Kalbimden neler geçtiğini, kafamda biriktirdiklerimi, tasarladığım her şeyi bildiğini düşünüyorum. En azından tüm bunları hissettiğini. Belki de böyle bir beklenti benimkisi. Çünkü bunları asla sana söylemeyeceğim. Asla söyleyemeyeceğim. Oysa o kadar dilimin ucundalar ki. Rüzgâr esse düşecekmiş gibi, gözlerime baksan, giderken başını bir kez geriye çevirsen, ağzımdan dökülüverecek kadar dilimin ucunda. Uzunca susuşlarım, ağzımı bile açmadan öylece kalakalıp, bakışlarımı kaçırışım hep bundan. Burada hava her geçen gün biraz daha soğuyor. Zaman diyorum biraz daha zaman Dilimin ucundaki kelimeler bu kış da donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler. Biraz zaman diyorum. Kalbimin bir yanı sıcak kalabilirse bu kış, bir delilik daha yapacağım. Ne bir portakal bahçesinde dolaştım ne de bir posta treninde yolculuk ettim. Çiçekler bir açmaya görsün, bir çılgınlık yapıp hatır için öleceğim. Aslında seni çok…
Umursamıyorum artık hiçbir şeyi ve istemiyorum kimseyi yanımda! Her gelen biraz daha acıtıp gidiyor nasıIsa.
Reklam
Annemden zayıf bir feryat yükseldi. Prim yüzünü ellerinin arasına gömdü. Fakat ben kendimi daha çok ekranda gördüğüm kalabalıktaki insanlar gibi hissediyordum: Biraz şaşkın. Mevcut galipler havuzu ne demekti? Sonra ne anlama geldiğini anladım. En azından benim için ne anlama geldiğini. 12. Mıntıka'nın aralarından seçim yapılabilecek üç galibi vardı. İki erkek... Bir dişi... Arenaya dönüyordum.
"O hiçbir şey bilmediği halde bildiğini sanıyor; ben ise bilmiyorum ama bildiğimi de sanmıyorum. Demek ben ondan biraz bilgiliyim, çünkü bilmediklerimi bilirim sanmıyorum. Daha doğrusu, bilmediğimi biliyorum."
"Onları çok sevdim, dost oldum onlarla. Korkularımın kırbacında yeniden can buldum. Yüzümde saklayan her darbe, BEN'i bana biraz daha yaklaştırdı. Sancılıydı öze dönüşüm! Dayandım... Önce BEN'le barıştım. Yeniden kendimi sevmeyi öğrendim. Başardım! Özgürüm artık... Dansımız bitti! Sonsuza dek susturuyorum orkestrayı..."
Sayfa 394Kitabı okudu
Belki yazacaklarım yaşadığım kadar acı olmaz ve ben biraz ferahlarım. Birçok şeylerin zannettiğimden daha ehemmiyetsiz, basit olduğunu görüp kendi heyecanımdan utanırım... Belki..
Reklam
Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve ona ne bir şey ilave etmeli, ne de ondan bir şey eksiltmeli... Bazı şeyler vardır, canımızı sıkar; "Bu neden böyle? Böyle şeyleri dünyadan kaldırmalı!" deriz. Bazı şeyler de mevcut değildir. İçimizden, bunların olmasını ister, hatta bu uğurda çalışırız. İkisi de saçma ve faydasızdır. İnsan dediğin mahluk hiçbir şeyi değiştiremez. Bunun için, gönlünün rahat olmasını istersen, gördüğün fenalıkların bile bir hikmeti olduğunu düşün ve yeryüzünde olmayan iyilikleri oraya getirmek sevdasına kapılma... Sonra en mühimi: Kendini halinden şikâyet etmeye alıştırma! Ömrünün sonuna kadar dövünsen bu hayatın cefası tükenmez; kendine etmiş olursun. İçkiye de şimdilik pek heves etme. Bazen insan avunmak için başka çare bulamıyor ama, sen nefsine hâkim ol. Biraz daha yaşlandıktan sonra nasıl olsa başlarsın. Hatta o zaman lazımdır da.
Sayfa 158Kitabı okudu
''Bir grup genç insan reel hayatla, okudukları kitapları arasına sıkışmış ve çıkış yolu arıyorlardı. Sakındıkları her şey karşılarına çıkıyor ve kendilerinden yeniden tercih yapmalarını bekliyordu. Her tercih biraz daha yoruyordu zihinlerini. Cahiliye adını verdikleri geçmiş yaşantılarından kalan herkesi bir çırpıda siliveriyor ve gitgide koyulaşan yalnızlığa düşüyorlardı. Müşrik! anne ve babaların, iman eden! oğulları candan bir sarılışı unutuyorlardı bir zaman sonra.''
Sayfa 107Kitabı okudu
Bir misafir odası benim küçük kalbim, Lakin her misafiri hemen kabul eylemez. Biraz hırçın ve mağrur, bu esrarlı mabedin, Kapıları kapalı, her gelen pek giremez. Öyle bir oda ki bu, hiç bir eşya yok, bomboş, Yalnız bir köşesinde vuran küçük bir saat. Kapıları kapalı, üstelik bir hayli loş, Bu kasvetli odaya verir bir parça hayat. Bu misafir odası bir misafir bekliyor, Köşede duran saat vuruyor tik tak-tik tak. Gelecek diye her an günlere gün ekliyor, Öyle bir misafir ki, bir daha hiç çıkmayacak...
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.