Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Artık yeryüzünde hiçbir şeyin beni şaşırtmayacağından korktum; gördüklerimden hiçbir zaman kurtulamayacağımdan korktum. Neyse ki birkaç uykusuz geceden sonra, unutkanlık bir kez daha imdadıma yetişti. ...
Bazen okuduğunuz bir öykü sizi birkaç yaş birden büyütür. Çoğu kez edebiyat, hayattan daha çabuk büyütür. ( Murathan Mungan)
Reklam
Yeniliğe duyduğumuz açlık, onu zorunlu hale getiriyor. Bu yalnızca birkaç kişiye özgü bir şey değildir. Yenilik dürtüsü, bütün insanların beyninde yaşar; bu durumun bir sonucu olarak tekrarlayan şeyleri açılan savaş da bir kuşağı diğerinden, bir on yılı diğerinden, bir seneyi diğerinden ayıran muazzam değişimlere güç veren etkendir. Yeni yaratma dürtüsü, biyolojimizin bir bileşenidir. Yüzlerce kültür, milyonlarca yeni öykü inşa etmişizdir. Kendimizi daha önce hiç var olmamış şeylerle kuşatmışızdır.
sevgiye inanmayan adam.. lütfen okuyun
Size sevgiye inanmayan bir adama ilişkin çok eski bir öykü anlatmak istiyorum. Bu adam sizin, benim gibi sıradan bir insanmış. Onu alışılmadık kılan düşünme biçimiymiş. Sevginin olmadığına inanırmış. Sevgi arayışında pek çok deneyim yaşamış elbette, çevresindeki insanları gözlemlemiş. Yaşamının büyük bir bölümü sevgi arayışıyla geçip gitmiş.
Sayfa 37
Olay, 1969 Şubatı’nda, Boston’ın kuzeyindeki Cambridge’de geçti. O zaman bunu yazmadım, çünkü amacını unutmaktı, aklımı oynatmamak için. Bugün, birkaç yıl geçtikten sonra kâğıda dökersem başkalarının bunu öykü olarak okuyacağını ve zamanla belki benim için de bir öykü niteliğine bürünebileceğim düşünüyorum. Olay sürerken korkunçtu, izleyen uykusuz gecelerin daha da kötü olduğunu biliyorum, ama bu başkalarına da bu kadar dokunacağı anlamına gelmez.
Sayfa 9
köprünün üzerinde durdu. Altında, kapkara ve ağır ağır akıp giden nehir, içinde bir sürü ışıltılı, parlak nokta Yıldızlardı bunlar; ve fal taşı gibi açılmış gözler misali yukarıya bakan köprü lambalarının yansımaları. Bu manzarada bir ölüm düşüncesi saklıydı... bir tutunma, köprü korkuluğunun üzerinden bir hamle, ardından aşağıda, aşağıdaki o sessiz karanlıkta birkaç çirkin çırpınma dakikası daha ve sonra huzur... Bütün gerçeklerden uzak, zengin, sonsuz bir huzur, bir daha uyanmayacak olmanın insanı sakinleştiren tesellisi...
Sayfa 164
Reklam
“Demek geziyorsun böyle? Çok güzel! Kendine şanlı bir kader seçmişsin şahinim! Zaten gerekli olan da budur. Gezip görecek, hayatın tadını çıkaracak, sonra da yatıp öleceksin... Gerisine kulak asma!” Yaşlı, güngörmüş çingene Makar Çudra’nın sözlerinden öğreniyoruz Radda ile Zobar’ın öyküsünü, ama öncesinde bolca hayat hakkında, insanın varoluşu
Bakardım ki, hayret, daha birkaç yıl önce uzaktan akrabammış gibi duran yerlerimle bugün senli benli olmuşuz. Hayretle anlardım; yaşlılık, insanın etinin yerini öğrenmesiymiş.
Sayfa 88 - PdfKitabı okudu
Çıkmaz
Belki dünya değişmemişti de yaşlılık ve umutsuzluk dolayı­sıyla her şey gençlik günlerindeki büyüleyici cazibesini ve gü­ler yüzünü yitirmişti ona göre. Bir o elleri bomboş kalmış ve far­kına bile varmadan her yıl gücünün kuvvetinin bir kısmı gözle görünmeyen bir menfezden çıkıp gitmişti. Birkaç mutsuz hatıra, bir iki rezillik ve boşuna çırpınmadan başka bir şey kalmamıştı geride. Sadece kendi leşini o delikten bu deliğe sürüklemişti ve şimdi daha güzel günler beklentisinde değildi.
Sayfa 29 - Yapı Kredi Yayınları, 14. baskı, Çev. Mehmet KanarKitabı okudu
Sıcak Ekmek
Evden getirdiği iki sofra örtüsüne sımsıkı sardı ekmekleri, yetinmedi bir de kucaklayıp sinesine bastırdı iyice. Soğumalarından korkuyor, korkmak demek az gelir ürperiyor desem yeridir. Hızla çıkıyor fırından. Koşar adım... Hava oldukça soğuk. Sabahın kör vakti, ortalık karanlık. Daha kimse iş telaşıyla yollara düşmüş değil. Bir o var bir de sabah
Hüseyin Hilmi ArslanKitabı okudu
256 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.