Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kula kul olunmaz!
Gazi, çiftlik istasyonunun üst katında daha tatile çıkmamış arkadaşlarına yemek vermişti. Yemekten sonra istasyon binasından çıktılar. Halk binanın önünde toplanmış, Gazi'yi bekliyordu. Alkışlar yükseldi. Başörtülü, mantolu, yaşlıca bir kadın birdenbire Gazi'nin önüne atıldı, ''sana kurban olayım'' diye bağırarak ayaklarına kapandı. Gazi, ''estağfurullah'' diyerek geri çekildi. İsmail Hakkı Bey ile Rüsuhi Bey kadını incitmeden ayağa kaldırdılar. Gazi'nin neşesi kaçmıştı. Kadına çıkıştı: ''Fani bir insanın ayağına kapanılır mı? Ona kurban olunur mu? Bu ne kötü bir alışkanlık. Sen de, ben de birer vatandaşız. O kadar. Kula kul olunmaz!''
Sayfa 346 - Turgut Özakman, Cumhuriyet (Ankara, Bilgi Yayınevi, 2022), 2/346.
Bugünleri gösteren Hüda'ya bin hamdüsenalar, kadınları kafesten kurtaran Cumhuriyet'e sonsuz şükranlar ... Oh, hele Türk kadını boza içmekten kurtuldu! Ahirette Kevser vaadiyle dünyadaki bütün içkileri haram eden bol çakşırlı sofu, kalın kafalı bütün gericileri etrafına topla da Vefa'nın mırmırık dolu mermer küpleri içine dalıp çıkın. Ayranla, şerbetle neşesiz karnını şişiren bir millet hiçbir vakit şampanyayla düşünenlere yetişemez.
Reklam
İki kalp arasında en kısa yol: Birbirine uzanmış ve zaman zaman Ancak parmak uçlarıyla değebilen İki kol. Merdivenlerin oraya koşuyorum, Beklemek gövde kazanması zamanın; Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Sayfa 241 - 20 ŞiirKitabı okudu
Türkiye'de kadın hakları deyince ilk akla gelen kadınlardan biri Nezihe Muhiddin'dir (Tepedelengil). 1923 yılında, Cumhuriyet Halk Fırkası kurulmadan evvel 13 kadınla beraber kurdukları "Kadın Halk Fırkası", Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk siyasi partisidir. Her ne kadar valilik tarafından reddedilmiş olsa da bu, Nezihe
Sayfa 94 - Atlas Tarih DergisiKitabı okudu
yeni partilerin kurulmasına ⁸¹⁰ ya da kapatılmasına da karar veren yine tek kişi yani Mustafa Kemal'dir. Kılık, kıyafetin şekli hatta kadınların erkeklerle dans etmeleri bile, Mustafa Kemal'in emri ile gerçekleşmekteydi. Nitekim bir defasında, "... devlet yüksek yöneticilerinin de çağrılı olduğu bir baloda üniformalı subayların dans etmediklerini gördü. Gazi, bunun nedenini sordu. Komutanlardan biri, suçun her dansa çağrıyı geri çeviren kadınlarda olduğunu söyleyince Mustafa Kemal, yüksek sesle topluluğa şöyle seslendi: 'Arkadaşlar, dünyada subay üniforması giymiş bir Türk erkeğinin dans önerisini geri çevirebilecek bir kadının bulunabileceğini düşünemiyorum. Şimdi emrediyorum! Hemen salona dağılın! İleri Marş! Dans edin!" ⁸¹² emri üzerine, herkesin dans etmeye kalkışması da bu "tek kişinin baskıcı, buyurgan ve otoriter yanını ortaya koyması anlamında önemlidir. 810.Türkiye Komünist Partisi, Bolşevik Rusya'ya şirin görünmek için Mustafa Kemal tarafından kurdurulmuş ve TKP'nin Genel Sekreteri Hakkı Behiç'e "sevgili yoldaş" diye de mektup yazmıştı. Hatta, Mustafa Kemal ve bazı arkadaşları ülkeyi kurtarmak ciddi olarak, Bolşevik olmayı bile düşünmüştü. Sabahattin Selek, Anadolu İhtilali, Cem Yay.1976, s.579,584; ayrıca bkz. H. Edip Adivar, Türkün Ateşle İmtihanı, Atlas Kitabevi, 1979 s.130,131 811. 5 Haziran 1925'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, 17 Kasım 1930'da Serbest Cumhuriyet Fırkası kapatılmıştır. 812. Dr. Bernard Caporal, Kemalizmde ve Kemalizm sonrasında Türk Kadını, İş Bnk. Yay. 1.bsk. 1982, Ank.s.651
Sayfa 328 - Genç BirikimKitabı okudu
Çocukluk: Sıkıntılar İçinde Bir Memur Ailesi Bizim yaşlarımızda, çocuk yaşta, en çok giyilen şey, cızlavet lastikler vardı. Başka türlü ayakkabı falan alamazdık. Ama amcam bize zaman zaman bayramda ayakkabı alırdı. Doktor amcam... Zaten elini öperdik amcamın bayramlarda. 5 lira, 2,5 lira falan para verirdi. Onları da getirir koşa koşa annemize
Reklam
“ Osmanlı İmparatorluğu döneminde yasak olan içki Cumhuriyet Dönemine geçildiğinde yeni kadını şekillendirilmesinde bir araç olarak kullanılmıştır.”
Yalnız seni arıyorum.
Nahit Hanım Cumhuriyet kadını sanatçı ve o dönemin kuşaklardaki temsilci lerle yakınlık kurmuş.
Sayfa 13 - ykmKitabı okudu
Var edebilmek için en değerlilerini kaybetmek zorunda kalmış olmasına rağmen, bir Cumhuriyet kadını olarak, temsil ettiği her şeye karşı yargılı olan bu adamın kollarında var oldu. Tüm bu zıtlıkların içinde anlamları görebilenler hayatın mucizeleriyle tanışırdı.
Toplumumuz kadını için annelik özellikle önemli bir olaydır. +Osmanlı İmparatorluğu’ nun çöküş döneminde kadın giderek toplumun ikinci sınıf bir üyesi durumuna gelmiş, bazı kırsal bölgelerde bir kız çocuğunun dünyaya gelişi utanç verici bir olay olarak bile karşılanmıştır. +Cumhuriyet döneminde kadın yasalar karşısında erkekle eşit olarak değerlendirilmiştir, ama köklü toplumsal dönüşümlerin birkaç kuşakta tamamlanabilmesinin olanaksızlığı nedeniyle, kırsal kesimde kadının geleneksel yeri gereğince değişememiştir. + Önce ikinci sınıf evlat, daha sonra gelin kimlikleri içinde ezilen kadın, anne olduktan sonra aile içinde giderek güç kazanmaya ve çocukları üzerinde egemenlik kurmaya başlar. + Kadının anne olduktan sonra aile içerisinde önem kazanması, eziklik duygularından kurtulabilmesi için her zaman yeterli olmaz. +Kimi kadın, erkeğin biçimsel otoritesine baştan boyun eğer ve edilginliği kabul eder. +Böylece bağımlılık eğilimlerine doyum sağlamasının karşılığını, tutsaklık ve bundan kaynaklanan kızgınlık duyguları ile öder. +Anne, ezikliğini bir “mağdur kahraman” rolüne dönüştürebilir ve çocuklarını tümden kendi yanına çekebilir.
Reklam
"Cumhuriyet kadını" projesi, son tahlilde, medenileştirme hedefli bir içselleştirilmiş Oryantalizm tasavvuru ve "Doğu"ya ait olunmadığının ispatlanması girişimidir.
Sayfa 704Kitabı okudu
Yarın Cumhuriyeti İlan Edeceğiz
Latife'nin ayrıca ailenin genç kızları arasında da seçilmişliği var. Cüretli, atak, kendi yasalarına göre yaşamayı seven, insanın gözünün içine bakarak her istediğini konuşabilen, bilgili olduğu kadar da görgülü. Üç dilde rahatça yazıp okuyan, iki dilde rahatça konuşan, zeki, esprili, hazır cevap bir genç kadın. Artık, şimdi Mustafa Kemal'in eşi. Kocası dolayısıyla sahip olduğu "mevki"nin bütün imkanlarını kullanmaya kararlı. Kullanıyor da.. Bu kadın, Çankaya Köşkü "müdavimleri"nin elbette rahatını kaçıracaktır. Çünkü bütün bu nitelikler karşı takımda ister istemez tuhaf kompleksler uyandırıyor. Latife Hanım, yeni Cumhuriyet'in önerdiği çağdaş Türk kadını örneğiydi bir anlamda. Ama erkeklerin bu örnekle anlaşabilmesi için genlerinde yaşayan ve en az beşyüz yıllık bir geçmişin ağırlıklarını taşıyan bazı alışkanlıkları içlerinden söküp atmaları gerekiyordu. Kadın - erkek ilişkilerinde imparatorluğun geleneksel kurallarıyla yaşayan erkeklerin, Batılı anlayışın uzun yıllardır savaşın sürdüğü yeni bir sistemi hop diye geçivermesi elbette zordu.
Sayfa 160
Cumhuriyet'in kurulduğu 29 Ekim 1923 yılı ile 1933 yılı arasın­daki 10 yıl içinde Anadolu'nun yüzü inanılması güç bir şekilde de­ğişmişti. O zamana kadar haritalarda bir Türkiye devleti adı yoktu, yalnız Osmanlı Devleti biliniyordu. Koca bir devlet ayağını Ba­tı'nın uyanışına uyduramamış, bu uygarlığın altında ezilip gitmişti. Elde kalan Anadolu toprakları da Sevr Antlaşması gereğince İngi­lizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar arasında paylaşılmış, Türklere bırakılan yerler de her an ele geçirilmek üzere bekliyordu. Yüce Mustafa Kemal'in büyük önderliği, insanlan idare etmekteki yüksek yeteneği , dehası ile Anadolu halkı, etnik ayrılık diye bir şey düşünmeden kadını erkeği, çoluk çocuğu ile var gücünü ortaya dö­kerek düşmanları ülkeden attı; Cumhuriyet kurularak rahat bir ne­fes alındı. Ama iş bununla bitmiyordu. Osmanlı'yı yok eden Ba­tı'nın aydınlığına ulaşmamız, hatta onu geçmemiz gerekti . Fakat o kadar geri kalmıştık ki . . .
Ailede hukuk erkeğin elindeydi, o ne derse olurdu. Cumhuriyet kurulduktan sonra meclise bir aile hukuku yapmaya kalkmış. Birde ne göreyim, her şey eski tas eski hamam. Kanun taslağında erkek yine aile reisi olarak her istediğini yapma hakkını alıyor. Kadını kayıtsız şartsız erkeğine boyun eğmesi koşulu da değişmemiş. Gene eskisi gibi erkeğin izin almadan dışarı çıkamayacak. Görevi yemek yapmak, çocuk doğurmak, onları eğitmek, yani kocanın istediği yönde yetişmek. Taslağı görünce canım sıkıldı, ne kadar geriyiz insanlıktan diye. Bunları yazanların hiç aklına gelmemiş herhalde Kurtuluş Savaş'ında kadınlarımızın yaptıkları. Onlar olmasa kazanamazdık bu savaşı. Ama bizim beyler unutuvermiş bunları.
Sayfa 52 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Din dediğiniz sadece Müslümanlıkla sınırlı değil ki. Ayrıca Müslümanlığın da bir sürü mezhebi var. Hristiyanlıkta da aynı şey. Burada yapılacak tek şey din uygulaması yapılan yerlerin aynı zamanda din eğitimi kurslarının da verebileceği bir yere dönüştürülmesi. Böylece herkes kendi inancı doğrultusunda bir eğitim alabilir, tabii ailenin ve çocuğun
357 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.