Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kemal Sayar
Kemal Sayar
: Hayatın içinde ne kadar koşarsak, ne kadar hızlı gidersek o kadar rızık edineceğimiz, o kadar mal, mülk biriktireceğimiz yanılsamasına sahibiz ama siz diyorsunuz ya, "Rızık takdir edilen kadardır." Yine de bilinçaltında bir şey, bir dürtü insanı zorluyor, kamçılıyor, sanki ne kadar ileri giderse o kadar altın toplayacakmış hissine kapılmasına yol açıyor. Padişah, teveccühüne mazhar olmuş birine "Dile benden ne dilersen," diyor. Kişi, mal mülk istiyor. Padişah da, "Ben şu parayı havaya atacağım, yere düşene kadar başlangıç noktasına kadar çevrelediğin yerler senin olacak" önerisini getiriyor, sonra parayı çok yukarılara atıyor. Kişi başlıyor koşmaya, koştukça daha fazla koşmak istiyor. Sonra para düşüyor, o çok uzaklarda kalıyor ve hakkını kaybediyor. Insanın yarışı da buna benziyor. Biz o para hep havada kalacak sanıyoruz. Daha da ileri, daha da hızlı gitmek istiyoruz ama sonuç hüsran oluyor.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'ye felsefecilerden bir grup geldi. Suâl sormak istediklerini bildirdiler. Mevlânâ hazretleri bunları Şems-i Tebrîzî'ye havâle etti. Bunun üzerine onun yanına gittiler. Şems-i Tebrîzî hazretleri mescidde, talebelere bir kerpiçle teyemmüm nasıl yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler üç suâl sormak
Reklam
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Yazıklar Olsun Sizin İnsanlığınıza!
Normalde bu tür bir hareket hiç huyum değildir ama görüntüsü Müslüman olup da, üç beş beğeni uğruna yahudi seviciliği yapan böyle utanç kaynağı insanlar görmekten bıktık usandık artık! Hadi boykot, mezalim, katliam, soykırım falan umurunuzda değil ama bu kadar da umursamaz, şuursuz olmayın! Her gün yüzlerce Gazzeli Müslümanın katledildiği bir
Gök kubemizi 1923 te çaldılar… Harf İnkilabı isimiyle
Kendi Gökkubemiz Yahya Kemal Merhum'dan mülhem bir ifade. Biz Gökkubemizi nerede yitirdik, ne zaman yitirdik, nasıl yitirdik... …bunu buna başlayalım mı…? Bu soruyu sormak bile aslında, bu yolculuğun ilk adımlarından biri olmalı. Çünkü birçok insan Gökkubemizi kaybettiğimizin bile farkın da değil. Önce meseleyi doğru ortaya koymak lazım.
208 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Ben, Efsane
#KİTAPYORUMUM Eveeet, sizlere bir bilim kurgu klasiği ile geldim. Buna çok şaşırdığınızı biliyorum çünkü malum klasik kitaplar ile başım uzun zamandır dertte, ama buna dur demenin zamanının geldiğini düşünüyorum. Klasikler içinde de çok güzel kitaplar var onlardan daha fazla mahrum kalmak istemiyorum bu yüzden bu durumu nasıl çözerim diye düşündüm
Ben, Efsane
Ben, EfsaneRichard Matheson · İthaki Yayınları · 2020662 okunma
Reklam
Ebrar 2126
Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in
272 syf.
10/10 puan verdi
Siyahin Kelebeği Selam yıldızlarım! Bugün Yaz Gecesi kitabında çok merak ettiğim bir çiftin kitabı olan “Siyahın Kelebeği” kitabıyla geldim. Kitap o kadar güzeldi ki bayılmamak elde değildi bence Daha ilk sayfalardan onların arasındaki çekimi hissetmemek imkansız derim. Çünkü o kadar güzeller ki hissetmeseniz onlara hakaret olacak gibi. İlk
Siyahın Kelebeği
Siyahın KelebeğiÇağla Fulya · Otantik Kitap · 20246 okunma
Bir süre sonra insanlar pek de umrunda olmuyor. Kimseyi değiştirmeye çalışmıyorsun. Kimin ne düşündüğünü, kimin ne yaptığını umursamıyorsun. Yorulunca kendi kabuğuna çekilip o küçük dünyanda yalnız yaşamayı öğreniyorsun. Anlık mutluluklar yaşayıp, derin hüzünleri tek başına atlatmayı öğrendiğin vakit kimseye ihtiyacın olmuyor. Siz buna “Yalnızlık” diyorsunuz, ben ise “Huzur"
"Peki, kadınla erkek arasında büyük bir yaradılış ayrılığı olduğunu inkâr edebilir misin?" Gel de inkâr et! "Öyleyse kadına yaradılışına uygun ayrı bir iş vermek lazım." Öyle ya. "Öyleyse, saçmalığa, çelişmeye düştünüz işte. Kadınların yaradılışları hem erkeklerden ayrıdır diyorsunuz hem de onlara erkeklerle aynı işleri yaptırıyorsunuz." Ne cevap vereceğiz şimdi buna?
Sayfa 154Kitabı okudu
Reklam
"Anladım ki hayattaki çoğu şey kendine layık görmekle ilgili. Eğer içten içe kendinize değer vermiyorsanız ne sağlam bir sevgi, ne lüks bir hayat, ne de ilerlemeci bir düşünce biçimini seçemiyorsunuz. Her şeyin azı, her şeyin kırpılmışıyla idare edip buna da kader diyorsunuz." Hatice Acar
Kurtarıcı Arama İhaneti
Suya düşen yılana sarılır der atalarımız. Emperyalizmin güdümünde ki siyaset dünyası adeta bir yılan deryası. İlahi nutuk ile rol çalmaya kalkanları da görünce Mustafa Kemal Atatürk'ün Nutuk kitabı ile bir asır önce ki uyarılarını yeniden hatırlatmak artık ulu bir göreve dönüştü. Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra Türkiye Cumhuriyeti
Ne bir erkek hanımına bakılmasına dayanabilir, eğer bozulmamışsa, tefessüh etmemişse; ne de bir kadın "Bana bir-ikisi baksın" dese de yedi sekizinin nazarından elbette ki çok rahatsız olacaktır. Çünkü bozulmamış fıtrat bunu gerektirir. Peki soruyorum, plajda ne değişiyor? Kurgu, konsept farklı ama hadise aynı! Gözünüzden bile sakındığınız eşiniz binlerce aç gözün ortasında ve siz buna eğlence diyorsunuz. Bunu da yıllardır anlayamadım ya neyse...
Göze sormuşlar: “En çok ne görmekten hoşlanırsın?” “Zıtlık” demiş, “bana zıtlık gösterin.” Yaratıcı tanrıça Afrodit ile yıkıcı tanrı Ares’in yasak aşkını göstermişler. Afrodit ile Ares sadece geceleri buluşup gün ağarmadan ayrılarak ilişkilerini gizlice sürdürüyorlarmış. Ama bir gece uyuyakalmışlar. Güneş gökyüzündeki yerini aldığında, hala yan yana uyumakta olan aşıklar yakalanmışlar gökyüzüne. Güneş gördüklerini hemen yetiştirmiş Afrodit’in kocası surat yoksulu Hephaistos’a. “Siz buna zıtlık mı diyorsunuz şimdi?” demiş göz. “Sizce Afrodit’in yıkıcı tanrı ile kaçamağı mı zıtlık, yoksa ruhu da kendi gibi çirkin Hephaistos’a sadık kalması mı?”
Sayfa 114Kitabı okudu
520 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Tutkulu Aşk Nasıldır?
Ben hiçbir aşk romanında bir âşığın zihninin bu kadar maşukuyla dolu olduğunu, maşukunun duygularını ve zihnini anlama ve bilme iştahıyla dolu olduğunu, maşukuyla ilgili her şeye bu kadar çok değer biçtiğini görmedim. Nasıl bir aşkmış, okudukça katmanlandı zihnimde. Ben "Ha yok ya, cinsel arzu bu sadece." dedikçe sayfaları çevirdim ve
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,2bin okunma
1.196 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.