Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
... iyi bir evin yuva olabilmesi için orada bir aile olması gerekmez mi? Evlilikten söz etmiyorum sadece, birini seven, biri olmadan ötekide mutsuz olacağından aynı çatı altında yaşamayı seçmiş insanlardan bahsediyorum. Sadece bir eş de değil, müşfik bir anne, ona baktığında köklerini hissedebileceğin, onun bedeninde kendini görebileceğin bir baba, belki daha da iyisi bir şefkat gösterebileceğin bir evlat, onun, seni hayata bağlayacak bitmek bilmez sorunları... Böyle insanlar olmadan, düzenli tertipli de olsa, her tarafı bal dök yala, tertemiz de olsa bir mekana yuva denilebilir miydi?...
368 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Oldukça güzel bir roman daha. Serinin her ne kadar tarih aralığı az olsa da en heyecanlı romanlarından biri. Osman Bey, beyliğin başına geçer ve kısa sürede bir kaç kaleyi fetheder. Sonrasında şehre kadı ve subaşı atar ve göçebelikten yerleşik düzene geçmeye karar verir. Ancak bu kararı sevmeyen aşiretler ve Osman Bey'in kuyusunu kazanlar vardır. Bununla beraber Kumral Dede, Mürsel, Akça Koca, Konur Alp, Turgut Alp, Aybüken Ebe, Rahman gibi yardımcıları sayesinde Osman Bey Bursa'nın alınışını bile görecektir. Osman Bey'in ölümüne kadar olan bu roman mutlaka okunması gerekenlerden.
Çatı
ÇatıM. Necati Sepetçioğlu · İrfan Yayıncılık · 2012372 okunma
Reklam
Bu kadar yüksekten düşen bir insanın aşağı dikine indiği pek görülmüş değildi. Başrahip de boşluğun içine atılınca ilkin iki elini ileriye uzatmış olduğu halde tepesi aşağı düştü. Sonra kendi üzerinde birkaç defa döndü. Rüzgar onu bir evin damına doğru götürdü. Fakat dama ulaştığı zaman henüz ölmüş değildi. Quasimodo Başrahibin evin çatısına tutunmaya çabaladığını gördü. Fakat çatı çok dikti, papazda da derman kalmamıştı. Yerinden kopan bir kiremit gibi çatının üzerinden hızla kaydı ve kaldırımların üstüne düştü. Orada artık kımıldamadı.
Sizi gerçek ailenize bağlayan kan bağı değil, birbirinizin hayatındaki saygı ve neşe bağıdır. Bir ailenin üyeleri nadiren aynı çatı altında büyürler.
Ne Okur
152 syf.
9/10 puan verdi
2 ayaklılara karşı düşmanlık besleyen 4 ayaklıların evrilerek düşmanlarına benzemesi. İnsan ırkını yadırgayıp bütün hayvanları Nazist görüş gibi tekbir çatı aaltında toplayıp domuzdan oluşan liderleriyle hayvanların kendi başlarına kendi kurallarını koyması ve insanlar gibi koydukları kuralları menfaatleri neticesinde yontmaları. Aslında insanları safdışı bırakmalarındaki amaç insanlardan çalıştıklarının karşılığını vermemesiydi, fakat kendi liderlerinin de güç verilince kendilerini sömürdüğünü gördüler. Ve böylelikle insanın hayvandan, hayvanın da insandan farkı kalmadı. Hatta hayvanların seçtiği lider olan Napoleonun ticari ilişkilerinin bulunduğu insanlarla aynı masaya oturması da bu görüşü doğruluyor. Soluksuz okunacak bir kitap. Sayfa kalınlığı fazla olmamasına rağmen insanı derin düşüncelere itiyor. Bu distopik hikayeyi okumadıysanız öncelikli okunması gereken kitaplar listenizde bulundurup ivedi bir şekilde okumanızı tavsiye ederim.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020245,9bin okunma
"İnsan zihninin, boş bir çatı katına benzediğini ve insanın bu çatı katını kendi seçeceği mobilyalarla döşeyeceğini düşünüyorum. Yalnızca bir aptal, önüne gelen her bilgiyi kapar, böylece ona faydası dokunabilecek bilgiler kalabalıklaşır ya da birçok şey birbirine girer ve o bilgiye ihtiyacı oldu mu güçlükler yaşar. Ama becerikli ve usta bir kimse, zihnine ya da çatısına bir şeyler alırken son derece dikkatlidir. İşini yapmasına yardım edecek aletlerden başka hiçbir şeyi yoktur ama bunları da sınıflandırmış ve kusursuz bir düzene sokmuştur. O küçük odanın duvarlarının esnek olduğunu ve her ölçüde genişleyebileceğini düşünmek hata olur. Emin olun ki, zaman geliyor, zihninize kattığınız her bilgiyle önceden bildiğiniz bir şeyi unutuyorsunuz. Bu yüzden, önemsiz bilgilerin önemlilerin önünü tıkamaması çok büyük önem taşıyor." "Ama söz konusu, Güneş Sistemi!" diye çıkıştım. "Dünya'nın Güneş'in çevresinde döndüğünü söylemenin," diyerek sabırsızlıkla sözümü kesti, "Bana ne faydası var? Dünya isterse ayın çevresinde dönsün, ne benim ne de işim için hiçbir önemi yok."
Reklam
"Ortak bir problem olan iklim değişikliği ve biyolojik çeşitliliğin azalması sorunları, yaşamın sevinçle kutlandığı, biyolojik çeşitlilik, refah ve bereketle dolu ekili alanlar kurularak çözümlenebilir. Her yere umut bahçeleri ve gerçek gıda sağlayan çiftlikler yapılmalı. Gezegenin tamamı dirilen hayat ve yenilenen sevgiyle tek bir çatı altında toplanana kadar insanla, tohumla, toplumla, toprağını karış karış ektiğimiz diğer dünyayı yaratmaya devam edeceğiz. Asla vazgeçmeyeceğiz.”
Bazı geceler çok ağlıyorum, resmen uyku akıyor gözlerimden. Bir de çok soğudu havalar, çatı katı olduğundan yüzüme değen soğukluğun nereden geldiğini bile anlayabiliyorum. Daha çok sarılıyorum yorgana ama nafile, sarıldıkça daha çok üşüyorum... Başımın üstüne kadar çekince yorganı, daralıyorum; nefes alamıyorum. Açıkta bırakınca da kulaklarım üşüyor, yine uyuyamıyorum... Gördüğün gibi, senin suçun yok uykusuzluğumda sevgili; ben sensiz bu odaya bir türlü ısınamıyorum... / Ömer Aslan /
Ama hayaller çabucak yok olan örümcek ağları gibidir ve hemen gerçeğe dönersiniz. Peki mutluluk nerede? Geçmiş günlerde mi? Gelecekte mi? Kesinlikle bugünde, bu saatte, bu dakikada değil.
Neşe deliliğin, blöf ihanetin, nezaketse cinayetin bariz ve doğal ipucuydu. Korku, kozmosun çatısıydı. Bu çatı altında renk, ses ve biçimleri suistimal etmekten başka yöntem bilmiyorduk. Ebedi biçareliğimizi, yaşıyamadığımız mesuliyetler dengeliyordu. Şov devam etmeliydi... şov... kaybedişin kaçınılmazlığı ve kayboluşun kesinliği adına...
Reklam
Bu arada, kitapları filmlerden daha çok severim. Filmler size neyi düşüneceğinizi anlatırlar. İyi bir kitap ise bazı şeyleri hayal gücünüze bırakır. Filmler size pembe renkli evi gösterir. İyi bir kitap, pembe bir ev olduğunu anlatır ve detayları sizin boyamanıza, hatta belki çatı modelini seçmenize ve kendi arabanızı o evin önüne park etmenize olanak tanır.
Sayfa 47
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.