Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Neml 27/60-64
﴾60﴿ Peki gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indiren kim? Biz o suyla, sizin bir tek ağacını bile bitiremeyeceğiniz güzel güzel bahçeler, bağlar yetiştirmekteyiz. Allah’tan başka tanrı mı! Doğrusu onlar yoldan sapmış kimselerdir. ﴾61﴿ Peki yeryüzünü yerleşmeye elverişli kılan, vadilerinden nehirler akıtan, yerde sarsılmaz dağlar yaratan, iki deniz arasına engel koyan kim? Allah’tan başka bir tanrı mı? Doğrusu onların çoğu gerçeği bilmiyorlar. ﴾62﴿ Peki darda kalan kendisine yalvardığı zaman imdadına yetişen, sıkıntısını gideren ve sizi yeryüzünün yöneticileri yapan kim? Allah’tan başka bir tanrı mı? Ne kadar da kıt düşünüyorsunuz! ﴾63﴿ Peki karaların ve denizlerin karanlıkları içinde yol bulmanızı sağlayan kim? Rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen kim? Allah’tan başka bir tanrı mı? Allah, onların ortak koştuklarından çok yücedir, münezzehtir. ﴾64﴿ Peki ilk baştan yaratan, sonra yaratmayı (durmaksızın) tekrar eden kim? Size hem gökten hem yerden rızık veren kim? Allah’tan başka bir tanrı mı? De ki: “Eğer doğru söylüyorsanız kesin delilinizi getirin bakalım!”
144 syf.
·
Puan vermedi
Stoa felsefesi üzerine keyifli bir kitap
Çeviride bazı terimlerin dilimizde tam karşılığı olmasa da antik çağlarda böyle metinler ortaya koyabilmek gerçekten taktir edilesi. Marcusun kendine yazdıgı bu notlar kitap olma amacıyla yazılmamış bu nedenle çok dağınık bir yapısı vardı. Marcus bin yıl önce yaşamış bir imparator ve onun düşünceleri gerçekten ilgi çekici. Stoa felsefesi bazı noktalarda realistlikten uzaklaşıyor gibime geliyor. Biz ne kadar erdemli ve iyi bir insan olmak için çabalasakta ömür boyu bunu sağlamak pek gerçekçi değil ve fazla optimist geliyor bana. Yüksek duygu kontrolü çok sağlam bir mentalite getirir ancak götürdüğü bazı şeyler de var uzun vaadede hissizleşmek gibi. Şikayet etmek ile elimizdekilerin değerini anlamak arasındaki ince çizgideyiz aslında. Ne tarafa yönelsek hayatımız o yöne doğru yöneliyor. Hayat kısa ve her an bitebilir kitabın özü bu temel üzerine kuruluydu. Çok fazla yerin altını çizdim. Bir kitap değilde kendini sorgulayan birinin zihninden akan düşünceleri okumuş gibi hissettim. Pek çok kez aynı fikirler kendini tekrar ediyordu. Aynı bizim kendi fikirlerimizin kafamızda sürekli döndüğü gibi.
Kendime Düşünceler
Kendime DüşüncelerMarcus Aurelius · İş Bankası Yayınları · 202215,1bin okunma
Reklam
Çok okudum; çok öğrendim; çok düşündüm, çok tahlil ettim. Biliyorum ki, hayat denilen şey, içinde doğup büyüdüğüm bu hapishanenin dışında, gürültülü, geniş, aydınlık, acayip, hazin, neşeli, düz, yılankavi, inişli yokuşlu, bitmez tükenmez bir sahadır. Oradan bin türlü sesler işitiyorum; bu sesler her biri başka tarzda, bir başka lisanda bana, 'gel' diyor. Kendimi güç zaptediyorum. Fakat, bugün değilse yarın mutlaka bu seslerden birine doğru koşacağım. Mutlaka!..
Bazı şeyler vakti zamanında olmayınca ve sırf olması gerektiği için oluyor ya işte o şeyin kıymeti kalmıyor. İnsandaki o Duygu, Heves, İstek ve her ne isim veriyorsanız verin, eğer vakti zamanında ve doğru kişide tahakkuk etmiyorsa; insan o şeylerin bir ömür boyu mahkûmu olup acı çekiyor. Dikkat etmek lazım Kimin ne konuştuğunu, Ne paylaştığı, Ne istediğini ve önemliyse ne kadar güvendiğini. Hayatta bazı şeylerin telafi yoktur. Hayatınıza gelenlere ve gidenlere dikkat edi. Kim ne kadar çok iz bırakmış veya ne kadar çok iz götürmüş. Belki ondandır ki bazı insanların sizde bıraktığı özden dolayı başka insanlara karşı temkinli oluyorsunuz. Bazen oluyor ya doğru insanı bulursunuz ama onu kaldıracak ve yürütecek takat sizde kalmaz. Şuna çok üzülüyorum: Bazı insanlar sırf bir kişiye zarar verdiklerini düşünürler ama bilmezler ki geride inanılmaz bir yıkım yaptıkları.
Yarın ne getirecek bilmiyorum, ama her şeyi doğru yapmış değil, "yaşadım" diyebilecek biri olarak ölmek istiyorum. Hayat hata yapmaktan korkmak için çok kısa. Korkmuyorum.
432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
62 günde okudu
Bu kitaba başlamadan önce senin içinde erdeme ve kendine hâkim olabilmeye doğuştan yatkınsın. Eğer bunlardan uzaklaştıysan bunun sebebi kalıtımsal bir bozukluk değil yanlış şeylerle ve yanlış fikirlerle beslediğin taraflarındır. Seneca'nın da dediği gibi, felsefe tüm bunları üzerinden kazıyıp atabilecek ve gerçek kimliğimize dönmemizde bize
Stoacının Günlüğü
Stoacının GünlüğüRyan Holiday · Pegasus Yayınları · 2021444 okunma
Reklam
"Sen buralı değilsin herhal. Esir treni geliyor."
"Esir treni mi?" "Esir treni ya. Sen nerelisin?" "Tebrizliyim." Adam dudak büktü, Settarhan'ın dünyadan habersiz biri olduğuna hükmetmişti. Kısaca anlattı. "Osmanlı askerleridir bunlar, Kafkascephesinde Ruslara esir düşen askerler. Trenlerle Bakı açıklarında Hazar Denizi'ndeki yılanlı Nargin
bi hatırlatma
Eğer kilo alırsan insanlar çok yediğini, zayıflarsan hasta olduğunu, iyi giyinirsen gösteriş delisi, kötü giyinirsen fakir olduğunu düşünür, ciddiysen sıkıcı, eğlenceliysen olgun olmadığını, aklındakileri söylersen kaba, başarılıysan kibirli, zorlanıyorsan tembel, dürüstsen aptal, dürüst değilsen güvenilmez olduğunu düşünürler. Hayatta ne yaparsan yap insanlar seni eleştirecektir. O yüzden doğru olduğunu bildiğin şeyleri yap.
Onu en çok kaygılandıran, kendi mantığına duyduğu güvensizlikti: yavaş yavaş, önüne geçilmez bir çöküş içinde doğru düşünme yeteneğini yitirdiğinin bilincine varıyordu.
72 syf.
8/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Çin’de geçen ve ülkenin tek çocuk yasasını, baskıcı yönetimini ve yöneticilerini satır aralarında sıkça eleştiren bir kitap
Bayan Ming'in Hiç Olmayan On Çocuğu
Bayan Ming'in Hiç Olmayan On Çocuğu
. Arka kapak yazısıyla derinden etkiliyor ve insanı kendini sorgulamaya itiyor: “ Hakikat en çok hoşumuza giden yalanın ta kendisidir.” Tuvalet temizlikçisi Bayan Ming ve onun on çocuğunun öyküsünü bazen şaşkınlıkla bazen şüpheyle ama hep büyük bir merakla dinleyen Fransız iş adamı arasında geçen bilgelikle dolu diyaloglar çok keyifliydi. Hayal nerede başlıyor, gerçek nerede bitiyor? Ne yalan, ne doğru? Hangisi kurmaca, hangisi hakikat? Sayfalar boyunca bir uçtan bir uca savurmuş okurunu
Eric Emmanuel Schmitt
Eric Emmanuel Schmitt
. Sonunda da güzel bir ters köşeyle noktayı koymuş. Keyifli okumalar diliyorum.
Bayan Ming'in Hiç Olmayan On Çocuğu
Bayan Ming'in Hiç Olmayan On ÇocuğuEric Emmanuel Schmitt · Doğan Kitap · 20202,023 okunma
Reklam
darulgaye
"Çok okumak değil marifet olan, doğru okumaktır mühim olan!" İnsanı, kalbi, anı...
Eğer Müslümanlık Müslüman olan birisinin tek kimliği olsaydı, o zaman bu dini özdeşleşme elbette, o kişinin yaşamında karşı karşıya olduğu çok sayıdaki diğer tercihleri de halletmek yükünü omuzlamak zorunda kalırdı. Oysa bir Müslümanın sahip olduğu tek kimlik asla Müslümanlığı değildir. Nitekim, hem çoğulluğun inkârı hem de kimlik meselelerinde tercihin reddi, şaşırtıcı derecede dar ve çarpık bir görüşün oluşmasına neden olabilir. 11 Eylül olaylarının etrafında oluşmuş günümüzdeki bölünmeler bile Müslümanları bütün ayrım çizgilerinin her iki tarafına da yerleştirmiştir ve bizim de, bunlardan hangisinin doğru İslami konum olduğunu sormak yerine, bir Müslüman'ın politik, ahlaki ve sosyal yargıları ilgilendiren meselelerde farklı konumlar arasından tercihlerde bulunabileceğini ve yaptığı tercihten ötürü Müslümanlığından bir şey kaybetmeyeceğini kabullenmemiz gerekir.
Sayfa 86 - Henkel
Bizler, "tarih duyusu"na sahip insanlar: erdemlerimiz var bizim, tartışmasız, - iddia sız, bencillikten uzak, mütevazı; mertiz, kendimizi aştık, öz veriliyiz, çok müteşekkiriz, çok sabırlıyız, çok hatırşinasız: - tüm bunlarla belki de çok "zevk sahibi" değiliz. Sonunda teslim edelim: Biz "tarih duyusu"na sahip insanların en zor kavradığı, hissettiği, tadını aldığı, sevdiği şey, özellikle her kültürün ve sanatın kusursuz ve en son olgunlaşmış yanı dır, yapıtların ve insanların asıl seçkin yönüdür, çarşaf gibi denizi andırdıkları ve sütliman bir kendine yeterlilik içinde oldukları andır, tamama ermiş tüm şeylerin altın ve soğuk görüntüsüdür. Belki de bizim büyük tarih duyusu erdemi miz i y i beğeniyle en azından en iyi beğeniyle zorunlu bir karşıtlık içindedir ve biz, insan yaşamının, zaman zaman pı rıldayan küçük, kısa ve en üstün mutluluk durumlarım ve nurlanmalarım kendi içimizde ancak zorlamayla taklit ede biliriz: büyük bir gücün ölçüsüz ve sınırsız olanın karşısında gönüllü olarak durduğu o anlar ve mucizeler - bir ince zevk bolluğunun, ansızın boyun eğme ve taş kesilme anında, hala titreyen bir zeminde sabit durarak ve kendini-sabitleyerek yaşandığı yerde. Ö l ç ü bize yabancıdır, itiraf edelim bunu kendimize; duyduğumuz heyecan özellikle sonsuzdan, ölçü süzden duyulan heyecandır. İleriye doğru soluyan bir bey girin üstündeki binici gibi, sonsuzun karşısında bırakıyoruz dizginleri, biz modern insanlar, biz yarı barbarlar - ve ancak orada k e n d i mutluluğumuzu yaşarız, aynı zamanda en çok - t e h l i k e d e o l d u ğ u m u z yerde.
Sayfa 151
Çok sayıda doğru var, ama hiçbir doğru kişinin iç âleminde ruhu sükûna erdirecek bir yoğunluğa ulaşamıyor.
2’nci olanın daha da müşterisi çok..
Şu iki kişinin yolunda sakın gitme: Birincisi; fıkıhta tartışma ilmini bilip o konuda lider olmakla yetinen, kadılık makamını elde edip onu elinde tutmaya çalışan veya süslü öğütler verip ağının gözlerini daraltan âlimdir. İkincisi; bozuk düşüncesi sebebiyle cehaletinin içinde debelenip duran, elini öpmekle ve bereketine inanmakla gözüne girilen ve Allah’ın şeriatı ve sünneti dışında arzusuna uyulan zâhittir. Bu iki kişi de doğru yoldan sapanlar, amellerin kabuğuyla yetinip özünü elde edemeyenler ve yolun başında olanları (müptedîleri) serabın ışığıyla aldatanlardır. Bu ikisinin gittiği yol; istikamet caddesi ve selamet yolu olan selef-i salihin yolundan tamamen ayrıdır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.