Günler bilirim ki, iki kez ikinin dört ettiğini kendi kendime yinelemek bile belli bir mutlulukla doldururdu içimi, masanın üstünde kendi yumruğumu görmek bile ...
Başka günler de bilirim ki, ne olursa olsun fark etmezdi.
Başkaları kalmadı. Onu göklere çıkaran, yerlere gömen aşkın deliliğinden de kurtuldu. Zaman sadece kendisi. Başka hayatlar kalmadığı için başka hayatlardan ara ara kalbine yürüyen o tuhaf endişe de, üzüntü de yok. Anlamanın azabından kurtuldu. Sadece inanıyor. Öyle bir hiza buldu ki kendine, o güzelim, biricik hikayesi, önce tuhaf bir can sıkıntısına, sonra da yalnızlık korkusuyla herkesten yapılmış bir yalana döndü.
Sayfa 8
Ağla, bağır, koş, uyu, dua et ya da sevgini kuma yaz. Fakat üzüntünü de yaşa ki sevgiye geri dönebil çünkü sevgi olunması gereken en güzel yerdir.
Öyle zamanlar bağışladın ki, ölüm de ayrılık da yitirdi hükmünü.Günaydın büyük güzellik,acı sonsuzluk merhaba...
“Palto giymeye üşenirken bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben? İçinde bulunduğum durumu kimseye anlatamam. Sen de anlamazsın Ben bile anlamıyorum ki başkasına nasıl anlatırım?"
Öyle adamlar vardır ki ne söylemeyi ne de dinlemeyi bilirler.
"-O çiçek benim değil ki... Onun solmasını engelleyemem, ilgilenemem, hiçbir özelliğini bilmiyorum bile.
+Ama suyun içinde boğuluyor baksana.
....
-Lütfen tutunun boğulmanıza izin veremem. Sizi tanımaya ihtiyacım var. Lütfen kendinizi boğmayın. Bana kendini tanıt hadi ilgilenim seninle. Benim olmayan çiçeklere de özenle bakıcam. Tamam mı? İçinde boğulma yeter ki! Hadi..."
Ne zor, yazarak anlatmaya çalışmak sustuklarını. Demek takvim yapraklarıyla saçlarını keseceklermiş. Bir gün, ateşin onları iyileştirdiğini unutarak ellerini de yakacaklar. İyi ki unutacaklar, en iyi bunu becerirler. Hep unuturlar ve bu yüzden hiç utanmazlar. Şiir yok demiştim. Ama benim için haykırmak istediğim bir şiirsin. Yazamadığım. koklayamadığım, yetişemediğim bir şiir. Her aşka bir kırmızı ruj düşer. Hapishaneye, duvarlara, kalemlere, iç çekişlere, sana, bana, onlara...
Fal filan da bakamam ben, yarınları okuyamam,
İşleri nasıl gidecek, hükümdarlara söyleyemem.
Senin gözlerine bakarım geleceği görmek için ben;
İşte şimdi de, o değişmez yıldızlar gösteriyor ki,
Gerçekle güzellik birleşip mutlu olacaklar ebediyen
Sayfa 34Kitabı okudu
"varoluşun kalın kabuğundan içeri bir göz at. İçimizde iki farklı güç olduğunu anlamıyor musun Tanrı aşkına?: Ruhun gücü ve bedenin gücü, yani bir hareket ve bir düzenleyici. Ruh yaşamın ana öğesidir, yani harekettir; bu hareketi ister bir ağırlık, ister bir yay ya da göksel bir etki meydana getirsin, yürek için de aynısı geçerlidir. Ama beden olmazsa bu hareket eşitsiz, düzensiz, olanaksız olurdu: Dolayısıyla beden ruhu düzenler; tıpkı saatin rakkası gibi, düzenli salınımlara bağlıdır; hem bu öylesine doğrudur ki yemek, içmek, uyumak, kısacası bedenin işlevleri düzenli olmadığında insan hastalanır. Tıpkı benim kol saatlerimdeki gibi, ruh bedene salınımlarıyla yitirdiği gücü yeniden kazandırır. Bedenle ruh arasındaki o sıkı bağlantı, birinin çarklarının gelip ötekinin çarklarının içine yerleştiği olağanüstü bir saat maşasından başka nedir ki!
Sayfa 16 - İthaki Yayınları
12
Zaman geçiyor, diyen saatin vuruşlarını saydıkça,
Güzelim günün korkunç geceye gömülüşünü gördükçe,
Diri günleri geride kalmış menekşeye baktıkça,
İSimsiyah bukleleri gümüş rengi aklar örttükçe;
Geçmişte, sıcak vurmasın diye sürülere kanat germiş,
Ulu ağaçlar şimdi öyle yapraktan yoksun durdukça;
Yarın yemyeşil ekini demet demet bağlanıp dizilmiş,
Ağarmış püskül sakallarıyla, arabalara kondukça;
Senin güzelliğin gelir ister istemez aklıma
Ve bilirim sonunda süpürüp götürecek zaman seni de;
Ne hoşluklar kalıyor, ne güzellikler çünkü yarına,
Ölüp gidiyor hepsi, ötekilerin büyüdüğünü göre göre,
Zaman gelip savurdu mu tırpanını, çare yok gideceksin;
Meğer ki çocuğun arkadan yetişip karşısına dikilsin.
Sayfa 32Kitabı okudu
Hayırlı sabahlar hayırlı cumalar
Ey er-Rahman ey er-Rahim, Ey İman edenlerin Rabbi!
Ey kâinatın Maliki, ey Din Gününün sahibi, zalimler, yeryüzünde bütün ahlak kaidelerini ve bütün vicdanların reddettiği ve nefretle kınadığı, bir zulmü işliyorlar.
Rabbim! Sen kullarına merhametle baktın ve onların merhametinle istedikleri din ve hayat tarzı üzerine kalmalarına izin verdin.
·
Puan vermedi
ARI OLMAK İSTEYEN TIRTIL/
ŞÜKRAN ACAR KORKMAZ
@sukrannacarkorkmaz
@ikinciadamyayinevi
Semra
Selamm uyku öncesi okumamıza eşlik eden güzel mi güzel bir hikaye kitabı ile geldim
Dünyanın en lezzetli balı yarışmasının ödülü kraliçe arının baş yardımcısı olmakmış..
Peki bu yarışmaya katılmanın ana şartı bir arı olmak iken Tırtıl Larvi bu yarışmaya katılmak isterse neler olur?
Minik Tırtıl Larvi’nin tek hayali bir arı olmakken peki bu nasıl mümkündü ?Bu hayali kiminle paylaşabilirsiniz ki?
Çocuklarımızın kendi özelliklerinin farkına varması bununla barışması,herkesin kendi olarak biricik olmasını keşfetmesine yardımcı olacak güzel bir eser okuduk bizÇok çalışmanın kıymetini anlarken bazen de istediğimiz sonuçları elde edemeyeceğini ve bunun bizi mutsuz etmemesi gerektiğini kavradık Öz benliğimizin gelişmesine yardımcı olacak bu eseri bizlere sunduğu için yazarımıza teşekkür ederiz
Rengarenk sayfaları içerisinde kaybolacağımız kitabımız bazı noktalar da okul öncesine hitap etse de özellikle ilkokul çağında kavramalarının daha kolay olduğunu düşünüyorum Minik kitap kurtlarımızın severek okuyacağına ise inancım tam Tırtıl arkadaşımızın macerası herkes tarafından okunsun üzerine konuşulsun ve tekrar tekrar okunsun diyorum
Ne dersiniz Larvi bu macerada kendine nasıl dersler çıkarmış dersiniz?
#engelsizokurlaokuyoruz
#arıolmakisteyentırtıl
«Ey Rasûlüm, de ki: Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler bu Kur'an'ın benzerini getirmek üzere toplansalar, birbirlerine yardımcl da olsalar, yine onun benzerini getiremezler».(²)
2 İsra17/88Kitabı okuyor
