Necmettin Bozkurt
@by_okurr
Okumayı programımızın ilk sırasına yazdığımız gün milletçe kazandığımız gündür.
"Kitap oku!" deme. Bir kitap al ve oku...
instagram.com/n.bzkrt?igshid=...
Muallim
Lisans
Adıyaman
620 okur puanı
Ekim 2017 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Diriliş Serisi
Tez anti tez sentez üçlemesiyle fikirlerini bir zemine oturtan 
Sezai Karakoç yine zihnimizi yoran bir eser kaleme almış.
Üstad ile ilgili söyleyeceğimiz şeyler ona saygısızlık olur yorum yapmaktan ziyade tespit veya ne anlatmış ona değinmek daha doğru olur. 
İnsanlığın Dirilişi kitabında insanlığın Rönesans öncesi ve sonrası hangi dönüşümleri/ değişimleri geçirdiğini Edebiyat, Sanat, Sinema, Tiyatro -izmlerin etkileriyle değerlendirmiş. İnsanlığın Dirilişinin nasıl olması gerektiğini de son bölümde açıklamış. Diriliş insanının nasıl olması gerektiğini, özeliklerini kendi dünya görüşüyle açıklamış. Bana Akif in Asımın Nesli ile Diriliş İnsanı aynı portreyi oluşturdu. Beslendiği kaynak bir olunca ortaya aynı portre çıkması da normal sanırım.
Diriliş serinin tamamını okumayı düşündüğümü belirterek incelememi bitirmek istiyorum.
Umarım kitabın ruhuna dokunmadan bir nebze de olsa tanıtabilmişimdir.
Kitapla kalmanız dileklerimle sevgili okur.
Okur Takip Önerileri
Bir Klasik Ahmet Hamdi Kalemi
Hayri İrdal, kendini gerçekleştiremeyen, arayışta olan bir karakterin yine olmak istediği, hayalindeki karakterden “Halit Ayarcı” aldığı direktiflerle; kendisinin bile kabullenemediği bir kişiliğe evrilerek değişim yaşıyor. Aynı zamanda Saatleri Ayrlama Enstitüsü’nü kurduruyor. Yani aslında kendisini gerçekleştirmesini sağlıyor. Kitap genel olarak silik karakterdeki bir dönem Anadolu insanının hikayesini kendi kurgusu ve kalemiyle okuyucularla buluşturuyor. Ahmet Hamdi, ironik diliyle yer yer yüzümüzde tebessümler yerleştirmiş.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü 
Ahmet Hamdi Tanpınar
Tarihin Tozlu Sayfalarına ALEGORİK Bir Bakış Açısıyla Yolculuk
Herkese öncelikle keyifli okumalar dilerim. Yeni bir inceleme ile sizlerleyim. 
Nazan Bekiroğlu sık kullanılan hitabıyla Nazan Hoca, yine yüreklere dokunan ilmek ilmek işlenmiş sözlerle süslediği etkileyici kitabıyla okuyucuya farklı bir deneyim sunuyor. Birçok kitabını okumuş bir okur olarak heralde bolca alıntı yapmak istediğim, kendine has yüreğe dokunan
Çöle İnen Nur
Necip Fazıl ismi benim kendi dünyamda her zaman “metafizik” kelimesiyle yanyana gelmiştir. Fikriyatı, şiirleri, görünüşü her zaman olağandışıdır(müsbet manada) Üniversite yıllarımda. ödevlerimi onun üzerine almaya çalışırdım ki daha iyi öğreneyim ve daha çok tanıyayım.
Bu bilgini okumak bizler için çok ama çok büyük bir lütuf.
“Anladım işi sanat Allah’ı aramakmış
Geride kalan Çelik çomakmış.”
Sanatı özetleyen güzide satırlar tam da ona yakışır tarzda. Çöle İnen Nur konusu itibariyle muazzam olan eseri, Üstadın penceresinden irdeleyerek okuma imkanı sunuyor. Farklı yazarlardan siyer kitabı okumamıza rağmen her defasında yeni bir kitap okuma heyecanı hissederiz. Necip Fazıl Kısakürek’te bu heyecan daha fazla oluşur bende. Çünkü o taklitten değil tahkikten müslüman olmuş sağlam bir irade.
Allah razı olsun ondan. Kitap ile ilgili söyleyeceğim Üstad; küffarın ihtilaflı, karmaşık ve şüpheci yaklaştığı konuları mantık süzgecinden geçirerek ve akli cevaplarla okuyucuya da fikir vermeyi amaçlıyor. Anlatımda sadeliği tercih etmesi kitabı bir anda bitirmenizi sağlıyor. Konu ile ilgili birçok şey yazılabilir onu da okuyucunun takdiri ve okumasına bırakıyorum.
Efendimizin hayatını etraflıca okumak hepimize şifa olacaktır. En güzeli de kitabı okumadım da sanki Üstaddan dinledim. Beni en çok memnun eden bu oldu. Şimdi kitaptan alıntıladığım ve yüreğimi okşayan şu satırlarla sizi kitabı okumaya davet ediyorum:
“Bu kitapta güzel olan her şey sana aittir. Çirkin olan her şey benimdir.”
Üstad 
Necip Fazıl Kısakürek
“Anam babam sana feda olsun ya Rasulallah”
Kitapla kalan…
bir solukta 33 yıl
Bazı kitaplar yazarı için okunur bazıları da konusu ilgi çekici olduğu için. Kaplanın Sırtında kitabı bu iki özelliği de taşıyor aslında. Tarih kitaplarına her zaman merakım olmuştur. Abdülhamid İmparatorluğun en çok tartışılan, üzerine en çok görüş ayrılığı olan önemli bir padişah. 
Zülfü Livaneli de bunun farkında ki bu eserinde Abdülhamid Hanın yaşadıklarını günlüklerden ve hatıralardan hareketle okuyucularla buluşturmuş. Yazarın en güçlü yanı eserlerinin akıcı olması bu eserinde de yine akıcılık ön planda.
Hem hıphızlı hem dupduru bir anlatım.
Dublörü Dilemması, raflarda çokça gördüğüm kitap aklımda her zaman oyunculuk üzerine bir kitap imajı oluşturdu şimdiye kadar. Okuyunca bambaşka bir kitapla karşılaştım. Tamamen kurguya dayalı,ki birçok yönüyle farklı bir kurgu, sürükleyici bir roman. Geçenlerde bir video izlemiştim. Adamın biri hacıyatmazı yerden almaya çalışıyordu. Her aldığı hacıyatmazın içinden yeni bir tane çıkıyordu. İzlerken videodaki adamdan daha çok yoruldum desem abartmış olmam. Kitabı bitirince karakterlerin üstlendiği roller tıpkı o hacıyatmaz gibiydi. Asıl film en sonda kopuyor. Spoiler vermeden okumanızı tavsiye ediyorum. Bu kitabın en büyük artısı nedir, diye soracak olursanız alabildiğine SÜRÜKLEYİCİ bir çırpıda bitirebileceğiniz bir enteresan bir roman. Şimdiden keyifli okumalar. Kitapla kalın sevgili okurlar…. 
Murat Menteş 
Dublörün Dilemması
Bir serinin daha sonu.
Serinin son kitabı. Beklediğimden farklı bir kitap oldu. En azından seriyi düşününce 1.ve 2. kitaptan farkl i geldi bana.
Bireysellikten tarihselliğe yönelmiş diyebilirim. Özellikle Serbest Fırkanın kuruluşu ve kapatılışı üzerinde durulmuş. Cumhuriye sonrası tek parti döneminin oluşturucu bürokrasi, halkın inkılaplar karşısında sergilediği tutum gibi dönemin genel olayları üzerine daha fazla eğilmiş.
Bir ara serinin 3. Kitabı mi acaba ? diye düşünmedim değil. Çünkü ilk iki kitaptaki kahramanlar neredeyse yok gibiydi. Sonlara doğru kahramanlarımız görünmeye başladı. Bence birçok konuda kitap havada kalmış. Kâmil Bey, 7 yıllık hapis cezasını erkenden kurtardı ama dışarda yaşanan olaylar tam olarak aktarılmamış. Karısı başka biriyle evlenmiş, kızı Ayşe ise yaşadığını dahi bilmezken hapisten çıktıktan sonra da babasının dostu olarak kızının karşısına çıkması ve sonrasında ne olduğunun belli olmaması kitabı eksik bırakmış. Üstelik serinin en uzun kitabı...
Yine de dönemsel romanlar içerisinde okunmaya değer bir kitap. Seriyi bitirme adına hemen okumak isteyeceksiniz. Kemal Tahir'i okumaya devam edeceğim. Sizlere de nacizane tavsiye ederim.
Keyifli okumalar...
Kemal Tahir
Esir Şehrin İnsanları
Esir Şehrin Mahpusu
Yol Ayrımı
