Bu soruyu hiç de azımsanmayacak kadar seviyorum çünkü bu soru, tuzuna değen herkesin Tanrı'yı sevdiğini varsayar. Tanrı'yı sevmiyorsan, ne işe yararsın? Bir tamircinin lanetine değmeyecek kadar kendini sevmenin ve kendini tatmin etmenin bayağılığına kapılmışsın. Ruhunuz yalnızca Dow-Jones Sanayi ortalamasındaki bir ani artışla yükselir; kalbiniz yalnızca yeni bir vergi muafiyeti ihtimaliyle çarpar... Din âşıklar içindir, tutkulu erkekler ve kadınlar içindir, kar elde etmekten başka bir şeye tutku duyan gerçek insanlar, bir şeye inanan, bir şeye deli gibi umut eden, bir şeyi anlayışı aşan bir aşkla seven insanlar içindir. Ünlü bir elçiye göre, inanç, umut ve sevgi ve bu üçünün en iyisi sevgidir (I Korintliler 13:13). Ama neyi seviyorlar? Tanrımı sevdiğimde neyi seviyorum? Bu onların sorusu, bu benim sorum.
Hem dünya edebiyatı hem Türk edebiyatı, çeşitli nedenlerle ve çeşitli biçimlerde susturulmuş ve "deli" sıfatı adı altında ötekileştirilip itibarsızlaştırılmış ve en önemlisi de kadın özne olarak yaratmalarına ket vurulmuş kadın sanatçılarla dolu. Bu kadınlar ya zorla tavan arasına kapatılmışlar ya da toplumla çelişen duyarlıklarını saklı bir yazma/çizme ortamıyla sürdürebilmek için kendi istekleriyle çatılara taşınmışlardır.
Ve kitap okuyarak..Ve müzik dinleyerek ve tabii deli gibi temizlik yaparak:))
"Kadınlar içlerindeki bu karanlık, gölgelerle dolu yerleri meditasyon, sanat, şiir, oyunlar, ayinler, ilişkiler aracılığı ile ve toprağı kazarak aydınlatırlar..."
Bir toplumsal tabakanın iyi, akıllı kadınlar ile başka bir toplumsal tabakanın iyi, akıllı kadınları arasındaki gerçek fark, aynı tabakaya mensup iyi ile kötü, deli ile akıllı arasındaki farktan çok daha azdı.
Sayfa 210 - Amaç Temel Yayınları, 1987. Çeviri:Suna GülerKitabı okudu
✓ Kadınlar böyledir işte. İntikam hissi gözlerini bürüdü mü deli gücü kazanırlar.
Sayfa 50 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
Kadınlar böyledir işte. İntikam hissi gözlerini bürüdü mü deli gücü kazanırlar.
Sayfa 47Kitabı okudu
.."Senin avradını şöyle şöyle yaparım", dedi. Kadının kocası da, "Ben de senin avradını..." diyerek adamın yakasına yapıştı. Burada noldu biliyor musunuz, kadın araya girdi, kocasına. "Sen deli misin, bana ne yapabilir o?" diye bağırdı. Ama kadının kocası, öyle bir bağırış bağırdı ki, "O sana birşey yapamaz, ama, ben onun karısını şaparım dedi. Kadının kendi namusu ortaya atıldığı halde kocasını kurtarmak için hiç kızmamış göründü. Ayrıca, kendi kocası başka kadınla ilgi kuracağı için de hiç kıskanmadı. Ve böylece kadın, bir durak insanın önünde aşağılanmış oldu. Ama öteki kadınlar kadına, "Bravo, bir cinayeti önledin" dediler. Oysa ki oradaki kadınlar da aşağılanmışlardı, bunun farkında değildiler.
kadınlar,kuruntular ve muhtemel ilişkilerin hazin sonu….
Delikanlı birdenbire bir şey anlamamıştı:
- Şimdi böyle mi oldu? dedi.
- Onu size sormalı. .. Nasıl olduğunu elbette siz benden
daha iyi bilirsiniz.
- Lakin söylediklerinizden bir şey anlayamıyorum.
- Tabii anlamazsınız, anlamak istemezsiniz ... Çünkü bu
işinize gelmez.
- Lakin rica ederim, bana bunu izah ediniz. Emin olunuz ki ne demek
Burası büyük şehir, günahkar şehir, o vurdumduymaz, o deli dolu şehir. Ben bu şehirde sensiz yaşayamam. Bir gün kanıma girer şu kalabalık, şu caddeler, şu tıklım tıklım gazinolar. Burası şarkılar şehri, resim gibi kadınlar, kadın gibi erkekler şehri. Ben bu şehirde sensiz yaşayamam.
Kadınlar güldür ma çiçektir :)
Bir çiçeği dibinde ona hava aldıracak deliği olmayan saksıya diktiğin zaman ister dünyanın en nadide çiçeği, ister en dirayetli çiçeği olsun, soluyor.
Dr. Adnan Bütün kabine toplantılarında bulunmaya mecbur oluyor, bundan başka da Mustafa Kemal Paşa’nın çağırdığı hususî toplantılara gidiyordu. Bu günlerde, nadiren gece yarısından önce gelir, bazan da sabahın beşlerine kadar dışarıda kalırdı. Mustafa Kemal Paşa’nın anormal denilecek bir enerjisi olduğu için, sabahleyin uyurdu. Fakat, Dr. Adnan
Deli kadınlar iyidir onları çok severim çünkü ne kahkahaları tutsak ne gözyaşları sınırlı, ne arzuları mahpus, ne öfkeleri prangalıdır...
