Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cehenneme Kışı Getiren Cesur Ölü Ah o kendi kendini hayattan çekenler yok mu Ne büyük saygı duyarım her birine Kendi kendinin celladı olup, intihar eden Bunu bir seçim hakkı olarak kullanan Varlıktan yokluğa geçenler
Emanet dedigin bir vakit sonra geri alinir Pinhan. Hikaye dedigin emanet degildir. Demem o ki, sen daha hikayeni yasamadin Pinhan. Yuregin daralmakta kac zamandir bilirim. Kendine yollar, akacak mecralar aramaktasin onu da bilirim. Durri Baba'nin neden sana gorunmedigini, neden boyle uzak durdugunu merak edersin, buna icten ice uzulursun. Oysa bizler Durri Baba'yi her gun her gece gorur; onunla uzun uzun sohbet eder, avuc dolusu guler, huzunleniriz. Hikayelerimiz ortaktir, birdir. Biliriz. Hikayelerden alametler derleriz. Senin defterinse henuz bostur Pinhan, bos oldugunu bilirsin sen de. Doldurmaya gayret edersin. Lakin bunu yanlis yerde yaparsin. Burada yeni hikaye yazilmaz. Bizim nazarimizda zaten her hikaye, ta kalubeladan kalma eski bir hikayedir. Gel gor ki hikayesini yasamamis olanlar bunu bilmez, onlar yeni bir hikaye arar durur kendilerine. El degmemis olsun, tadina bakilmamis olsun isterler. Cunku bir olmayi degil, tek olmayi arzu ederler. Sana daha baska ne soylesem ki Pinhan? Bunlari fehmeylemen icin yeni sandigini yasaman icap eder. Seninle burada ayri duser yollarimiz. Elbet bir vakte kadar, o zaman yeniden kavusur, kucaklasiriz.
Reklam
Türkiye'de 80 bin cami var. Cuma namazları ve ramazanlarda teravihler dışında camiler genelde boştur. İnsanların dörtte üçü beş vakit namaz kılmaz. Akşam ve sabah namazlarına daha çok mahalledeki yaşlılar katılır. Günümüzde bir çok cami yapılıyor ama içleri boş kalıyor. Şimdilerde bir tür ''Hadi kızlar okula'' kampanyası gibi ''Haydi Müslümanlar Camiye'' kampanyası düzenleyerek camileri doldurmak ve yeniden hayatın merkezi haline getirmeyi amaçlayan platformlar var.
Sayfa 178
Birlikteyken kimlerle rahat ediyorsan onlarla vakit geçir. Ailenle rahat edemiyorsan bir arada olman gerekmez.
Sayfa 354Kitabı okudu
"Zenginlik, bir kez genelleşti mi, ayrım tanımayacaktı. Hiç kuşku yok ki, kişisel mülk ve lüks anlamında zenginliğin eşit bir biçimde dağıtılacağı, buna karşılık iktidarın küçük bir ayrıcalıklı zümrenin elinde toplanacağı bir toplum düşünmek mümkündü. Ama böyle bir toplum uygulamada uzun süre ayakta kalamazdı. Çünkü boş vakit ve güvenlik herkesçe paylaşıldığında, yoksulluğun serseme çevirdiği geniş kitleler okuryazar olacak, kendi başına düşünmeyi öğrenecek, o zaman da hiçbir işe yaramadığını sonunda fark ettiği ayrıcalıklı azınlığı ortadan kaldıracaktı. Hiyerarşik toplumun varlığı, uzun sürede, ancak yoksulluk ve cehalete yaslanarak sürdürülebilirdi."
Sayfa 220Kitabı okudu
"Boş vakit, felsefenin annesidir."
Reklam
ne eski bir tango melodisi, ne de siyah önlüklü bir mektepli kız resmi, hayır beni on sekiz yıl evvelki o tatlı hatıraları alemine atan, gazetede götürdüğüm iki satırlık, kupkuru, alalade bir kiralık ilanı oldu. o anda pendik sahilleri birden gözümde canlanıverdi. o köşk...o köşkün bizim bahçeye bakan penceresi...ve o pencereden mahinur...sarı
MAHOMET (MUHAMMED (sav)) Vazifesinin yakın olduğu içine doğmuştu Metindi; kimseyi kınamıyor, incitmiyordu Yolda gördüğü kimselerle selâmlaşıyordu
La Légende des Siècles (Yüzyılların Efsanesi)
KARIMA MEKTUP Bir tanem! Son mektubunda: "Başım sızlıyor yüreğim sersem!" diyorsun "Seni asarlarsa seni kaybedersem;"
Evet, evet her gün biraz daha ihtiyarlıyoruz Suvan, her gün biraz daha çöküyoruz. Vakit durmaz ki! Ama boş yere geçirmiyoruz vaktimizi. Önemli olan da budur... Daha dün denecek kadar yakın bir geçmişte biz de birer delikanlıydık... Ne de çabuk geçiyor zaman. Hayat dediğimiz şey çok ilginç ve bizim şimdilerde ondan vazgeçmeye hiç niyetimiz yok. Yapılacak çok işimiz var daha ve ben seninle uzun bir ömür geçirmek istiyorum...
Sayfa 29 - Ötüken Neşriyat
Reklam
Hafızam yanıltmıyorsa ki kendisi bildiğim en güvenilir kaynaklar arasında değildir. 55 sene evvel şimdilerde devasa apartmanlar tarafından istila edilen alanlar bizim mahalle maçı yaptığımız, boş ve buna rağmen üzerinde kimsenin rant talep etmediği ve işletmeye çalışmadığı, özgür toprak parçalarıydı. Biz de bu alanlarda topumuzu oynar ve doyasıya toprağa batardık. Kimi çocuklarının annesi eve çağırırdı, kimi çocukların babaları ayakkabıları yırtılıyor diye top oynatmazdı. Benim ailem açısından bu ikisi hiçbir zaman birinci derece aciliyetli sorunlar arasında olmadı. Bundan dolayı her gün rahatça topumu oynardım. Alan da boldu, vakit de... Oyunumuzun kuralları son derece esnek ve gelişen durumlara hızla adapte olabilen kurallardı. Maç biz ne zaman istersek o zaman biterdi. Faul, maruz kaldığını düşünen kişinin ısrar derecesine göre, gol ise atan oyuncunun sevinç şiddetine göre sayılırdı. Oyuncu sayısı dahi önemli değildi. Zira tek sayıda bile olsak bir oyuncuyu bir yarı bir takımdan yana diğer yarı karşı takımdan yana oynatarak sorunu çözerdik. Çözülemeyecek sorun olamayacağının minik kanıtlarıydık.
"Normal bir insan olmaya zorladılar, bana boş yere vakit kaybettirdiler. Olmayınca da, anormal dediler. Ben de kendimi anlamadım: bütün hayatım boyunca normal bir adam olmaya çalıştım..."
Sayfa 596Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.