Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sırtındaki Çıban nedeniyle durumu ağırlaşan Yavuz Sultan Selim bir daha Otağdan çıkamayacaktır. Veziri Hasan Can durumun kritikliğinin farkındadır ve yanından ayrılmamaktadır. Kantar içindeki padişah ne nedimine dönerek: “ Hasan Can bu ne haldir?” Diye sorar, Hasan Can üzgün bir şekilde: “ Allah ile olma zamanıdır Hünkarım!” Cevabını verir. Sıkıntılı durumdaki padişah sanki yattığı yerden Kükrercesine : “ Ya sen şimdiye kadar bizi kiminle bilirdin” diyecektir.
124 syf.
9/10 puan verdi
Yavuz Sultan Selim Han, kısacık iktidarı döneminde ülkesini başarıdan başarıya taşımış, sahip olunan toprak miktarını üç katına çıkarmış ve ittihad-ı İslam adına ömrünü feda etmiş bir Osmanlı sultanıdır. Şehzadeliğinden itibaren kafasında planladığı büyük İslam birliği hayali, onu, hayatının son anlarına kadar gayret ve mücadele içinde olmaya
Yavuz Sultan Selim
Yavuz Sultan SelimYavuz Bahadıroğlu · Nesil Yayınları · 20111,159 okunma
Reklam
İzmir'e yerleşen Midhat Paşa'nın konağı Mayıs 1881'de asker tarafından çevrilince paşa arka kapıdan kaçarak Fransız Konsolosluğuna sığındı fakat daha sonra Sultan Abdülaziz vakası ile ilgili sorgulanacağı tebliğ edilince konsoloshaneden çıkarak İstanbul'a getirildi. Haziran 1881'de Yıldız Sarayı'nda yapılan mahkeme neticesinde Sultan Abdülaziz'in öldürülmesi meselesinde Midhat Paşa da suçlu bulunarak idamına karar verildi. Fakat İkinci Abdülhamid bu idam kararını ömür boyu hapse çevirince Taif'e gönderildi ve üç sene kadar bir süre Taif Kalesi'nde hapis tutuldu. 7 Mayıs 1884'de Taif Kalesi'nde vefat eden Midhat Paşa'nın şirpençe ve hıyarcık denilen çıban nedeniyle vefat ettiği rapor edilmişse de daha sonra boğularak öldürüldüğü anlaşılmıştır. İlk olarak Taif'teki askeri mezarlığa defnedilen Midhat Paşa'nın kemikleri 1951'de İstanbul'a getirilerek Abide-i Hürriyet Tepesi ne defnedilmiştir.
Anlayabilir misin Neden çıban gibi büyür bağrımda Büyür de kelebek olur bu sızı Kırmızıyı sevdiğini söyledin Bu yüzden mi günlerdir İstanbul'da gül kokusu yayılan Tepeler kırmızı, sular kırmızı
Sayfa 63
Ne zaman seni düşünsem içim ürperir Seninle geçen her saat, her gün gelir aklıma Bir akşam vakti gelir bir deniz kıyısı gelir O eşsiz hatıralar bütün gelir aklıma Ne yapsam unutamam yaşadığımızı Sevgindi sevgilerin en yalansızı Şimdi nerde bir gül görsem kırmızı Dudaklarımı uzun uzun öptüğün gelir aklıma Bir çıban büyürcesine ortasında gecenin Dolar yüreğime hüznü seni sevmenin Dünyada ne benim yerim var artık ne senin Ağlarım başucunda ölümün gelir aklıma. 📜Ümit Yaşar Oğuzcan
Kitabı elime almamla gelen aramalar... Bu kitap çok takıldı bende.
Kaplanın Sırtında
Kaplanın Sırtında
"Kadınlar ya yüzünüze güller ishal oluyor, ya kaşıntı basıyor, ya çıban çıkarıyor ya da Abit gibi durmadan grip oluyordu. İşin garibi bu şikayetleri onların değil Padişah'ın söylemesiydi."
Reklam
Yokmuş yaraya derman Kalkmıyor başımdan duman Beden alır yara ciban Ben ağlarım sen ağlarsın
Tutununca, kaybeder kanadını yerde kuş Yağmurun acısını ne bilir toprakta gül Hangi yıldız kayar da kanatmaz gökyüzünü Gene can veriyoruz derin bir rüyada biz
144 syf.
8/10 puan verdi
Mutlu Mesut Kasabalardan Her Daim Kıllanmışımdır
Yok canım, ne sorunum olacak mutlu kasabalarla değil mi ama? Kafayı mı yedim ben? Siz onu film, dizi yapımcılarına, senaristlere, böyle kurgular yapan yazarlara söyleyin. Bilinçaltımıza işlemiş artık, sürekli sırıtan komşular, düzenli bahçeler, huzurlu aileler temalı yapımlar görünce otomatikman "birazdan işler boka saracak kesin"
Stepford Kadınları
Stepford KadınlarıIra Levin · İthaki Yayınları · 2022786 okunma
Geçmiş daima güzeldir, gelecekte öyle, insanın canını acıtan, iki sonsuz mutluluğun arasında size eşlik eden, bir çıban gibi yanınızda taşıdığınız şimdiki andan başka bir şey değildir.
Sayfa 200Kitabı okudu
Reklam
Hırçın bir okyanustur yürek dar gelir ufuk ve mutluluklar çevreni anılarsa birer çıban izidir yaşanmaz onlann ölgün gölgesinde
Dünya denen çıban öyle tehlikeliydi ki bütün evreni zehirleyebilirdi.
Sayfa 123 - Can ÇağdaşKitabı okudu
anlayabilir misin neden çıban gibi büyür bağrımda büyür de kelebek olur bu sızı
Bizim niyetimiz, ölesiye bu köyde yaşamak. Şehirlerde, kasabalarda gözümüz yok. Yarın sen başını alıp gideceksin, biz bu sütü bozukla kalacağız. İyi kötü her kahrını çekeceğiz. Allahın verdiği bir çıban gibi! Şimdi bize düşmandır, derdimizi sana duyurduk diye, geçecek karşımıza, daha bir düşman kesilecek! Köylük yerinde Muhtar bir insana düşman olmasın! Muhtarın düşman olduğu her insan bizim halimize düşer. Belki düşmez, ama varsıl olursa! Eee; biz yoksuluz dedik sana! Hem yoksul, hem Muhtarın düşmanı ol, felaket!
..: Günün düzeni ne olursa olsun, iyi bir insanın olumlu katkıları olabilirdi bir topluma. Kötü bir yürek ise en çağdaş düzene kavuşmuş toplumlar için bile yüktü, çıban başıydı.
Sayfa 104 - Cumhuriyet Kitapları, 13. Baskı: Nisan 2010Kitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.