Kürşad'ın gür sesiyle
İndik Tanrı Dağından
Parçaladık surları
Çin Seddini aştık biz
Atsız Bozkurtlar da Göktürk Devleti'nin kuruluşu, Göktürklerin Çinilerle savaşını,tutsaklıklarını, Kürşadın direnişini anlatıyor
Kitap
Bozkurtların Ölümü ve https://1000kitap.com/kitap/kitap--187073 olmak üzere iki kitabın birleşimidir.
Kitabı okuyan bir çok kişide olduğu gibi bende o zamanlara gidip bir yandan kımız içenlerin yanında buldum kendimi
Bir yandan ellerinde kılıçlar at sırtında
Bir anda savaşın ortasında
Ben ilk olarak https://1000kitap.com/kitap/kitap--187073 okumuştum. İkinci kitap olduğunu bilmeden. Sonra ilk kitabını okuyamamıştım. @_A_Y_ yaptığı etkinlik sayesinde okumuş oldum.
Tabiki beğendim okuyun efenim
Ben, sen, o, onlar... hepimiz Biz'iz.
Bu kitap meşhur kara dörtlemenin kitaplarından biri. Kara dörtleme şöyle:
1. 1984 George Orwell
2. Fahrenheit 451 Ray Bradbury
3. Cesur Yeni Dünya Aldous Huxley
4. Biz Yevgeni Zamyatin
Benim sıralamam yukarıdaki gibi.
Dörtlemenin her kitabı çok güzeldi ama şu an da incelemesini yaptığımız Biz kitabı diğerlerinden daha enteresan bir havaya sahipti.
Kitaba alışmak başlarda gerçekten zor oluyor çünkü garip bir bölüm yapısı var ve karakterlerin isimleri sayı, rakam, matematiksel işlem, nota, enstruman... (bazıları ironidir)
Kitapta hoşuma giden şey kitaptaki ana karakterimizin biz okurlarla sürekli konuşması ve her olaya hakim olması. Karakter bir mühendis bu yüzden de zeki bir arkadaş kendisi. Mühendis olmasına rağmen şiir, edebiyat, felsefe, tarih gibi birçok alanda yorumlar yapıyor. Zaten karakter mühendis olduğu için baştan sona matematik konuşuluyor.
Zamyatin okurla sürekli konuşan bir karakter yarattığı için rahatlıkla kendi devrinde olan olayları, karakterleri, grupları inceden inceye eleştirmiş. Bu da hoşuma giden bir şeydi.
Genel olarak kitap güzel distopya sevenlerin okuması gereken bir kitap. Ama distopya sevmiyorsanız okumayın işkenceden farksız olur. Gidin Andy Weır filan okuyun. Daha çok keyif alırsınız.
Hayırlı günler keyifli okumalar...
“Hep bizim adımıza, bize benzemeyen insanlar çıkarıyorduk aramızdan. Kimse bizim tanımımızı yapmıyordu ki biz kimiz bilelim. Gerçi bazı adamlar çıktı bizi anlamak üzere; ama bizi size anlattılar, bizi bize değil..."
İnsan insan derler dayı,insan nedir bildin mi sen?..
İnsan, Auschwitz’in gaz odalarını icat eden varlıktır; ama dudaklarında duayla ya da Shema Yisrael ile gaz odalarına dimdik yürüyen varlık da insandır.(sayfa 148)
Toplama kampında, öldürülecek olan genç bir adamın yerine kendisinin öldürülmesini isteyen Peder Maximilian Kolbe de
:Artık yeter! Bazen kazanıyorduk, bazen kaybediyorduk ve sonunda her zaman kaybediyorduk.
.....
Hesaplaşma günü geldi. Şimdiye kadar yalnız din kitaplarında yargılandınız.Biz fakirler, zavallılar, yarım yamalaklar, bu kitapları okuyup teselli olurken içinizden güldünüz. Ve çıkarınıza baktınız. Hatta gene sizlerden, sizin gibilerden, büyük
Peki, kimiz biz?
Kürt’üz-Türk’üz, kadınız-erkeğiz, Aleviyiz-Sünniyiz ama önce insanız. Birbirimize yoktur üstünlüğümüz. Sadece zulme karşıdır öfkemiz. Serez’in esnaf çarşısında Şeyh Bedrettin’dir adımız. Pir Sultan’dır bir yanımız. İşkence tezgahlarında, Hallac-ı Mansur olduk. İbrahim’dik. Mazlum’duk biz. Dar ağacına yürürken başımız dikti. Deniz’dik. Hüseyin’dik. Yusuf’tuk. Sait’ti adımız, Dağkapı meydanında. Dersim'de Rıza olduk. Bolu Beyi’ne boyun eğseydik, Köroğlu’na çıkmazdı adımız. Mahir olmazdık, cesaret timsali. Kuyuda Yusuf’tuk, Kerbela’da Hüseyin. Sürgünde Ahmet Kaya, zindanda Yılmaz Güney’di namımız. Unutmayın ki;
Ekilir ekin geliriz,
Ezilir un geliriz,
Bir gider bin geliriz,
Bizi vurmak kurtuluş mu?
Bir varmış bir yokmuş tadında, nice arayışlarla ve daha çok bulamayışlarla dolu bu kitap;
Henüz başlarken elimde ne kadar somutsa, var olduysa,
Kitabı bitirdikten sonra da ben o kadar yok oldum sayfalarında. Ya da kitabın gizli anlamlarında öyle kayboldum ki bunu kopkoyu bir yokluğa yordum, bilemiyorum.
Peki nasıl anlatılır böylesine sonsuzlara
21. yüzyılda dinler yağmur yağdırmıyor, hastalıkları iyileştirmiyor bomba imal etmiyor olsa da, ‘’biz” kimiz, “onlar” kim, kimi iyileştirip kimi bombalayacağız gibi soruların cevabını belirleme noktasına geldi.
Bir mücadelenin daha sonuna geldim ve okurken çok kez ne demek istedi, vay be burdan bunu nasıl yakaladı, gerçekten çok doğru tespitler, muaazam bir hayat felsefesi, birini tam anlamıyla anlamak ve anlatmak ancak bu kadar profesyonel yapılabilir vs vs dedim defalarca. Bazen de öyle bunaldım ki bir cümleyi bile sayısız kez
Sokak kitaplarını ayrı seviyorum çünkü hayatın kalbinin orası olduğunu düşünüyorum. Hayatın 25. saatinin görüleceği tek yer, kalabalıklar bir yerlere yetişme telaşı içerisindeyken arasından sıyrılıp bir kaldırımda onların o akan 24 saatini gözlemlemek. Bu kitap tamda o 25. saati sunuyor size. Yazar tanıdık bir sima, son zamanların popüler adamı