Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Oğuzcum 14.bölümü noktalama işaretleri koymadan yazmış tam 76 sayfa
Ölü mevsimin mort sezonuna rastladınız beni daha önce görseydiniz daha önceleri neredeydiniz neden bana gülmeden cesaret verdiniz gülseydiniz dağılırdı derdiniz bilseniz ne rahat ederdiniz gülerdim tamam oldu artık size sen diye hitap edebilirim yorulmak bilmezdi gücünün son noktasına gelinceye kadar durmazdı vatandaşlarıma benzemiyorum kendimi
Sayfa 473 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
43 yıldır değişen hiç bir şey yok
"Sizlerin işi daha zor" demişti. "Biz hiç mi değil savaşıyor ve Şehid oluyoruz, sizse istediğiniz halde bu cihada yardım etmek imkanından bile mahrumsunuz!"
Sayfa 96 - İz yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Güç neden onlarda? Çünkü siz onlara bunu kendiniz veriyorsunuz. Yalnızca siz korkak olduğunuz sürece güç onlarda. İnsanlığın şimdi canavar olarak adlandırdıklarının bütünü,tüm ülkelerde güçlü bir iradeye sahip on kişiden oluşuyor ve yine on kadar kişi onları yok edebilir. Onlara karşı çıkan bir kişi, canlı tek bir kişi bile gücü ortadan kaldırır fakat sindiğiniz ve 'belki aradan kaynarım' dediğiniz sürece,eğilip büküldüğünüz ve onları kalplerinden vurmak yerine,parmakların arasından kayıp gitmek istediğiniz sürece kölesinizdir ve daha iyisini hak etmiyorsunuzdur.
Sayfa 43 - Kızıl PandaKitabı okudu
Kusura bakmayın, ama ben bu düşünce tarzında Tanrı falan görmüyorum. En azından benim Tanrım böyle değil, benim Evren’im böyle çalışmıyor. İlk kitabımdan sonra bana ateist dediler, şimdi kim bilir neler derler, ama bana sorarsanız, ben çoğundan daha fazla Tanrı sevgisi ile yaşıyorum. Bu ateistlik değil, alakası bile yok. Ben sadece üç-beş delinin uzuuuuuuuun zaman önce kuyuya attıkları taşları çıkarmaya çalışmıyorum. Ben güzel güzel kendi kuyumu açmışım, içine kendi taşımı atıp onu çıkartıp, güzel güzel demleniyorum kuyumun başında.
" Filistinliler için günlük hayatlarında bir değişiklik olmadı. Kötüden daha kötüye gitti. El-Ramla' ya geri dönemedim. Bağımsız bir devletimiz yok ve özgürlüğümüz yok. Hâlâ bir yerden bir yere, diğer bir yere, diğer bir yere ve diğer bir yere giden mültecileriz ve her gün İsrail suç işliyor. Hatta ben Açık Ev'in yönetiminde bile olamıyorum. Çünkü ben Filistinliyim, İsrailli değil. El-Ramla'da benim tarihim varken, dün Etiyopya'dan gelen biri Yahudi ise tüm haklara sahip olur. Ama onlara göre ben yabancıyım. "
Sayfa 364Kitabı okudu
ÇIKARI OLMAYANLAR
Selim'in içgüdüleri iyi gelişmemişti. Çıkarını pek bilmezdi. Oysa... çıkarlarını düşünmeyenler unutulacaklardır. Her olayda bir kenara çekilenler gerçekten de bir kenarda kalacaklardır. Yaptıkları işlerin gizli kalmasını isteyenler, bunda başarıya ulaşacaklardır. Kimse, onların varlığıyla tedirgin olmayacaktır. Bir gün öldükleri zaman, arkalarında küçük bir iz, bir anı, bir göz yaşı, bir eser bırakmadan yok olacaklardır. Gazetedeki ölüm ilânı bile, yedinci sayfada bir kenarda kalacak, kimsenin gözüne çarpmayacaktır. Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır. Ölüm bile onların adlarını duyurmaya yetmeyecektir. Herkesin mezarında güller ve menekşeler büyürken, onların mezarlarını otlar bürüyecektir. Mezarları bir kenarda kalmasa bile, büyük ve muhteşem anıtların arasına sıkışıp kaybolacaktır. Cennetteki muhallebicide de garson onlarla ilgilenmiyecektir. Ağız tadıyla bir keşkül yiyemeden masadan kalkacaklardır. Gene de garsona bir bahşiş bırakmak zorunda kalacaklardır. Hayattan çıkarı olmayanların hayatı, çıkmaza sürüklenecektir. Kendini beğenmişliğin cezasını daha bu dünyadan çekmeye başlıyacaklardır. Sıkıntılarını kimseyle paylaşmasını bilmedikleri için, yalnız başlarına ıstırap çekeceklerdir. Duygu alışverişinden nasipleri olmayacaktır. Duygusuz, hareketsiz, tatsız bir hayat yaşadıkları sanılacaktır. Istirapları, ne yüzlerindeki çizgilerden, ne de saçlarının beyazlaşmasından anlaşılacaktır. Çektikleri acılarla, yüzlerinin buruşmasına, saçlarının beyazlaşmasına izin verilmeyecektir. Güldükleri zaman sevinçli, ağladıkları zaman kederli oldukları sanılacaktır.
Reklam
Hep unutursun ya birşeyleri biryerlerde; işte : bütün kış, balko­ nunda, büyük saksıların arkasında unuttuğun; dondurucu so­ ğuklar, kurutucu rüzgarlar geçiren, sonunda, baharda, zaten yetersiz olan küçücük saksısı içinde, hiç nemi kalmamış du­ rumda bulup hatırladığın bir yaşındaki Fıstık Çamı fidesi, şim­ di, saksısı değiştirilmiş, toprağı zenginleştirilmiş, bolca sulan­ mış, Nisan güneşinin altında duruyor - ama hala kupkuru, cansız; daha dallaşamamış üç küçük çıkıntısının ve tepesindeki büyüme noktasının sararmış sivri yapraklarında en ufak bir ye­ şillik belirtisi bile yok - ne bekliyordun ya : bütün o geçir­ diklerinden sonra, ilk suyla, ilk güneş ışığıyla, ilk ılıklıkla, he­ men canlanıp yeşere miydi?
Sayfa 51 - Metis YayınlarıKitabı okudu
“Sen sanıyor musun ki ölüm isteği yaşama isteğinden daha zayıf? Aşk ve ölüm iç içe olmuş hep. İnsanoğlu yaşam savaşı verirken, aslında ölümü arzu edegelmiş. Bugün özgür kalmış; rahat bir yaşam için her şey temin edilse bile, yine de içindeki ölüm isteği zayıflamamış hatta daha bir güçlenmiş. Kendi kendini yok etme ve toplu olarak yok etme şeklini almış.”
Aynısı..
Sen tabii, perşembe günleri ne olduğunu merak ediyorsun. Bu sözlerin sonunda esaslı bir itiraf bekliyorsun. Yok canım, beden eğitimi derslerinden nefret ederdim ve altı yıl her perşembe bu münasebetsiz ders vardı. İsmini bile yazmak istemem bir daha bu sıkıcı dersin
Sayfa 389 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Su kaynaklarımızın yok oluşu.
— Peki, neden yetkilileri ve tüm dünya ülkelerini bu konuda uyarmıyoruz? Bizi engelleyen şey nedir efendim? Şu an bu tehlike belki de dünyanın en önemli sorunu olduğu halde, neden hiçkimse hiçbir şey yokmuş gibi kılını bile kıpırdatmıyor? Bunu bir türlü anlamış değilim doğrusu. Siz cevabı biliyor olmalısınız!" … —Evet, o korkunç cevabı uzunca bir süredir biliyorum … … Daha doğrusu bu gerçeği şu an kaldıramazsın. Çünkü, sebebi akıl alır gibi değil dostum. Üstelik, sadece ben değil, diğer en tepedekiler de uzun bir süredir bu gerçeği biliyor. Bu öyle bir şey ki, insanlık bunu öğrenirse tüm dünya tarihi tamamen değişir. Hatta, daha da ötesi tüm ülke halkları kendilerini yöneten politikacılara ve devlet başkanlarına savaş açarlar. Hatta, din adamlarına da.
Sayfa 86 - E Kitap Yayıncılık.Kitabı okudu
Reklam
Modern Eğitim Nasıl Ortaya Çıktı? - Thom Hartmann
Birinin bir başkası üzerinde baskı kurmasının normalize edilmesi, ailede başlıyor. Dünya realitesi, kanıksadığımız için, ne kadar yanlış olduğunu fark bile edemediğimiz hiyerarşiyle, zihinsel ve psikolojik istismarla dolu. Çocuğun ruhunu öldürmek için el birliğiyle çalışan dünyanın bu sinsi planını uygulamak için icat ettiği yöntemlerden biri de
Sayfa 85 - İthakiKitabı okudu
Kızınca dilin kemiği yok
Yeryüzündeki en aşağılık insana bile daha şefkatli davranılır...
54 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.