İŞTE GENE BEN ve SİZLERE YİNE OKUMUŞ OLDUĞUM ESKİ BİR KİTAPTAN BİR İNCELEME DAHA. :)
Don Kişot ile ilgili bugüne dek ifade edilememiş şeyler hakkında kim ne söyleyebilir acaba? Miguel de Cervantes tarafından kaleme alınan ve yazılan bu güzel roman, dört yüz yıldan bu yana, on sekizinci yüzyıldan kalma edebi akımlara, yirmi birinci yüzyıl
ARTIK, EN SIRADAN ÇİÇEĞİN AÇMASI İÇİN BİLE DÜNYANIN ŞİDDETLİ DOĞUM SANCILARI ÇEKMESİ GEREKİYOR...
(İlk kısımda anlatılanlar yarı gerçektir.)
1890 yılı FA Cup finalinde Blackburn Rovers ile Sheffield Wednesday takımları karşılaşmaktadır. Maç bitince Kraliçe Victoria saraya dönmüş beş çayını yudumluyordu. Güneşli bir Londra akşamüstüydü. Kapı
. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
"Bu sana göre değil." Öyle dediğine bakmayın tam bize göre. İlk kısımlarda sadece bu cümlenin kapladığı kocaman bir sayfa ile okuyucuya merhaba diyen kitap, daha sonra
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği nin amirallerden biri olan 'Muss es sein?' sorusunu içeren tek bir sayfa ile de gereklilik, ağırlık ve
Öncelikle bir konuda herkesle anlaşalım. Bu soruların incelemesini 15 güne yakın bir sürede anca yazdım. Sonu nerede bu yazının, diyerek kontrol edilmeden önce, bu sitedeki en uzun inceleme bu olmuştur, diyebilirim. Kimseden bu Evren incelemesini komple okumasını beklemiyorum. Bu incelemenin %10'una sahip incelemeler bile genelde burada uzun
"Sana niye deli diyorlar ki! Dinlediğim en akıllı adamsın. Kimseye bir zararın yok. Benden farklı değilsin. Bana deli demiyorlar henüz, 'Deli gibi,' diyorlar sadece. Bir 'gibilik' farkı var aramızda.
Şu dünyada yaşadığımız ortalama 70 yıl boyunca pek çok insan tanır, pek çok olaya şahit oluruz. Hangimize yaşadıklarına dair fikri sorulsa, yüksek ihtimalle çoğumuz roman gibi bir hayatımızın olduğundan dem vururuz. Her karşılaştığımız insan, yaşamımızın akışını iyi ya da kötü yeni bir rotaya yönlendirir, yeni bir dünyanın kapılarını aralar bize.