Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
251 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Herkese merhabalar efendim. Havalimanına giderken, keyifle okuduğum bir kitap oldu. Bu yolculukta zamanın nasıl geçtiğini bile hissetmeyerek adeta şu ânımı unuttum. Edebiyatımızın kıymetli yazarlarından ve bence her gencimizin en azından bir kez olsun okuması gereken kalemlerden Mustafa Kutlu. Kapaktan da anlaşılacağı üzere kitap deneme yazılarından oluşuyor. Kültüre, folklora coğrafyaya, ülkeye, ekonomiye, dile, geçmiş ve âna, dine, medeniyete kadar birçok konuya değinilmiş bu yazılarda. İnsan okudukça diyor ki günümüzde böyle kaliteli telaffuzlar, haklı söylemler ne çok azaldı.. Avrupalılaşmaya çalışırken özünü yitirip üstelik yitirdiğinden de bîhaber devam eden insanlarımız, yazıların tarihleri tek tek araştırılsa kim bilir hangi eski yıllara denk gelecek olsa bile muhtevaya bakıldığında ülkenin gidişatında görülmeyen değişiklik,eski bayramların gerçekten de 'eski'de kalmış olması,dilin ne kutsal bir değer olduğunu unutmuş gençliğin kendine göre bir 'klavye lügati' oluşturması ve daha niceleri... Ben okudukça sanki dışarıdan bir göz olarak baktım bizlere. Kaybettikçe duyarsızlaşıyoruz,bu çok hazin. Yine de umut edelim ki farkındalık; bireyden başlayıp cemiyete ulaşacaktır. Hiç değilse temennimiz bu. Hoş kalın, kitapla kalın!
Dem Bu Demdir
Dem Bu DemdirMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 2014742 okunma
Izdırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer, Ömr-i fani gibidir; gün de geçer, dem de geçer, Gam karar eyliyemez hande-i hurrem de geçer, Devr-i şadi de geçer, gussa-i matem de geçer, Gece gündüz yok olur, an-ı demadem de geçer. Bu tecelli-i hayat aşk ile büktü belimi, Çağlıyan göz yaşı mı, yoksa bu hicran seli mi? İnleyen saz-ı kazanın acaba bam teli mi? Çevrilen dest-i kaderle bu şuurun fi'limi, Ney susar, mey dökülür, gulgule-i Cem de geçer. .....
Reklam
Göz yum cihâna aç gözünü dem gelir geçer Sen göz yumup açınca bu âlem gelir geçer Âdemoğlu âleme üryan gelir üryân gider Nale vü efgân ile giryân gelir giryân gider Taşlıcalı Yahya
"Göz yum cihâna aç gözünü dem gelir geçer Sen göz yumup açınca bu âlem gelir geçer"
Nietzsche, felsefesini anlatırken trajedi kahramanlarını andırır. Trajedi kahramanları, farklı durumlarda farklı karakterlerle çıkarlar sahneye. Bu durum onların karakter zayıflığını değil, bilakis önemli durumlarda benliklerini nasıl açtıklarını ve mükemmelleştirdiklerini gösterir. Schopenhauer diyor ki, durgun bir göldeki berrak su, suyun tüm imkânlarını ve tüm karakterini yansıtmaz. Bu suyun nelere muktedir olduğunu görmek için onu derelerden akarken, şelâlelerden dökülürken, pinarlarda çağıldarken, dağlardan inerken, deryâda coşarken ve gözyaşı olup akarken seyretmek gerekir. Herhalde Goethe, Des Menschen Seele wie gleichst du dem Wasser! (Ey insan ruhu, nasıl da suya benzersin!) derken aynı fikri şairâne olarak ifâde etmiş oluyordu. Keza Nietzsche de, "Tüm fışkıran pınarlar gece sesli konuşurlar" derken yine aynı gerçeği dillendiriyordu. Hâsılı Nietzsche'nin felsefesini hakkıyla anlayabilmek için, onun muayyen bir fikri ifâde ederken elan, içinde bulunduğu durumu göz ardı etmemek gerekir; o ân ki ilişkileri, önündeki engeller, tehlikeler, kavgalar, çektiği istıraplar, gerilimli yahut neşeli halleri, ihtirasları velhasıl tüm hâlet-i ruhiyesi aynen tefekkürüne akseder. Bir bütün olarak felsefesini değerlendirirken bütün bu hususları gözden uzak tutmamalıyız.
Sayfa 11
Şöhret kelimesini ele alalım. Şöhret, şehr kelimesinden gelir. Bir şeyi açığa çıkarmak, izhar etmek manasındadır. Meşhur ve şöhret kelimeleri de bu anlam üzerine bina edilir. Her dem göz önünde olmak, herkese görünür olmak, açık olmak, açıkta olmak. Biz biliriz ki her şeyi açıkta olan afettedir. Her şeyi her yerde, her an söyleyen kişi kendini harcar. Sustum.
Sayfa 75 - HARUN YAKARER / Zor zamanda kekeme olmakKitabı okudu
Reklam
HZ. MASUME'NİN HATRINA
Kalbimden görüyorum seni her vakit, Olmadı ama öptüm sanki dudağını. Dur biraz fotoğrafına bakayım, Böyle içime enterasan bir güzellik doğuyor, Sen olup benden geçiyorum. Şimdi kafamı koysam uykuya, Dem vuracağım senden bağrıma.
- Əgər onun üçün darıxırsınızsa niyə zəng etmirsiz? - Qorxuram mənimlə danışmaq istəməsin. - Hardan bilirsiz? - Bilmirəm, sadəcə qorxuram ki danışmasın. -İnciməyin amma qorxmaq üçün çox yaşlısız. - Bir çox şeylər üçün yaşlı olmaq olar amma qorxmaq üçün yox. Düzdür, mən həmişə zirzəmidən qorxardım. Ora qaranlıqdır, orda qəribə, qorxulu əşyalar var. Ora yaxınlaşa bilmirdim. - Bütün zirzəmilər belədir. - Sonra bir dəfə ürəklənib aşağı düşdüm. Ətrafa göz gəzdirəndən sonra başa düşdüm ki, qorxulu heç nə yoxdur. Sən demə içəri girəndə işığı yandırmaq lazım imiş. - Nə demək istəyirsən? - Demək istəyirəm ki, oğlunuza zəng vurmalısız. - Bəs birdən mənimlə danışmasa necə? - Ən azı bunu biləcəksiz, bununla da narahatlığınız və qorxunuz keçib gedəcək.
İnsanlıktan çıkmak
''insanlık acaba ve sadece bir ''alışkanlık''mı? Göz yaşı ve gülücük âdemoğlunun edebi özelligi olmaktan çıkıyor mu . O kopyalanan koyunlar,insan -robot karışımı film kahramanları bir haykırışın,bir çırpınışın, bir özelemin ifadesimi? insanoğlu bedeninden ,ruhundan,yaşayip durduğu yeryüzunden çıkıp gitmek mi istiyor? Özgürlük denilen bu mu? Yoksa gaflet giderek koyulaşıyor mu?
Sayfa 75
"İnsan bir kez ağlamaya görsün; ne kadar hüznü varsa sinesinde, ne derdi varsa daha evvel ağlayamadığı hepsi bir olur da yaş diye düşer göz bebeklerine."
Reklam
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Aşk Hikayesi
AŞK HİK YESİ/İSKENDER PALA/KİTAP ANALİZİ İskender Pala'nın Kapı yayınları etiketiyle çıkan “Aşk Hikâyesi” kitabı Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk, Katre-i Matem, Şah&Sultan, OD, Efsane, Mihmandar, Karun ve Anarşist, Abum Rabum, İtiraf, Akşam Yıldızı, A-71 ve Surnâme gibi romanlarından sonra okuyucusunun karşısına çıkardığı son
Aşk Hikayesi
Aşk Hikayesiİskender Pala · Kapı Yayınları · 20231,611 okunma
Bazı insanlar da Türk-Arap kardeşliğinden dem vuruyorlar, hatta aynı milletten olmaktan söz ediyorlar... Aynı soydan gelmek, ya da tarih boyunca kültür ve kader birliği etmek dışında hiçbir ulusla kardeş olunmaz, illa ki çıkarlar çatışır... Her ulus kendi menfaatini daha önde görür. Tarih boyunca da öyle görmüştür. Orta Çağ'da da böyle
“ sakın unutma! “ dedi. “Aristoteles’in dem vurdugu gibi gözün vazifesi sadece görmek değil, hakikati görmektir. Hakikati gören bir göz artık başka bir şey göremez. Çünkü artık başka bir vazife ile mükellef değildir ve başka bir gayesi de yoktur.”
Sayfa 165Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.