Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Güzel bir kızla flört ederken bir saat bir saniye gibi gelir.Kızgın bir közün üzerinde otururken bir saniye bir saat gibi gelir. Izafiyet budur.
Ses hiç kesilmeden sürüyordu. Winston bir an kendine geldi ve ötekilerle birlikte bağırıdığını, topuklarını var gücüyle iskemlenin basamağına vurduğunu fark etti. İki Dakika Nefret'in en korkunç yanı, insanın katılmak zorunda olması değil, katılmaktan kendini alamamasıydı. Otuz saniye sonra en küçük bir zorlamaya gerek kalmıyordu. Tüm topluluk, elektrik akımına kapılmışçasına, ürkünç bir kin ve nefretle azgınlaşıyor, öldürme, işkence yapma, yüzleri bir balyozla yamyassı etme isteğine kapılıyor, insanlar ellerinde olmadan yüzleri kaskatı kesilerek çılgınlar gibi bağırıp çağırıyorlardı. Ama yine de, duyulan öfke, bir pürmüzün alevi gibi bir nesneden öbürüne yöneltilebilen, soyut,kimseyi hedef almayan bir duyguydu.
Reklam
100 yıllık plan yapabilirsin, fakat bir saniye sonrasını bilemezsin.
sufi mottosuKitabı okudu
Sam kapıyı kapatmadan önce geçen saniyeleri saydım. Söz konusu bir arkadaşınızsa kapıyı hemen kapatabilirdiniz. Ilgilendiginiz biriyse kapıyı kapatmadan önce birkaç saniye beklerdiniz. Ve söz konusu aşık olduğunuz biriyse... .. Içeri girmezdiniz. Bekler ve onların gitmesini izlerdiniz. Tıpkı Sam in yaptığı gibi.
Sadece bir saniye için hayatın da mesaisi olması gerektiğini düşündü Zargana. Yani yaşanacak zamanın tercih edilmesi gerektiğini. Gece ya da gündüz. İkisini birlikte yaşadığı için mutsuzdu insan. Kaldıramıyordu aynı hayatın içinde hem geceyi hem gündüzü. Onun için uyku vardı belki de. Ve onun için bu kadar mutsuzdu belki de uyuyamayan insanlar...
Sayfa 187Kitabı okudu
Zaman böyle bir şey işte. Hemen ardından kalbiniz kırılacaksa, bir saniye sonsuzluk gibi gelebilir.
Reklam
Carrie, ''Jack. . . '' dedi. ''Bak sana bir fıkra anlatayım: CIA, FBI ve LAPD* en azılı suçluları yakalamada en iyi olduklarını ispat etmek istiyorlarmış. Başkan Obama bir sınama yapmaya karar vermiş. Ormanın birine bir tavşan salmış ve her birine tavşanı yakalamasını söylemiş.'' Carrie ve erkek kardeşi konuşmaya hep böyle fıkralar anlatarak başlarlardı. Jack ''Tamam. . . '' dedi. "Sonra CIA ormana dalmış, ormanın her yerine hayvanlardan muhbirler yerleştirmiş. Ormandaki tüm bitkileri ve hayvanları sorgulamış. Üç haftalık kapsamlı bir araştırmadan sonra en sonunda öyle bir tavşanın hiç olmadığı fikrine varmışlar.'' Jack kıkırdadı. ''Ormana giren bir sonraki ekip FBI olmuş. Hiç bir iz bulamadan geçirdikleri iki haftadan sonra FBI ormanı ateşe verip içindekilerle birlikte tavşanı da kül etmiş. Ve bunun için asla özür dilememişler. Tavşanın bu sonu hak ettiğini söylemişler!'' Jack yeniden kıkırdadı. ''Sıra gelmiş LAPD'ye. Onlar da ormana girdikten iki saat sonra fena dayak yemiş bir ayıyla çıkagelmişler. Ayı histeri içinde bağırıp duruyormuş: 'Tamam, tamam... Ben bir tavşanım! Ben bir tavşanım!'' Jack bu kez bir kahkaha attı. * LAPD = Los Angales Polis Teşkilatı. (Ed. N.)
Sayfa 203204Kitabı okudu
Bugüne kadar iş yaşamında başarıya çıkan bir asansöre rastlamadım, mutlaka merdivenlerden tırmanmak zorundasınız. Ve unutmayın, cesaret bazen bir saniye daha fazla dayanmak olabilir, ölüme de yol açabilir, hayat da kurtarabilir.
''Yüküm ağırdı ve hissettiğim acı beni bitirip tüketiyordu. Her an tökezleyip bu yükün altında ezilecek gibiydim. Ve onu daha fazla taşıyamayacağımdan korkuyordum. Sanki biri elime kocaman, nadir, kristal bir vazo tutuşturmuş ve onu ömrümün geri kalanı boyunca taşımamı söylemişti. Bense her gün, her saniye onu elimden düşürüp paramparça oluşunu seyretmenin eşiğine geliyordum.''
"Yapabileceğimiz en doğru şey, bizi kurtarmalarını sağlamak." Kurtarılmanın ne olduğunu anımsayabilmek için, Jack'in bir saniye düşünmesi gerekti.
Reklam
Saatin sarkacı saniyeleri sanki aynı ölçüde budayarak açık seçik bir sesle tık tık vuruyordu. Ve her saniye, insan yaşamından bir parça daha koparıp götürüyordu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.