Arkadaşlar, sitede en çok paylaşılan sahte alıntıları https://1000kitap.com/SahteAlintilar ile bu iletide topladık. Sitedeki bilgi kirliliğini temizlemek için bu alıntılara rastlarsanız lütfen şikayet ediniz. Ve lütfen okumadığınız, kitaplarda kendi gözlerinizle görmediğiniz alıntıları eklemeyiniz. Bu sözlerin mal edildiği kişilere ve sözlerin
⭕ Oğuz Atay adına Sahte Alıntılar derlemesi❗
Not: Alıntıları toplayan ben değilim, alıntıları derleyen kişiler, bizzat araştırma sonucu derlemiştir. Ben sadece teyit amaçlı, bir faydası dokunur umuduyla paylaşıyorum.
Ulaşmayı kolaylaştırmak açısından bio'ma da sabitleyeceğim...
____________________________________
Biliyor musun
İnsanlığın -her anlamda- can çekiştiği bir noktadayız.
Zülfü Livaneli'nin söyleşisinde yer alan bir cümle. Onun eser hakkında söyleşisi ile son buluyor Balıkçı ve Oğlu. 21. yüzyıl düşünüldüğünde "insanlığın can çekişmesi" tabiri çok da haksız sayılmaz aslında.
Nereden başlasam bilemedim incelememe. O kadar hassas konulara değinilmiş
YouTube kitap kanalımda Hakkari'de Bir Mevsim kitabını önerdim: ytbe.one/b1teQgT1toE
Hakkari'de Bir Mevsim kitabına yapılan incelemeler benim için ikiye ayrılır: Öğretmenler tarafından yazılanlar ve öğretmen olmayan kişiler tarafından yazılanlar. Bu inceleme öğretmen olmayan bir kişinin bakış açısından yazılmıştır.
Yokuş aşağı
Vampir Carmilla bizi Viktorya dönemi şatolarında, tekinsiz ormanlarında bir yürüyüşe çıkararak o dönemdeki beş çaylarına ve maskeli balolara konuk ediyor.
Karakterimiz altı yaşındayken esrarengiz bir rüya görür ve kolay kolay etkisinden kurtulamaz.Şatoda babası ve dadıylarıyla beraber yaşayan karakterimiz hep
Ahmet Muhip Dıranas, Cumhuriyet’ten sonraki Türk edebiyatının önemli bir
fikir ve sanat adamıdır. Ki O sadece edebiyatla değil, resim, fotoğrafçılık gibi sanatın pek çok dalıyla yakından ilgilenmiştir. Dıranas’a göre sanat insanoğlunun ferdî ve maşerî ölüme karşı bulduğu tek çaredir.
Dıranas, hocası Ahmet Hamdi Tanpınar gibi, şiirde dil ve
YouTube kitap kanalımda Marcel Proust'un hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
youtube.com/watch?v=n5e0iz7...
"Hiç kimse şimdiye dek yok olan şehirler Sodom ve Gomorra'yı bulamadı." Ernest Wright, National Geographic
Eski Ahit'in
"Kiminin penceresinden karmaşa görünürdü, kiminin penceresinden medeniyet. Kiminin penceresinden ise saadet. Bir deniz feneri şahit oldu bazen herkesten sakladığım bir kedere.. İstanbul'un suretinde bir şifa saklı olduğunu anladım. Bir yaraya vesile olsa bile şifası da kendinde bir sır bu şehir. Bu çatıların altında kim bilir kaç insan bastırıyor kalbindeki özlemi, kaç insan bekliyor bir haberi, kaç insan vazgeçiyor bir hevesten, kaç hayal kırıklığı, kaç ölüm acısı, kaç mutluluk yaşanıyor? Bu şehrin suretinde kaç sürpriz yaşanıyor kim bilir?.."
Cahit Külebi nin tüm şiirlerini içeren bu esere aslında inceleme yazmayı düşünmüyordum. Şiirlerinin en sonuncusunun başlığı dikkatimi çekti. Başlık " Şiir Yöntemim" Şiiri okuyunca merak edenler için bu şiiri bırak istedim. Kendisi şiiri nasıl yazdığını ve şiirlerindeki temayı dizeler halinde okuyucusuna anlatmış.
Bunun dışında benim
Kitabın isminden bir çıkarım yapmaya çalışarak "Acaba kaçıncı Murat ile ilgili? gibi sorular birikmişti okumadan hemen önce zihnimde. Okuduktan sonra ise Sultanmurat'ın padişah değil, 15 yaşında bir çocuk olduğunu öğrendim. Ve ufak çaplı bir şaşkınlık içerisine girdim.
"Savaş; korku ve sefaletten başka bir şey veremez. Yakar,
Sen acıyı biriktirmeyi seversin Olric.
Sen biriktirmeyi seversin
Hadi devam et şimdi
Kuru yaprakları
Deniz taşlarını
Gözyaşını
Sorulamamış soruları
Senden kalan sesleri
Yaşanamamış paylaşılmışlıkları
Birlikte harcamak üzere
Kalbinde biriktirilmiş zamanları
Ve hüznü
Ve özlemi biriktirmeye...
İnsanı o güne kadar olan yaşamına yavaş yavaş ya da ansızın yabancılaştıran şey, kendini tanımasıdır ve bu tanıma ilk adımdır, atılması zorunludur, ama kesinlikle yeterli değildir. Tam da bu adımı atıp kalan, salt kendini tanımanın verdiği hüzünle yetinen ve bu kendini tanımaya olgunluk süsü veren ne çok insan tanırız!
Eserinden önce
BİBLO
“Biraz da kil alabilirmiyim?”
-"tabi ki, ne kadar lazım?..”
“Yani.. , - bilmiyorum ilk defa yapacağım"...
O an sanırım Bilgin’in neler düşündüğünü anlamışsınızdır. Ya bu adamı burada boğmak istemiştir ya da terslemek fakat o aksini yapmış daha nelerin olacağını da şimdiden sezmiş sükûnet ile alışverişine bir heyecan ile
Sen acıyı biriktirmeyi seversin Olric.
Sen biriktirmeyi seversin
Hadi devam et şimdi
Kuru yaprakları
Deniz taşlarını
Gözyaşını
Sorulamamış soruları
Senden kalan sesleri
Yaşanamamış paylaşılmışlıkları
Birlikte harcamak üzere
Kalbinde biriktirilmiş zamanları
Ve hüznü
Ve özlemi biriktirmeye...