Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yani hem canına çöküyorlar, hem malına.
Konuyu farklı bir bakış açısı getirecek önemli bir noktaya da unutmamak gerekir. O da cadı olmakla suçlanan kişilerin kendi suçunu itiraf etmesi sırasında bütün mal ve emlaklarının müsadere edilmesi durumudur. Özellikle cadılık ile suçlanan kadınların mal varlığının 2/3’si feodal hükümdara kalırken, 1/3’lük kısmının ise sorgulayan hakim ve cellat gibi kişilere bırakılması oldukça ilginçtir.Bu yüzden de ekonomik sorunların yaşandığı bir dönemde Cadı Avı yüzyılında bu şahıslar, sürekli zenginleşmiştir. Bu durumda suç ve ceza unsurlarında artış görülmesi de bu zenginleşmeye katkıda bulunmuş olabilir.
Sayfa 70
144 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Şubat ayında İstanbul'a yaptığım bir gezi sırasında tesadüfen gördüğüm bu kitabı hiç araştırmadan, sadece içime öyle doğduğu için almıştım. Okuma sırası henüz gelmişti. Kısa sürede okuyup bitirdiğim kitabın üslubu sade, yazı dili ise açık ve anlaşılır. Cadılık, paganizm, Toprak Ana konularına ilgi duyan herkesin gönül rahatlığıyla
Avrupa'da ve Osmanlı'da Cadılık
Avrupa'da ve Osmanlı'da CadılıkÖzge Özal · Destek Yayınları · 20233 okunma
Reklam
Nitekim Hristiyarılıkta o zamarı din savaş­ları, cadı avı ve yasak kitaplar listesi gibi pek çok durum söz konusuydu. Bauer'e göre "İslam'da ne örgütlü ruhbarı sınıfı ne felsefe ve doğa bilimlerinin bastırılması ne de rasyonalistleri tekrk etme eğilimi" bulunuyordu.
“Cadı Avı” kisvesi altında “Kadın Katliamı”
Bu mücadelelerin en sık görüldüğü ülkeler Almanya İsviçre Fransa ve Polonya olup buralarda yaklaşık 50.000 kişinin cadı suçlamasıyla öldürülmüş olduğu tahmin edilmekle birlikte bu sayılarda farklılıklar bulunmaktadır.Ancak burada asıl önemli olan öldürülen insanların cinsiyeti konusudur. Çünkü ilk gerçek cadının cinsiyeti kadındır.
Sayfa 14
“Cadı Avı Çağı” denilen acı dolu dönem, 1350’li yıllardan itibaren başlamakta, yaklaşık olarak 1780’li yıllara kadar devam etmektedir.
Sayfa 14
Tarihçi Walter Stephens, cadı avı çılgınlığının kadından nefretten değil, kuşkudan kaynaklandığını savunuyor. Toplumu derinden sarsan düşünsel, toplumsal ve ahlaki değişiklikler, insanların inançlarını tehdit etmişti ve eski ilahi düzene ait olan geleneksel inançlarını savunacak ve kanıtlayacak yollar aramışlardı. Malleus'un ayrıntılı bir analizini yapan Stephens, kadınların şeytanlarla cinsel ilişkisiyle bu kadar meşgul olmanın her şeyden önce şeytanların var olduğunun kanıtlanmasına yönelik bir mesele olduğunu iddia etmiştir; yani kadınların şeytanlarla olan sözde deneyimlerinden ne kadar fazla detay alınırsa o kadar iyiydi. Engizisyon yargıçlarının, bugün bize daha çok pornografik fanteziler gibi görünen kadınlarla ilgili seksüel takıntıları, aslında bütün kuşkuları ortadan kaldıracak kanıtlar bulma yolunda yapılan girişimlerden başka bir şey değildi. Malleus, "cadı kadınların inandırıcı beyanlarının kendisinin bütün bu fantezileri inanılır kıldığını" bize anlatıyor. Bu anlatıma dayanarak, engizisyon yargıçlarının kadınlara, şeytanın varlığı hakkında kanıt elde etmek için işkence yaptıklarını söyleyebiliriz. Onlar metafiziği fiziğe teşmil etmeye çalışıyorlardı. Cadı avı, görünmeyen varlıkları gerçekliklere dönüştürmeyi amaçlayan korkunç deneyimdi. Şeytanların varlığı kanıtlanınca, tüm ruh dünyasının da bir fantezi değil, bir gerçeklik olduğu kanıtlanmış oluyordu.
Sayfa 137 - Cennetin Kraliçesinden İblis Kadına
Reklam
16. ve 17. yüzyıllar Batı dünyasındaki cadı avı çılgınlığı sırasında kadın düşmanlığı doruk noktasına vardı. Bu yüzyıllar aynı zamanda Bilimsel Devrim'in gerçekleştiği yıllardı. Batıl inanca ve cehalete karşı savaş açan "yeni felsefe" cadı avı dehşetinin sona ermesinde rol oynadı. Batı Avrupa'nın doğacı filozofları bu dönemde deneysel felsefenin en sonunda cehaleti, boş inancı ve mitleri yok edip hakikate ulaşacağını ve doğanın gizlerini çözüp, onu denetim altına alacağını düşünüyorlardı. Bu filozoflar boş inanca karşı savaşlarında Aristotelesçi kozmolojiyi yıkmakla kalmadılar, aynı zamanda Aristoteles'in kendisini en ağır eleştirilere tabi tuttular. Ancak onun kadınların zihinsel eksikliğine ilişkin görüşlerine pek dokunmadıkları gibi, bu savı "modern" görüşlerle desteklediler.
Sayfa 160Kitabı okudu
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Homo homini monstrum
Başlıktaki ifadeyle “insan insanın canavarıdır.” İnsan özünde daima bir anlam arar. Hayatı açıklamaya ve anlamlandırmaya çalışırız. Bu yüzden de mitlere inanır ve mitleri sanatı, dini, gerçeği açıklamak, onunla baş edebilmek için kullanırız. Mitler aracılığıyla her an başımıza kötü şeylerin gelebileceğini varsayar ve korkunç olasılıklardan
Günah Keçisi
Günah KeçisiCharlie Campbell · İthaki Yayınları · 2020134 okunma
224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
"Kadın gördüğünde dur ve düşün; O bir şeytan olabilir?" Bu cümle Papa II. Pius'a ait, ve kitapta da göreceksiniz ki aslında tüm yaşananlar bu cümle etrafında toplanıyor. Yine bitmek bilmeyen kadın problemi. Cadı avı diye adlandırılan bir çağ var, 1350-1780 yılları arasını kapsayan bu çağda utanmasalar kadınlara sen nefes
Kadınlar ve Cadılar
Kadınlar ve CadılarPınar Ülgen · Yeditepe Yayınevi · 2022167 okunma
17. yüzyılın sonunda cadı avı çılgınlığı dindi. Bu furyanın bitme nedeni, başlama nedeni kadar gizemli olsa da bir husus çok açıktır: Yeni zanlılar yaratmak için işkencenin kullanılması, infaz için yanlış insanların seçilmesine yol açmıştı.
Reklam
Elia Kazan, Amerikan siyasi tarihinin utanç sayfalarından biri olan o "cadı kazanı"nın (J.R. McCarthy'nin solcu, komünist avı) ne yazık ki hem cellatlarından, hem de kurbanlarından biri olmaktan kurtulamadı.
Sonraki günler daha feciydi , tam bir cadı avı başladı. Öyle ki İspanyol engizisyonu görse kıskanırdı. Zaten bizi kıskanmayan memleket mi vardı? Basiretsiz yöneticiler hep bu laflarla avuturdu kendilerini. Halkında inanmasını beklerlerdi arsızca, yüzsüzce.
968 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.