Keşke şu anki hislerimi anlatabilecek nitelikte cümlelere sahip olabilseydim. Hissettiğim gibi aktarabilmeyi çok isterdim. Bende içimden aktığı gibi ‘Çağlayan gibi’ yazmaya karar verdim. Yazıma keşke ile başladım, tüm incelemem boyunca 'keşke' yi kullanabileceğim tek cümlem budur. Bundan sonrası hep İYİ Kİ…
Öncelikle şunu belirteyim, adına ister
Her evin kapısında Ceren Özdemir, reddedilen her korunma başvurusunda Ayşe Paşalı, her şarkıda Değer Deniz, her kuaförde Muhterem Evcil, her sınavda Ceren Damar, her kedi sevgisinde Merve Kotan, her plazada Şule Çet vardır. Her şehirde "Özgecan" adı verilmiş bir yer, dünyanın ummadığınız bir yerinde "Ölmek istemiyorum"
Bazı kitaplar var, bir kez okunup kaldırılan. Bazı kitaplar var, ikinci kez okunmak için zaman kollanan. Bazı kitaplar da var sürekli el altında bulundurulan. Canımız sıkıldığında ya da mutlu olduğumuzda açıp birkaç sayfa okunan. Her okunduğunda farklı anlamlar çıkarılan, okundukça zevk alınan, zevk alındıkça okunan. Bir çağlayan gibi insanın
Bütün cümlelerim ebedi uykusunda yatan babama, babalara ve onları çok seven evlatlara adanmıştır.
Bu cümlelerle başlıyor Çağlayan Aslan'ın ilk kitabı, ilk sancısı, ilk heyecanı...
Babalar, babalarımız... Anneler kadar çok sahne önünde olmayan, duruşlarıyla, ağırlıklarıyla, suskunluklarıyla, bakışlarıyla hep bizi bir adım geriden izleyen,
Sene 2010. HAYATIM yarıya kadar toprağa gömülmüş ağır bir kaya parçası. Kayanın üzerinde toz, toprak, pislikten başka hiçbir yaşam belirtisi yok. Arasıra rüzgar esiyor, rüzgar kayanın üzerinden ancak bir miktar tozu alıyor. Hiçbir yaşam belirtisi yok hayatımın üzerinde. Kafam ağırıyor, kafamın içi ağırıyor nefes alamıyorum. Girdiğim lüzumsuz
Yılmaz Özdil günümüzde Atatürk hakkında en bilgi sahibi insanlardan biridir. Kitabı kronolojik olarak ilerliyor. Düz yazı değilde betimleme şeklinde sürüp giden eser, sanki içindeymişiz gibi hissettiriyor. Başarılı bir çalışma ama Atatürk için yetmez tabiki. Bakalım bana da nasip olacak mı ulu önder için bir kitap yazmak. Allah'ım sen konuyu biliyorsun Amin
Keyifli okumalar dilerim
Mustafa KemalYılmaz Özdil · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201814bin okunma
*''YAZMASAM DELİRECEKTİM'' cümlenin anlamını buldu. Yaşadı, hissetti, anladı ve Allah'a inanır gibi inandı. Kimse okumasa bile yazacaktı. Kimseye anlatmaz, suya anlatırdı. Kimseye yazmaz kendine yazardı.* ( Sayfa 10 )
Biz okuduk, iyi ki yazmış Çağlayan Aslan. İncelemelerini de keyifle okuyordum, kitabı da beni şaşırtmadı, hayal kırıklığına uğratmadı. Yormadan, adeta su gibi akarak okuttu kendini. Toplamda on dokuz adet deneme/öykü var kitapta. Her birini istisnasız hissettim, içimde anladım. Zaman zaman kendimden bir şeyler buldum, bazen gülümsedim, bazen hüzün duydum. Ama hepsi beni bugünden alıp başka an ve duygulara taşıdılar. Kitabı genel olarak sevdim, bununla birlikte açık ara ''Merak Ne Güzel Şey'' e başka bir şey hissettim. Oradaki temiz çocuk halleri benimsedim. Bu öyküyü okurken de gerek çocukluk gerek erişkinlik dönemlerimdeki merak-sonuç tecrübelerimi hatırladım çokça. Büyüyünce de pek değişmiyor insan. Kalbimde başka bir yer edindi o yüzden... Lakin diğerlerine de asla haksızlık etmem, edemem. Hepsinin tadı başkaydı. Çağlayanlar gibi yazmış gerçekten de yazar. İçinde taşıdıklarının bir kısmını dökmüş, sermiş önümüze. Bize de okumak ve tadını çıkarmak kalmış. Eminim daha yazacak/ söyleyecek çok sözü ve birikimi var. Devamı gelecek biliyorum ve hevesle bekliyorum.
''Bir insanı ve evladı ölümden eceli korurdu. Birde babasının gözyaşları.'' ( Sayfa 44 )
Bu alıntıyı yazdıktan sonra bir başka babayı ekliyorum buraya, tüm kıymetli babalar/babalarımız için...
youtube.com/watch?v=0hQCKkq...
Keyifli okumalar...
Babamın GözyaşlarıÇağlayan Aslan · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 202198 okunma
Dante 'nin deyimiyle.
Ve şair Vergilius 'un son on sekiz saati.
Bütün evreni avuçlarının içine alıp, evirip çevirip; "GÖRÜYORUM!!" diye anlatmaya başlayan bir falcı edasıyla, kendi hayatının ve ölümünün gölgesinde varlığı ve hiçliği sorgulayan, sorgulatan, her cümlesiyle on ikiden vuran çok farklı bir eser.
Okumak kesinlikle sabır
Normalde kitaplarda geçen küfürlere rahatsız olan bir insanım ama bu kitap da hiç rahatsız olmadım. Bu gibi normalde böyle olsa şöyle olsa diyeceğim özelliklerde rahatsız olmama nedenim şuydu; okuyunca yazarın okunma gibi bir kaygısı yok, içinden gelmiş yazmış, hissine büründüm. Çünkü gerçekten popüler kültüre uyum sağlayayım vs. kaygısı göstermeyen bir kitaptı. Hatta ilk sayfasını okuduktan sonra direk yazar sayfasına girdim, başka kitabı var mı, diye. Baktığım şey iyice şaşırttı, yazarın tek kitabıymış!
Aslında kitabın bazı hikayelerinde keşke daha uzun olsaymış diyorsunuz çünkü gerçekten yazarın baharatını beğeniyorsunuz. Bazı hikayelerinde böyle bir tereddüt yaşasam da kitap genel anlamda seviyesini koruyor. Çünkü bir kitabın önemli olan şeyi bence o kitabı gördüğünüz an hissettiklerinizdir. Ve ben kitaba bakınca "ne güzel kitaptı" diyorum. Bu yüzden kesinlikle okuyun diyebileceğim bir kitap ki "Adım Sudur" gibi yazıları gerçekten efsane ötesiydi.
İncelemelerimde spoiler vermeyi sevmem ama bence bunları bile söylemem merak uyandırmıştır.. Genelde kitapları fazla övmem ama yazarın tek kitabı ve o kadar günümüzde çıkan kitapların içinde, üslubuna bakınca cidden çok başarılı bir kitap olduğunu anlıyorsunuz ki.. Hem vurucu cümleleri çok iyi hem de bazı kitaplar sizi kasar, onu bitirmek istersiniz... öyle bir kitap değildi. İstediğiniz an açıp okuyabileceğiniz bir kitaptı. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. ✿◡‿◡
Babamın GözyaşlarıÇağlayan Aslan · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 202198 okunma
Sanşiro romanı ile sınırlı olmayıp, Soseki’nin hayatına, külliyatına ve fikriyatına dair pek çok mevzuyu kapsayacak şekilde yazarın romanlarında da umumiyetle odak noktası olan Doğu-Batı düalitesinin perspektifiyle değerlendirilip öyle ele
Bu aralar okuyasım yok. Bu aralar dediğim, çarşambadan beri. Aslında yeni öykücülerdi gözüme kestirdiklerim, yerlilerden, okur, anasını ağlatır, en az 10 öykü kitabı bitiririm niyetindeydim. Olmadı.
Bodrum'daydık. Senesini unuttum. Keçiboynuzu alırım niyetine köylülerin kurduğu pazara gitmiştim. Zelo, kızım, daha 5 yaşında bile yoktu. Terlemiş