Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu dünyada kendimizden başka evimiz yok. Lakin kendilik dediğimiz de sürekli değişen, dönüşen ve çelişkili bir olgu olarak pek gü­venli bir liman değildir. Ancak bu dünyada daha canlı hisset­mek istiyorsak, hayatlarımızı daha dolu dolu, doygun yaşa­mak istiyorsak, elimizden gelen tek bir şey var; kendimizi ve içinde yaşadığımız dünyayı yakından tanımak. Kendimize so­rular sormanın, merakla bakmanın ve hazır cevaplara yerleş­memenin bize getireceği en büyük hediye, kendimizi ve içinde yaşadığımız dünyayı daha yakından tanımak olacaktır. Bunu başarabildiğimiz ölçüde hayatta akışı yakalamak ve canlı his­setmek mümkün olur.
Sonra kitabı aldı elimden, "Sever misiniz Hüseyin Rahmi beyi?" diye sordu. "Evet," dedim, "hele biraz keyfim kaçtığı zaman mutlaka onun kitaplarını okurum, beni eğlendiriyor... Gülüyorum ama bir yandan da üzülüyorum..." "Üzülüyor musunuz? Neden?" "Kaç yıl geçmiş yazalı ama değişen pek bir şey yok..." "Hayat kolay kolay değişmiyor," dedi, "ama belki de bu bir yazarın ustalığını gösterir..."
Reklam
"Bu dünyada kendimizden başka evimiz yok...lakin kendilik dediğimiz de sürekli değişen, dönüşen ve çelişkili bir olgu olarak pek güvenli bir liman değildir. Ancak bu dünyada daha canlı hissetmek istiyorsak, hayatlarımızı daha dolu dolu , doygun yaşamak istiyorsak elimizden gelen tek bir şey var: kendimizi ve içinde yaşadığımız dünyayı yakından tanımak olacaktır. Bunu başarabildiğimiz ölçüde hayatta akışı yakalamak ve canlı hissetmek mümkün olur."
Hala pek değişen bir şey yok.
O anda, kimsenin aklını kullanmak istemediğini kavradı. İnsanlar huzur istiyordu. Yemek ve uyumak istiyorlardı, kendilerine nazik davranılmasını istiyorlardı. Düşünmek istemiyorlardı.
Goethe 74 yaşındayken, 19’unda bir genç kızı Ulrike’yi sever. ağzından yazdığı, şimdiki ruh halini şaşırtıcı bir biçimde ifade eden aşağıdaki dizeleri koyar. Bu şiir reddedilmesi üzerine duyduğu üzüntüyü yansıtır. Goethe şiiri 5 eylül 1823 yılında Cheb'ten Weimar'a giderken yazmaya başlar, 12 eylül'de yolculuğunun bitmesiyle
Osmanlıdan günümüze değişen pek bir şey yok...
...bilimi bile in­kâr ediyordu cahiller, her şey onlara göre gavurluktu, her yeniliğe gavurluk diye karşı çıkıyorlardı, cehaletin adını dindarlık koymuşlardı...
Sayfa 254 - Everest Yayınları
Reklam
_Biz kimiz? Nereden gelip, nereye gidiyoruz? _Biz insanlar, bir kapının önüne bırakılmış yeni doğan bebekleriz. Sepetlerimize bebeklerin kim olduğuna, nereden geldiğine dair ya da atalarının kimler olduğuna dair bir not da iliştirilmemiş. Bu yetim bebeklerin sicilini öğrenmeyi özlemle bekliyoruz. Pek çok kültür sürekli olarak ebeveynlerimizle
Darwinistler veya Yaratılışçılar değil bir basamak daha üstü
Darwinistlerle yaratılışa inananlar arasında pek çok ortak nokta var. Ne var ki biz bunları uzun süredir birbirine taban tabana zıt ve birbirini dışlayan iki görüş olarak gördük. Aslında, insanın konumuyla ilgili olarak ikisi de aynı temel görüşü savunuyor. Yaratılışçılar, insanın maymundan gelmiş, maymunla akraba bir tür olarak düşünülmesini
403 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.