Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Okuyalı epey zaman oldu. Açıkçası bu kitabı incelemek isteği bu sitedeki incelemeleri okuyunca oluştu. İnceleyenlerin birçoğu uzun uzun açıklamak, örnekler vermek, neden desteklediğini anlatmak yerine adeta Muazzez Hanım’ın fanı gibi okunmalı, mükemmel şeklinde yorumlar yapıyor. O kadar garip, şişirilmiş inceleme
"Yalansız, dolansız, sırsız biriyim."diye mi tanımlarsınız kendinizi?
"Olduğum gibiyim yav, tam göründüğüm gibi. Neysem o. " diye ekler misiniz bir de?
YALAN!
İnanmıyorum size.
"İnsan böyle bir şey. Nerede, hangi yaşta olursa olsun, kabuğunu kırıp içine baksan içi cılk yara. Yarasız, dertsiz, sırsız insan yok
Günahların anası olarak düşündüğü günahı. Günahların babası hırsızlıktı; On Emir'den her biri, sonuç olarak buna bağlanırdı: "Çalmayacaksın." Cinayet, hayatı çalmaktı; zina, eşi çalmak; açgözlülük, sırrı; küfür, Tanrı'nın adını cennetteki evinden çalıp bir fahişe gibi sokaklara düşürmekti. Asla bir hırsız olmamıştı. Ufak çaptaki araklamalar sayılmazdı.
Günahların anası, kibirdi. Kibir, şeytanın insan ırkındaki dişi yönüydü. Daima üretken olan sessiz günah yumurtası. Kibir, Musa'yı üzümlerin kocaman olduğu Kenan Diyarı'ndan uzak tutmuştu. Susadığımızda bize taştan su çıkaran kimdi, diye sormuştu İsrailoğulları ve Musa, ben çıkardım, diye cevap vermişti.
1. Benden başka tanrın olmayacaktır.
2. Her hangi bir put yapıp ona tapmayacaksın.
3. Tanrının adını boş yere ağzına almayacaksın.
4. Şabat gününü kutsal sayarak Tanrıya ayıracaksın.
5. Anne Babana saygı göstereceksin.
6. Adam öldürmeyeceksin.
7. Zina etmeyeceksin.
8. Çalmayacaksın.
9. Yalan yere tanıklık etmeyeceksin.
10. Komşunun her hangi bir şeyine göz dikmeyeceksin.
"Çalmayacaksın! Öldürmeyeceksin!" Vaktiyle kutsal kabul edilirdi bu sözler; diz çökülüp önünde, baş eğilir ve sonuçlarına katlanılırdı.
Lakin sorarım size: Nerede görülmüştür dünyada, bu kutsal sözlerden daha yavuz bir hırsız ve katil?
Bizzat hayatın bütününde yok mudur hırsızlık ve çalma? Ve bu sözler kutsal addedilince; hakikatin ta kendisi öldürülmüş olmuyor mu?
Ya da hayatın bütününü inkar eden ve ondan vazgeçen şeyi kutsal olarak adlandıran bir ölüm vaizi miydi bu? Ah kardeşlerim, kırın, kırıp parçalayın o eski levhaları, benim adıma!
"Kapattığın kapıları bir daha açmamalısın, üzerine kapanan kapıları da bir daha çalmamalısın."
"Çalmam."
"Hayır, bunu anlamalısın. Bir kapıyı kapatırsan bir daha açmayacaksın. Yüzüne kapanan hiçbir kapıyı çalmayacaksın. Söz veriyor musun?"
"Neden?"
"Çünkü o zaman başka kapılar olmaz. Hep o kapının önünde kalırsın. Başka bir yol bulmalısın Angie. İnsanların hepsi boktan."
Din, rotasından saptırılmış, bir felakete doğru sürüklemekte insanları. Tanrının "Öldürmeyeceksin!" emri, başına zeytinyağı sürmüş takkeli hokkabazlar tarafından tam tersi bir şekilde yorumlanıp insanlar diri diri yakılmakta, savaşlara fetva çıkarılmakta, Tanrının "Çalmayacaksın!" buyruğuna mukabil, insanlar Tanrı adına soyulmakta. "Yemin etmeyeceksin!" diyen kitaba yemin edilmektedir.
Hz Musa'nın indirilen Tevrat'da bulunan anne babaya saygı, kimseyi öldürmeyeceksin çalmayacaksın, yalan söylemeyeceksin, komşunun karısına ve malına göz dikmeyeceksin gibi kurallar Sümer kanununda da vardır .
"Her hırsız çalmanın bir suç olduğunu bilir. Çalmamamız gerektiğini hepimiz biliriz."
..
"Hiç de değil! O, bu davranışın ahlaka aykırı olduğunu bilmez. Ona çalmayacaksın, derler fakat, sonunda o görür ki fabrikada ustabaşı ücretleri kısarak onun emeğinden çalar ya da hükümet, memurları yoluyla, onu vergiye bağlayarak boyuna soymaktadır."
ADAM ÖLDÜRMEYECEKSİN.
ZİNA ETMEYECEKSİN. ÇALMAYACAKSIN.
KOMŞUNA KARŞI YALAN YERE
TANIKLIK ETMEYECEKSİN.
KOMŞUNUN EVİNE, KARISINA, ERKEK
VE KADIN KÖLESİNE, ÖKÜZÜNE, EŞEĞİNE, HİÇBİR ŞEYİNE GÖZ DİKMEYECEKSİN.