Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1895 gibi geç bir tarihte, Washington ve Londra arasında Venezuela konusunda ufak bir kriz yaşandı. Ama üzerinden üç yıl bile geçmeden, 1898'de, Amerika'nın İspanya'ya karşı savaşa girme kararı (Birleşik Devletler'in kışkırttığı bir savaştı bu) İngiliz hükümeti ve basınının neredeyse tamamı tarafından desteklendi. Bundan sonra ve yirminci yüzyıl boyunca, hiçbir İngiliz hükümeti Birleşik Devletler'e karşı güçlü bir muhalefet ortaya koymadı. 1914'ten önceki on beş yıl boyunca Amerika'nın İngilizler üzerindeki etkisi arttı. Birleşik Devletler büyükelçiliği görevinde bulunan ve ülkeyi iyi tanıyan Sör James Bryce (The American Commonwealth adlı kitabında) şu sözleri yazacak kadar ileri gitmiştir: "Amerika bazı açılardan Avrupa milletlerine öncülük etmiştir. Büyük ihtimalle takip edecekleri yollarda da onların önünde yürümektedir." Bu yolların çoğu politikanın ötesine (ya da derinlerine) uzanır. Özellikle İngilizce konuşulan bölgelere, ama aynı zamanda dünyanın başka birçok yerine ulaşan Amerikan âdetlerinin ve icatlarının sayısız örneğini içerir. Daha da önemlisi şudur: 1940'ta Hitler II. Dünya Savaşı'nı neredeyse kazanacaktı. Winston Churchill ve Franklin Roosevelt olmasaydı bunu başarabilirdi.
Sayfa 9 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Hikaye
Hak teâlâ, tertemiz olan Davud'a dedi ki: Kullarıma de ki: Ey bir avuç topraktan ibaret kullarım! Cennet ve cehennemim olmasaydı, bana kulluk etmeyecek miydiniz? Nur ve ateş olmasaydı, sizin benimle hiç işiniz olmaz mıydı? Benim sizin üzerinizde çok büyük hakkım var. Bana ümit ve korku yüzünden tapmamalısınız. Ummak ve korkmak olmasaydı, benimle ne işiniz olacaktı? Halbuki madem ben Rabbim, bana daima can u gönülden kulluk etmeniz gerekirdi. … Kullarıma söyle, başkasından el çeksinler de hakkıyla bana kulluk etsinler. De ki: Bizden başka her şeyi at yere. Attıktan sonra da kır geçir birbirine. Kırıp geçirdin mi, yak yandır hepsini. Günün birinde de külünü bir yere topla. Sonra da bütün o külleri saç, dağıt da istiğna yeliyle, nam u nişanı kalmasın. Böyle yapınca, dilediğin şey o külden meydana çıkar. Böyle olmaz da cennetle, huri ile seni oyalarsa, iyi bil ki o seni kendinden uzaklaştırmıştır.
Reklam
Tanıdık Geldi
Eğer tirana katlanma arzuları olmasaydı, tiranın onlara zarar veren erki olmayacaktı; eğer ona karşı koymak yerine, onun verdiği acıyı sevmemiş olsalardı, tiranın onlara en ufak bir kötülük yapma olanağı olmayacaktı. Boyunduruk altında bir milyon insanın kendinden daha üstün bir gücün zorlamasıyla değil de, sanki tek bir kişinin adıyla büyülenerek sefilce hizmet etmesini görmek öylesine olağan bir şey ki, buna şaşırmaktan çok üzülmek gerekir.
#GazaStarving
Ben İkbal Çabuk. Bugün benim 18. yaş günüm. Bu yıl Enes Yusuf Ahmed Kandil de 18 yaşında olacaktı, acımasızca katledilmiş olmasaydı. Dua Raid de öyle. Sa'ir Ahid ve Ahmed Eymen de olmak üzere daha onlarcası da. Evet, bunlar Filistinli çocukların isimleri. Onlara "çocuklar" demek zorundayım. Çünkü her biri henüz 18 yaşını bile
Yüzün de olmasaydı Dünyayı yumuşatan o yaz bulutu gülüşün Günlerim neye benzerdi, ya ömrüm? Karanlık bir mahzende soluk bir resim Rutubet, toz ve küf kokuları içinde Eskir eskir eskirdi...
Sayfa 143
120 syf.
8/10 puan verdi
Keyifli okumalar'
İnsan hakkında konuşmak, yazmak kimi zaman çok kolay kimi zaman ise zordur. Çünkü insan, insana veya kendisine kimi zaman çok yakın iken, kimi zaman ise hayret edilecek derecede varlığından uzak ve yabancı bir varlıktır. İnsan hakkındaki bu çalışma İslami düşüncenin genel bir yansımasıdır. Yazarımız; İnsanı evrende ve kendi özelinde nasıl
Anlam ve Varlık Boyutlarıyla İnsan
Anlam ve Varlık Boyutlarıyla İnsanGürbüz Deniz · Diyanet İşleri Başkanlığı · 2015149 okunma
Reklam
"Eğer insanlarda birbirini duygulandırma, birbirinin içini sızlatma yolunda eşit bir yeti olmasaydı, çok geçmeden birbirlerine yabancılaşırlar; yeryüzüne rasgele dağılırlar, toplumlar da çözülürdü... Bu kudretin uygulanması hem zevklerimizin en tatlısı hem de ihtiyaçlarımızın en buyurganıdır."
İnanmak olmasaydı, ümidin de bir ehemmiyeti yoktur; çünkü insan topraktan, ümit ise inançtan yaratılmıştır. İnancın içinde tutku var, fakat inkarın içinde de. İnanmak bir yürüyüştür, inkar etmek ise yoldan vazgeçmektir. Bir menzili varsa şu hayatın, inanmaktan başka yolu yoktur.
360 syf.
6/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Modern Amerikan Edebiyatı'nın en sevilen klasiklerinden biri olan Bülbülü Öldürmek 1960 yılında yayınladı.Amerika'nın en büyük ödülü sayılan Pulitzer ödülünü aldı.Bu ödüller 21 kategoride verilip nakit para ve ya sertifikadır.Kitap Güney'de ki küçük bir kasabada yaşanan olaylara masum bir çocuğun gözüyle değinir.Scout,babası ağabeyi
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Epsilon Yayınevi · 202071,8bin okunma
''..Peki ya aşkın karşılığı olan hiçbir sözcük olmasaydı?O zaman aşk olmayacak mıydı yani?Aşk duyulmayacak mıydı o zaman? Aşk,sözcükten önce de vardı.''
Sayfa 37 - Sözcük Mahpuslar,ı Bölüm-3Kitabı okudu
Reklam
Konuşmanın bir yerinde: "Osmanlıların idaresi ile Ingilizlerin farkı nedir?" diye sormuştu. Ben buna cevabım sırasında, Osmanlılardan bahsederken gözüm yaşarmış. Hitler derhal, "Müftü Efendi, ecdadınız Türk müydü?" diye sordu. Hitler bunu sorunca şunları söyledim: "Hayır efendim, ecdadım Türk değildir. Fakat ben bu milleti, kendi ecdadımdan fazla severim. Eğer Osmanlı olmasaydı, İngilizler ve diğerleri, beş yüz sene evvel âlem-i İslâm'a hâkim olurdu. Osmanlı olmasaydı, Endülüs'ün başına gelen hazin âkıbet, bütün Arap ülkelerinin de başına gelirdi. "Bu cihetten, dinimin, imanımın, namusumun, şerefimin hâmîsi oldukları için Osmanlıları severim. "Fakat biz ne yazık ki, hayırsız evlât çıktık. Onlar hayırsız evlâdına bakan baba gibiydiler. Arap âleminden bir kuruş istifadeleri, faydaları yoktu. Bilhassa Hicaz ülkesine, asırlar boyu hayrat götürdüler. Oraların geçimini temin ettiler. "Biz ne yazık ki, o nimetin kadrini bilemedik, nankörlük ettik. O yüzden de, Filistin, korkarım ki İngilizlerin eline geçecek...."
Sayfa 246Kitabı okudu
Ekber Şah ve vejetaryenlik
Gerçekten de, Ekber vejetaryenliği denemiş ve bunu şu şekilde açıklamıştır: Bir insanın midesini hayvan mezarlığı yapması doğru değil... Yiyecek bulma zorluğu düşüncesi olmasaydı insanların et yemesini yasaklardım. Kişisel olarak et yemeyi tamamen bırakmamamın nedeni eğer bırakırsam pek çok kişinin de bunu kendi istekleriyle bırakacak ve bundan dolayı umutsuzluğa düşecek olmalarıdır... Gençlik yıllarımdan beri ne zaman hayvansal bir yiyecek pişirilmesini emretsem hazırlanan yemek son derece yavan gelirdi. Bunu çok da önemsemiyordum ama bu duyguyu, hayvanları korumanın gerekliliğine dair bir işaret olarak değerlendirdim ve hayvansal yiyeceklerden uzak durdum.
Sayfa 195Kitabı okudu
Esma-ül-Hüsna
Fütühat ı Seyyid Muhammed Ruhi İsmail Hüsna 2 cilt 403 sayfa Ya Fettah İsmi Şerifi Temsil maddenin temelini oluşturur Maddenin yayılması ilkesinde dahi Ya Fettah İsmi Şerif'inin hakikatini görmekteyiz. Atom, ilahi bir gücün yaratılışından gelir fakat özünde ruhi bir yapı vardır. Bu detaylı ve ayrı bir konu olmakla beraber atomun ruhaniyeti hususu ayrıca beyan edilecektir. Fizik Kitabımız'da ispat edildiği üzere atomun çekirdeğinden çıkan parçacıklar elektron haline gelmişlerdir. Elektronlar Ya Fettah İsmi Şerif'iyle yayılım göstermişlerdir. Elektronların bazıları çekirdeğe yaklaşarak bazıları da çekirdekten uzaklaşarak hakikatin temsilini oluştururlar. Temsil, bu tecelliyatla maddenin temelini oluşturur. Bu açılım ve yayılım zamanın yayılımını meydana getirmiştir. Zamanın genişlemesi ilkesi atomun merkezinde de var olan bir hikmettir. Atomun üzerindeki elektronla çekirdek arasındaki mesafe, zamanın hakikatlerinden bir hakikat taşır ve o hakikatinin merkezidir. Eğer atomda çekirdekle elektron arasında böyle bir mesafe olmasaydı zaman olmazdı. Zamanın olması Ya Fettah İsmi Şerif'inin tecellisinin yayılmasına sebebiyet vermiştir. Tasavvufi açıdan bakıldığında dahi maddedeki şu yayılım ilkesi Evliyaullah'ın merkezde var olup kendinde olan halleri başkasının üzerinden beyanatını işaret ve ispat eder.
Sayfa 403 - Ruhi YayıneviKitabı okudu
Harika
"Hor görülen aşkın acılarına, adaletin gecikmesine Devlet görevlisinin kendini bilmezliğine Sabırla bekleyen erdemli kişinin Değersiz insanlardan gördüğü muameleye İnsan yalın bir hançer darbesiyle hesabı kesebilecekken Kim katlanırdı, bu yorgun yaşamın yükü altında Homurdanıp terlemeye Ölümden sonraki bir şeyin korkusu olmasaydı? O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya, ürkütmese yüreğini? Bilmediğimiz belalara atılmaktansa, çektiklerine razı etmese insanı? Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor yürekten gelenin doğal rengini."
Sayfa 29 - Destek Yayınları
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.