Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Okuyalı epey zaman oldu. Açıkçası bu kitabı incelemek isteği bu sitedeki incelemeleri okuyunca oluştu. İnceleyenlerin birçoğu uzun uzun açıklamak, örnekler vermek, neden desteklediğini anlatmak yerine adeta Muazzez Hanım’ın fanı gibi okunmalı, mükemmel şeklinde yorumlar yapıyor. O kadar garip, şişirilmiş inceleme
> Avrupa tarihinde başka hiçbir ülke, Almanya kadar kitaba ve makaleye konu olmamıştır diye düşünüyorum. Zaman içerisinde Nazizmin ya da Nazi döneminin saklı kalan bazı sırları ve nispeten küçük özelliklerinin yeni keşif haberlerini duymak kesinlikle olası mümkündür.
> 2014 yılının sonlarına doğru İngiltere’de eğitim gören genç Alman bilim
Basın oldukça önemsiz hatta komik bir olayı kısa bir sürede çok önemli bir devlet meselesi haline getirerek, aslında en önemli bir meseleyi kamuoyunun dikkatinden kaçırıp, unutturma gücüne sahipti.
Bugün sizler ile Oscar Wilde'ın 1891 yılında yayımlanan felsefi romanı Dorian Gray'in Portresi’ni incelemek istiyorum. Biliyorum, içinizden: “Ya arkadaş, sen de yemiyor, içmiyor habire okuyor ve üstüne bir de inceleme yazıyorsun!” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Ne yapayım, bunlar hep eskiye dair okuduklarıma olan paylaşım ya da incelemelerim
Merhaba. Bu kitabı Süleyman Ateş'in "Gerçek Din Bu" adlı kitabıyla beraber okudum. Ateş, genel olarak Dursun'un istemeyeceği kadar akılcı bir yaklaşım içerisinde. Ama bununla birlikte birçok kişiye nazaran da aykırı bir düşünce yapısına sahip. Miracı, recm cezasını, peygambere atfedilen mucizeleri vs.. kabul etmiyor. Bunların aksine
Bir insanın kendine karşı en büyük ödevi hakikati keşfetmektir. (#73093133)
______
En hoşlanmadığım hususların başında aklımla dalga geçildiği hissi yaşamak veya başka bir ifadeyle aldatılmışlık hissi yaşamak gelir. Bu hissi en çok yaşadığım hususların başındaysa Atatürk’ün şahsının ve onun icraatlerinin din ve
Kadı Abdulcebbar köklü reddiye geleneğinin önemli temsilcilerinden derya deniz bir abimiz. Kendisi İslam dışında diğer dinler ve mezhepler hakkında da oldukça bilgili. Bununla beraber tarih bilgisi ve rivayetler üzerinden yaptığı temellendirmeler de fikri yetkinliğini gösteriyor. Kitabın birçok yerinde bunu görüyorsunuz. Bugün din eleştirmeye
"Bizim kalemimizin yönünü, hayatımız çizmiştir ; ondan böyle acı, keskin, buruk, gözyaşlı ; hatta gülmecemiz bile..." Aziz Nesin'in Anıları(S.239)
Sürgünün anıları, birkaç aydır kah Ulucami yakınından geçerken(bkz.Hafız Aziz anısı) göz kırpıyor, kah gecenin bir saatinde dar sokaklarda sessizce yürürken " Hülasa bu koskoca Bursa
Hayal mi gerçek?
Gerçek mi hayal?
İkisi de mi gerçek?
İkisi de mi hayal? . . .
Hem gerçeği hem hayali muallakta bırakan bir obsesif şüphenin romanı:
Puslu Kıtalar Atlası
Eflâtunî bir girdap içinde büyük daireler çize çize derinlere doğru efsunlanmış ve yarı-anestezik bir halde duhul ederken birden son sayfaya gelmemle birlikte geceyarısının bir kör
Özellikle hukukçular arasında bilinen ve verilen hükümlerle, yaşanılan olaylarla tarihe geçen ünlü davalar vardır. Dreyfus Davası da bunlardan birisi. Bu dava, Fransa'da haksız yere casuslukla suçlanan Alfred Dreyfus'un davasıdır.
Olaylardan biraz bahsetmek gerekirse... Hem Fransa Savaş Bakanlığında Haber Alma Servisi görevlisi hem de Almanya
Mutâlî’ hocam beni üçüncü kez müthiş bir kitap ve yazarla tanıştırdı kendisine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Daha önce bu şairden bir haber yaşayışımdan sebep kendime öfkelensem de bir yandan da belki uygun zamanın gelmesini beklemişimdir diyorum. Kalemi bana
"...çektim bereketli topraklar üstünde çok çileler,
bu yüzden Odysseus adını taktım bu çocuğa, yani Çileli."
Siz Homeros'un sözüne kulak verin, orada bulacaksınız mutluluğu.
Mitoloji türündeki kitaplar ağır ve karmaşık bir dile sahip olduğu için bu kitabı kitaplığınızda tozlanmaya terk etmeyin.
Neden mi?
Çünkü İlyada ile birlikte
Bir şey, misali aracılığıyla bilinir ve tanınır. Dayandığı delillerle güçlenir, kuvvet kazanır.
Cebrî zındık'ın misali, [dini] hükümleri ve [bunların dayanağı olan] hikmetleri iptal etmeyi arzulayan birisi olmasıdır.
Sünni'nin misali, mağarada mahsur kalıp, en faziletli amellerini vesile kılarak Allah'tan yardım isteyen üç