Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İstismarın doğuşu…
Hayvanlar aleminde İSTİSMAR yoktur… Hiçbir at, öteki beygirleri çalıştırıp, kendisi yem biriktirmez. Hiçbir kedi veya aslan, kendi cinslerinden mahluklara: “uğraşın, yaratın, getirin bana teslim edin”, demez… Hayvanlar başka cins mahlukları da kendi hesaplarına kullanamazlar; hatta cansız şeyleri bile kullanamazlar… Vücutlarıyla çevrelerini
Agave adlı bitki on dördüncü senesinde ilk defa çiçek açar ve sonrasında kururmuş ya, anladım ki sevda iki türlüymüş; insan, ya on dört bahar o çiçeği beklemenin heyecanıyla dolarmış ya da yediveren gülleriyle oyalanırmış.
Reklam
"Bizler yapay ve gerçek dışı olana rehin düştük. Besini gırtlağımızdan yuvarlamak, tıkınmak, alelacele tüketmek hem onu hazırlayan insan emeğini değersiz kılar, hem de bizim için feda edilen bitki ve hayvanların hayatlarına saygısızlıktır. Televizyon önündeki yemek sadece beslenmedir, halbuki sofra varlığın farkına varmaktır. Nimeti hissetmek ve şükretmek için bir firsattır. Hazırlanıp paylaşılan bir öğün aile hayatını biricik kılar. Soframızda dostlarımızı ağırlamak, dostluğu besleyip büyütür, şükür duası ve teşekkür ise o nimeti bize vereni ve emek harcayanı hatırlatır. Yemenin daha derin manası şudur: ihtiyaç hâlinde yaşamak bir zül değildir ve hayatta bir varlık olarak insan iyiye, güzele, doğruya yönelir.
Sayfa 164Kitabı okudu
128 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
@inkilapkitabevi bünyesinde @gulseniseri81 'nin yayın direktörlüğünü üstlendiği @gutenbergyayinevi kitap dünyasında yepyeni bir soluk olarak ilk kitaplarını yayımladı. #İsveç edebiyatının önemli isimlerinden #kerstinekman ın #kurtolmak kitabı da onlardan biri. 70. yaş gününü kutlayan Ulf adlı bir avcının geçmişini de içine alarak gelişen anlatı, bir nevi yaşam muhasebesi. Kendini dünyanın tek hakimi sanan insanın, gün geçtikçe yok ettiği doğal yaşam alanlarının, bitki florasıyla birlikte hayvan çeşitliliğinin de nasıl çıkmaza sokulduğunun mesajını veriyor satırlar. İnsanların zaman içerisinde bakış açılarının nasıl değişerek dönüştüğüne, hayvan ve insan arasındaki bağın kuvvetine dair yazılanlar da bana #beyazdiş romanını anımsattı. Av ve avcılık üzerine uzun uzun konuşulur elbette ama Kuzey'in o kendinden emin, sert, kararlı ve doğayı önemseyerek yaşamının bir parçası haline getiren özgün karakterlerini okumak her zaman keyif veriyor. Ve elbette @ekinbasakakgul ün şahane kapak tasarımları kitabı daha bir cazip hale getiriyor. Okuru bol olsun
Kurt Olmak
Kurt OlmakKerstin Ekman · Gutenberg Yayınları · 20241 okunma
Benim bir sarı çiçek hikâyem vardı. Onu hatırlattı.
Eranthis hyemalis Bu çiçeğin ismi Yunancadan geliyormuş ve bir bahar çiçeğiymiş. Kışın ( Yılın ilk aylarında) açmasına rağmen baharın müjdecisi olarak kabul ediliyor. Kuzey Amerika'da bu çiçeğin açışını yeni yıl hediyesi olarak kabul ediyorlarmış. Eve güneş ışığının enerjisini getiriyormuş. Bu bitki,Don ve soğuktan korkmuyormuş. Ocak ayında
Doğa Bir Savaş Alanıdır: Doğal Seçilim
Bu mücadelenin tek amacı hayatta kalmayı sürdürebilmek ve mümkünse, üreyerek soyunu devam ettirmektir. Bunu başarabilenler varlıklarını korur. Başaramayanlarsa… Yok olurlar. Bu av kimi zaman hayvan, kimi zaman bitki, kimi zaman diğer canlılar olur; ancak ne olursa olsun “canlı” ölümlerinden beslenmek zorundadırlar. Bu, sıradan bir hayvan türü olan insan için de aynen geçerlidir.
Sayfa 485 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Reklam
Dünya insanlara ait değil, insanlar dünyaya ait. Çiçekler bizim kız kardeşimiz; at, büyük kartal ve geyiği saymıyorum bile, hepsi erkek kardeşlerimiz. İnsan nasıl olur da herhangi bir şeyi satabilir ya da satın alabilir? Hava sıcaklığının ya da ağaçlardaki rüzgarın sesinin sahibi kim? Dallardaki bitki örtüsünün özlerinde, bizden önce yaşayanların hatıraları saklı. Şırıl şırıl akan derede, babamın ve onun babasının sesi de mevcut. Bastığımız toprağın bağrında atalarımızın tozlarının da bulunduğunu, dünyanın başına gelen her şeyin bizim de başımıza geleceğini, dünyaya tükürürsek kendimize tükürmüş olacağımızı falan çocuklarımıza öğretmemiz gerek.
Yaratılış ve İnsan
Nefsini tanıyan, Rabb'ini tanır. Akıl ve vicdan sahibi kimseler için bitki, hayvan ve insan olarak dünyadaki milyarlarca harika mahlûka ve şu muazzam kâinata ibretle bakıp bütün bunların Yüce Yaratıcısını hatırlayıp hayran olmamak imkânsızdır.
Güneş bugün de doğdu. Ama biz farkına varmadık. Belki güneşten sonra uyandık, güneşten bile geri kaldık. Gökyüzünün alabildiğine sınırsızlığına aldırmadan başımız eğik yaşadık. Yanı başımızda açan çiçeğe hayret bile etmedik. Yaz ayları bize sadece tatili hatırlattı. Kuru topraktan milyonlarca çeşit bitki yaratıldı. Bizse bu yaratılış karşısında hiçbir şey hissetmedik. Gözlerimiz, duygularımız, aklımız kapalı; uykudaydık. Bugün de bizi insan olarak ilgilendirmeyen konulara daldık. Hükumetler kurduk. Hükumetler yıktık. Teoriler ürettik. O sırada duygularımız anbean değişiyordu. Yararsız konuları konuşmaktan sıkılmıştı ruhumuz. Neden sıkıldığımızı bile anlayamadık. Sıkıntımızı dağıtmak için daha çok gaflete daldık. O sırada güneş batıyordu. Bizse ne kendimizin ne de kainatın farkındaydık.
Hala beşer sıfatındayız
Mevla arz da 3 şey yaratmış Cemâlat (taş,toprak vs) Nebatat (meyve,sebze,bitki vs ) Ve hayvanat (hayvanlar ve insanlar ) Hala hayvanat grubundayız ne zaman nefsi davranmayı bırakıp vefayı, sevgiyi, sadakati öğrenir ve benimser isek o zaman insan olacağız
Reklam
Yeryüzünde gerçekten yağmursuz belli bölgeler vardır ; bu bölgeler bize Amazon topraklarının bereketli hayatına ve verimli bitki örtüsüne gerçek tezatlığı gösterirler. Tüm bu yağmursuz bölgelerde zorunlu olarak sessizlik, ıssızlık ve ölüm vardır. Burada hiçbir bitki yetişemez, hiçbir hayvan yaşayamaz. İnsan bile sonsuza dek ve umutsuz bir şekilde silinmiştir.
Sayfa 13 - İlyaKitabı okuyor
İleride siborgla insan arasındaki farkı hayal etmek neredeyse imkansız. Onlar bizi muhtemelen bitki gibi görecek; algılama ve hareket etme işlemlerinin olağanüstü yavaş bir versiyonunda takılıp kalmış varlıklar olarak.
Çiçekler bizim kız kardeşimiz; at, büyükkartal ve geyiği saymıyorum bile, hepsi erkek kardeşlerimiz. İnsan nasıl olur da herhangi bir şeyi satabilir ya da satın alabilir? Hava sıcaklığının ya da ağaçlardaki rüzgârın sesinin sahibi kim? Dallardaki bitki örtüsünün özlerinde, bizden önce yaşayanların hatıraları saklı. Şırıl şırıl akan derede, babamın ve onun babasının sesi de mevcut. Bastığımız toprağın bağrında atalarımızın tozlarının da bulunduğunu, dünyanın başına gelen her şeyin bizim de başımıza geleceğini, dünyaya tükürürsek kendimize tükürmüş olacağımızı falan çocuklarımıza öğretmemiz gerek.
160 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Kaktüslerinde çiçekleri vardır. Evet azdır çiçekleri ama yinede umutla, inatla açarlar çiçek... Bizde neden kaktüs gibi her şeye rağmen tutunmuyoruz hayata her şeye rağmen çiçeklenip gülümsemiyoruz gökyüzüne... Dikenleri olabilir kaktüslerin ama unutmayın her insanın dikenleri vardır ve o dikenleri kendine zarar verene ya gösterir ya göstermez. Dikensiz kaktüs olmayacağı gibi acı çekmeyen insan da olmaz. Acılarımız bizi yağmur sonrasındaki gökkuşağı yapar. Her acı bin mutluluktur. Neden çünkü acılar sayesinde mutluluğa daha çok yaklaşırız. Ben acı çekmeden mutlu olmadım. Kitap kişisel gelişim yönünde ama çok güzel sözler var okumanızı tavsiye ederim. Özellikle kaktüsü sadece dikenli bir bitki olduğunu düşünenler okumalı. Hayat o kadar kötü değil bak etrafa kuşlar cıvıldıyor. Gökyüzü mavi, çiçekler gülümsüyor... O zaman yaşamaya hala değen şeyler var. En önemlisi de aynaya bak. Ahmet Arif' in dediği gibi: "Kendine iyi bak. Bir daha hiçbir ana doğurmaz seni..." Ben benlikten bir şey kaybetsem bile kötülük değil iyilik tohumları ekeceğim kalbime çünkü bilirim ki iyilik hem bana bulaşır hem etrafıma... Elif SEVİL
Kaktüsler de Çiçek Açar
Kaktüsler de Çiçek AçarSongül Ünsal · Olimpos Yayınları · 20193,650 okunma
Büyük yapılar tıpkı büyük dağlar gibi yüzyılların eseridir. Sanat dönüşse bile varlıklarını sürdürürler: Pendent opera interrupta, dönüşen sanata göre hiç sıkıntı çekmeden yaşamlarını devam ettirirler. Yeni sanat bulduğu yapıyı ele alır, onun içine işler, onu özümler, keyfince geliştirir, becerebilirse tamamlar. Bu işlem doğal ve sessiz bir yasa uyarınca, hiçbir karmaşaya yol açmadan, bir çabayı ve tepkiyi gerektirmeden gerçekleşir. Bu, aniden ortaya çıkan bir aşılama, akıp giden bir usare, yeşillenen bir bitki örtüsüdür. Kuşkusuz birçok sanatın aynı yapıdaki birçok yükseltisinin peş peşe gelen bu eklemlenmeleri kalın kitaplara, sıklıkla da insanlığın evrensel tarihine konu olacak niteliktedir. İnsanın, sanatçının, bireyin üzerlerinde silinip gittikleri, yaratıcısı bilinmeyen bu büyük kütlelerde insan zekâsı özetlenir, bütünleşir. Zaman mimar, halk yapı ustasıdır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.