bu dünyadan sağ çıkamayacağımız için en azından mutlu ayrılabilmeyi söylüyor bize.
Okudukça içinize garip bir mutluluk ve pozitif enerji hissedeceksiniz. Tek solukta bitirebileceğiniz, kendinizden bir şeylerin var olduğunu hissedeceğiniz, okumaktan tat alacağınız leziz bir kitap.
Sondaki hikâye ile de yüreğimize dokunuyor...
Kitap özeti :
#Hiçbir şey ışıktan daha hızlı hareket edemez.
#Güneşin ışığı veya kütleçekim etkisinin dünyaya erişmesi 8 dakika alır. Aslında evrene baktığımızda onu geçmişteki haliyle görüyoruz.
#Einstein fiziği, Newton'ınkinin daha genelleştirilmiş halidir.
# 20. Yüzyılın ikinci büyük devrimi çok küçük boyutları ele alan fizikte ortaya çıkar :kuantum fiziği. Çevremizde gördüğümüz her şey, hava, su, ateş ve toprak bir metrenin on milyarda biri büyüklüğündeki atomlardan;atomlar kendilerinden on bin kat daha küçük çekirdek ile bir milyar kat küçük elektronlardan ;çekirdek ise kendinden on kat daha küçük nötron ve protonlardan oluşmaktadır.
#Evrendeki her şey az ya da çok rastgele dalgalanmakta. Küçük nesnelerdeki dalgalanmaları hassas aletlerle tespit edebiliyoruz. Ama büyük cisimlerde dalgalanma çok az olduğundan tespiti mümkün değildir.
#Hiçbir şey ışıktan daha hızlı gidemeyeceği için de, olay ufku her şeyin içeri çekildiği sınırdır.
#Samanyolu galaksimizin merkezinde, kütlesi güneşimizin dört milyon katı olan bir kara delik bulunmaktadır.
#Kara deliklerden bir şey kaçabilir, hem bu evrene hem de belli bir olasılıkla başka bir evrene. O zaman eğer bir kara deliğin içindeyseniz umutsuzluğa kapılmayın, dışarı çıkış olanaklıdır!
199 syf.
·
Puan vermedi
Refik Halid Karay (1888-1965) da tıpkı Ahmet Mithat ve Halide Edib gibi edebiyatımızın tartışmalı isimlerinden. İttihat ve Terakki Fırkası’na muhalefet eden yazı ve davranışları nedeniyle önce Anadolu’ya, Kurtuluş Savaşı aleyhindeki yazı ve davranışları nedeniyle sonra da Ortadoğu’ya sürgüne gönderilmiş. Daha sonra Cumhuriyet devrimlerini takdir
Olay örgüsü, enteresan karakterler, yazarın akıp giden anlatımı.... Her yönüyle beni mest eden bir kitap oldu. Satır aralarında bolca güldüğüm, zaman zaman da karakterlerle aynı mekanda yan yana gibi hissettiğim, kitabın kapağında da dendiği gibi saatte 300 kilometre hızla akan bir roman Dublörün Dilemması.
Farklı bir mizah anlayışıyla karşılaşmak istiyorsanız kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Ben çok beğendim. Zaten Murat Menteş okuyup beğenmeme ihtimali 1 milyarda 1 öyle değil mi? :)
Faut-il brûler Kafka?( Kafka'yı yakmalı mı)
Bir Yahudi olarak tümüyle Yahudilerden sayılmazdı.Almanca konuşan biri olarak tam anlamıyla bir Çek'te değildi.Almanca konuşan Bir Yahudi olması nedeniyle tam anlamıyla Bohemyalı bir Alman olduğuda söylenemezdi.Bohemyalı olması tam anlamıyla Avusturyalı olmasını da önlüyordu.Sosyal sigorta memuru olarak bir burjuva da değildi.Bir burjuva ailesinin
