Çanakkale'de kızılca kıyametin koptuğu günler.. İstanbul'da, düşmanın Çanakkale'yi geçtiği söylentileri, her meslek erbabından kişilerin akın akın Çanakkale'ye gitmesine sebep oluyor.. Herkes, vatan toprağını düşman çizmeleri altında çiğnetmemek için çaba sarfediyor.. Bunlardan biri de İstanbul'da Vefa Lisesi'nde
Dünya edebiyatı okurken araya Türk edebiyatından bir eser sıkıştırmak tatlı bir mola oluyor benim için. Çünkü çeviri olmadığından kelimelerin beni beslemesi daha kolay oluyor ve ruhuma daha kolay tesir ediyor.
Kitapta herkes tarafından sevilen ve taktir edilen Zehra Öğretmen'e bir gün babasının çok hastalandığı ve onu görmek istediği haberi gelir. Lakin o babasına karşı büyük bir nefret duymaktadır. Sonunda gitmeye karar verir. Babasının arkasında bıraktığı hatıra defterini okumaya başlaması ile her şey gün yüzüne çıkar. Biz de o dönemlerin iş ve sosyal yaşamı hakkında bilgi edinip karakterlerin ruhsal değişimini görmüş oluyoruz.
Hayatta hiçbir şey için ön yargılı olmayıp sorgulayarak gerçekleri kendimiz keşfetmeliyiz ve "acımak" keşke herkesin hamurunda bulunsa...
Acımak..
Reşat Nuri Güntekin'in 1928 yılında yayımlanan bu eserinde küçük yaşta gördüğü kötü muamelelerden dolayı acıma duygusu olmayan bir öğretmenin babasının vefatından sonra onun günlüğünü okuyarak babası ve hayatı hakkındaki gerçekleri öğrenmesi anlatılır.
Zehra öğretmen çocukluğundan beri yaşadıklarından dolayı acımasız karaktere sahip
Acılara kiracı olduğumuz şu dünyada doğum, yaşam ve ölüm üçlüsünün içine sığdırabildiğimiz kadar acı sığdırıyoruz.
Metin Altıok. Madımak Katliamı sırasında can vermiş değerlerimizden biri. Ölümünü bile bile işlemiş gibi şiirlerine. Hissetmiş acısını, ölümünü:
Heybesinde yılan
işaretleri,
Baldıran zehiri
Yüzüğünün içinde
Ve yanında
Kav taşıyan
Daha önce, İngiliz hükümetini Hitler’in ölümü hakkında en güvendiği adamlardan birine araştırma yaptırdığını belirtmiş, bu kişinin Profesör Trevor Roper olduğuna da işaret etmiştik. İkinci Dünya Savaşı biter bitmez, müttefikler arasında görüş ve davranış farkları belirmişti. Sovyetler, kendi ellerine geçen her şeyi olağanüstü bir gizliliğe tâbi
|| Geçmişe Eskiz Kağıdının Ardından Bakmak
Mimarlık, kuram süreci ve uygulama raddesinin birbirinden oldukça farklı olduğu bir disiplin. Pratik, özellikle Türkiye’de ‘Türkiye Mimarlığı’ diyebileceğimiz çetrefilli aşamalardan oluşmakta. Ahmet Alkan “
Bir gün, o zaman Fransa'nın Milli Eğitim Bakanı bulunan tanınmış tarihçi ve meşhur âlim Victor Duruy demiryolu istasyonunda treni beklemek üzere dururken beş yaşındaki bir kız çocuğunun, elindeki deftere kurşunkalemiyle kendi karşısında bir şeyler yapmakta olduğunu görür. "Çocuğum o yaptığın nedir?" diye sorar. Kızcağız, "Sizin resminiz mösyö!" der. Victor Duruy gülerek, "Sen onu bana gösterir misin çocuğum?" dediğinde çocuk, "Büyük bir memnuniyetle mösyö!" diyerek defterini takdim eder. Victor Duruy bakar ki kızcağız kendisine çok benzeyen bir resim yapmış! Hemen kızın babasını sorar. O istasyonun kondüktörü olduğunu öğrenince adamcağızı resim okuluna yakın olan bir istasyona naklettirir. Kızı ressamlık okuluna koyar. İşte bu kızdan meşhur ressam Rose-Maury çıkar.