Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
...Zaten Amerika'nın genel politikası bu; bir ülkede iktidarı pohpohlarken, öte yandan iktidara gel­mesi olası muhalif güçleri de kolluyor. Aç parantez Fe­tullah Hoca! N'olmaz n'olmaz, biz bu hocayı da kollayalım. Bakarsın pat iktidara geçer... Aslında Amerika her ülkede, iktidardakinin az biraz kendi adamı olma­ sını istiyor, çünkü dünya haritasındaki bütün ülkeleri eyaletleri olarak görüyor, diyelim ki görmek istiyor...
kitabın basım tarihi; 2005Kitabı okuyor
beni niye bırakıp gittin Müzeyyen? - elimde değildi, kendime engel olamadım. ona aşıktım. seni üzmek istemezdim ama kendimden de vazgeçemedim. - değdi mi peki? - mesele bu değil ki, yaşamam gerekiyordu yaşadım. ama biliyorsun işte bitiyor en nihayetinde her şey gibi. - çay için teşekkürler. - gitme. lütfen. diyelim ki gitmedim. seninle beraber
Reklam
Allah bu. İstese elleriynen yürütür adamı. Yürümenin türlü türlüsü vardır. Bir sürünmek vardır, götü yerden kurtulmaz adamın. Bir de tepesinin üstünde yürümek ki , adamın ağzından burnundan fitil fitil gelir; tam bizimki gibi. Şimdi bizim yürümemiz tepemizin üstünde. Köylü milleti böyle yürüyecek demiş. Demiş ki , köylü milletinin karnı tam doymayacak. Yarı aç yarı yok. Doyarsa günahkar olur demiş . Köylü milletin karnı doyarsa onunla ne Allah baş edebilir,ne de kul. Onun için ekmeği atlı etmiş, köylü milletini yayan. Ekmek kaçar biz kovalarız,tut tutabilirsen. Haydi tuttum diyelim,yine karnın doymaz. Bunu da düşünmüş, bu yüzden de karnımızı büyük, ekmeğimiz ufak yazmış. Bu Allah işini bilen bir Allah. Bilmiş köylü milletinin yüreğini ona göre yazmış. Allah bilmiş; başıma bela olmasınlar,kendi dertlerine düşşünler demiş..
Arganotlar, mühim olan yaşamak değil, denizlere açılmak derlermiş. Marazi bir duyarlığı olan Arganotlar olarak biz de diyelim ki hissetmektir mühim olan, yaşamak değil.
Kadın? total "insan"diyelim biz
“Kitle psikolojisi, zayıflığa veya duraksamaya reaksiyon göstermez. Tıpkı ruhsal hassasiyeti soyut bir nedene değil de tanımlanamayan, buyurgan bir güce karşı duyduğu belirsiz bir özleme dayanan, dolayısıyla da güçsüz, zayıf olana değil; güçlü olana boyun eğmeyi yeğleyen bir kadın ruhu gibi, kitleler de yalvaranı değil, yöneten ve buyuranı tercih ederler."
Şimdi tartışmalı bir terime geliyoruz sayın dinleyiciler. O da "akıl" karşılığı olan "us" sözcüğüdür. "Akıl gibi her gün, her saat dilimizden düşmeyen bir sözcük hiç atılır mı? Hem niçin atıyorsunuz? Ona alışık değil miyiz? Yadırgıyor muyuz hiç onu?" Böyle diyorlar ve bir bakıma hakları var böyle diyenlerin. Üstelik "akıl" sözcüğü ses bakımından da tam Türkçe bir sözcük gibi, söylenmese kimse anlamaz onun Arapça olduğunu. Kaim bir sesli ile başlıyor, kaim bir sesli ile bitiyor. Dahası, o sözcükle yapılmış ne çok deyim vardır: "Aklını başına topla", "akılsız başın cezasını ayaklar çeker"... gibi. Bu deyimlerde "akıl" sözcüğü yerine "us" koyarsak olmaz. Elbette böyle düşünenler haklıdırlar. Dilde bir işlevi olan sözcük yaşar. Akıl da öyle, yaşadığınca yaşayacaktır. "Peki", diyeceksiniz, "öyleyse ’us'un işlevi ne?" Ama bir de deyimlerin dışında, felsefe terimi olan, bir "akıl" daha var. Biz o deyimlerdeki sözcüğü kullanarak, diyelim sevmediğimiz biri için, "akılsız adam" diyebiliriz; ama felsefe terimi olan "akıl" insanı hayvanlardan ayıran bir öznitelik olarak herkeste vardır. İşte bu ikinci anlam için, yani terim yerinde kullanıyoruz "us"u. "İnsanlara özgü, onların tümel ve zorunlu ilkelere hiç bir güç harcamadan uymalarını sağlayan bilme, düşünme, önlem alma yetisi.”
Reklam
Biz ne dersek diyelim, insanlar inanmak istediklerine inanacaklardı. Biz de ne denli savaşırsak, o kadar kırılgan hâle gelecektik.
Sayfa 209Kitabı okudu
'Başkanım, Botan'da bize önceki yönetim tarafından, çok sayıda arkadaş yargılanıp öldürülmüş, aileleri durumu öğrenmişler, gelip bize soruyorlar. Verecek cevap bulamıyoruz. Bu ailelere ne diyelim?' 'O ailelere deyin ki; sizin çocuklarınız devrimciydi, içimize sızmış özel savaş elemanları tarafından katledildiler, biz, çocuklarınızı öldürenleri kısa zamanda ortaya çıkararak intikamlarını aldık. Ne yapalım savaştır oluyor deyin'. Selim Çürükkaya-Apo'nun Ayetleri
- beni niye bırakıp gittin Müzeyyen? - elimde değildi, kendime engel olamadım. ona aşıktım. seni üzmek istemezdim ama kendimden de vazgeçemedim. - değdi mi peki? - mesele bu değil ki, yaşamam gerekiyordu yaşadım. ama biliyorsun işte bitiyor en nihayetinde her şey gibi. - çay için teşekkürler. - gitme. lütfen. diyelim ki gitmedim. seninle beraber
Bazı sabahlar aslında sabah olmuyor.Biz sadece saatlere bakarak o vakte sabah diyoruz ama gerçekte sabah değil.Sabah demek içinde hiç olmazda küçücük bir umut barındıran zaman demektir.Umut yoksa da heves vardır.İkisi de yoksa o vaktin adına neden sabah diyelim,gecenin devam deyip geçeriz. O sabah da sabah olmadı.
Reklam
ona şaşıyorum biz sanki hiç tanrı görmedik hadi hiç görmedik diyelim/çok doğru/ tanrı da mı hiç görmedi bizi
Markopaşa 8. sayıdan
Biz diyoruz ki: Dostlar! Kalemimiz, fikrimiz sterlin kölesi olmasın… Vicdanımız doların esiri olmasın… Ne diyelim, fakat dünyada, köle olmadan da yaşanır dostlar!
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.