Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazen okuduğunuz bir öykü sizi birkaç yaş birden büyütür. Çoğu kez edebiyat, hayattan daha çabuk büyütür. ( Murathan Mungan)
Artık yeryüzünde hiçbir şeyin beni şaşırtmayacağından korktum; gördüklerimden hiçbir zaman kurtulamayacağımdan korktum. Neyse ki birkaç uykusuz geceden sonra, unutkanlık bir kez daha imdadıma yetişti. ...
Reklam
sevgiye inanmayan adam.. lütfen okuyun
Size sevgiye inanmayan bir adama ilişkin çok eski bir öykü anlatmak istiyorum. Bu adam sizin, benim gibi sıradan bir insanmış. Onu alışılmadık kılan düşünme biçimiymiş. Sevginin olmadığına inanırmış. Sevgi arayışında pek çok deneyim yaşamış elbette, çevresindeki insanları gözlemlemiş. Yaşamının büyük bir bölümü sevgi arayışıyla geçip gitmiş.
Sayfa 37
Yeniliğe duyduğumuz açlık, onu zorunlu hale getiriyor. Bu yalnızca birkaç kişiye özgü bir şey değildir. Yenilik dürtüsü, bütün insanların beyninde yaşar; bu durumun bir sonucu olarak tekrarlayan şeyleri açılan savaş da bir kuşağı diğerinden, bir on yılı diğerinden, bir seneyi diğerinden ayıran muazzam değişimlere güç veren etkendir. Yeni yaratma dürtüsü, biyolojimizin bir bileşenidir. Yüzlerce kültür, milyonlarca yeni öykü inşa etmişizdir. Kendimizi daha önce hiç var olmamış şeylerle kuşatmışızdır.
“Demek geziyorsun böyle? Çok güzel! Kendine şanlı bir kader seçmişsin şahinim! Zaten gerekli olan da budur. Gezip görecek, hayatın tadını çıkaracak, sonra da yatıp öleceksin... Gerisine kulak asma!” Yaşlı, güngörmüş çingene Makar Çudra’nın sözlerinden öğreniyoruz Radda ile Zobar’ın öyküsünü, ama öncesinde bolca hayat hakkında, insanın varoluşu
Bir yemişin, hamlığından kurtulması sürecini insancaya çevirirken, geçmesi gerekebilecek süreyi çok uzatıyorum; bu da, ağır kanlı birağaç olduğuma verilsin. Elimden ancak bu kadarı geliyor. "Masalın da Yırtılıverdiği Yer", Göçmüş Kediler Bahçesi Bilge Karasu'nun metinlerinin belirgin bir özelliği var: Birçok edebiyat metninde bir arka
Reklam
Olay, 1969 Şubatı’nda, Boston’ın kuzeyindeki Cambridge’de geçti. O zaman bunu yazmadım, çünkü amacını unutmaktı, aklımı oynatmamak için. Bugün, birkaç yıl geçtikten sonra kâğıda dökersem başkalarının bunu öykü olarak okuyacağını ve zamanla belki benim için de bir öykü niteliğine bürünebileceğim düşünüyorum. Olay sürerken korkunçtu, izleyen uykusuz gecelerin daha da kötü olduğunu biliyorum, ama bu başkalarına da bu kadar dokunacağı anlamına gelmez.
Sayfa 9
Sahaf'ın söylediği
İnsanların okudukları kitapların sayfalarına karışıp kayboldukları günler çok geride kaldı. Kitaplara uğrayıp hayata kahraman olarak dönenlerin zamanı çoktan geçti. Yazmakta olduğu kitabın içinde karşısına çıkan bir diğer kitabın içine girdikten sonra kaybolan ve bir daha kendisinden haber alınamayan hayalkârlar da yok artık. Kelimeler âlemi kalmadı artık. Sayfadaki sihir söndü. Hayat ağır, acımasız bir hakikatle boşalmış ruhların uğultusunda ne şiiri ne sözcüğü ne yazıyı ne kitabı duyuyor. Yalnızca uğultu. Tohumu, ağacı yaradılış zamanlarına kadar giden en eski orman aynı vahşetle uğulduyor sanki. Dükkânı kapatıyoruz bu uğultuda. Birkaç yıla kalmaz hiçbirimizin dükkânı kalmaz hayatta. Hayatta kalma pahasına kaptırdıklarınızın hesabını siz yapın, siz düşünün. Yarın dükkânın mülk sahibine teslim edeceğimiz yalnızca bir anahtar değil, bir dünyadır efendiler. Kimimizin içinde yaşayıp hiç uğramadığı dünya.
Sayfa 38 - Metis Edebiyat, İkinci Basım: Mart 2011Kitabı okudu
256 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.