Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kendimi değil, başkalarını aramaya gideceğim ben. Başkaları hep olacak dünyamızda, onlar olmadıkça biz olmayız. -Ben gideceğim, yol uzun değil. Uykum geliyor. Gitmem gerekiyor. Arka koltukta hasta bir adam yatıyor. Seni gördüm, mutlu oldum. Ateş görmemiş yiyecekler bıraktım sana. Seni tanıdığım günden bu yana ateş görmemiş yiyeceklerle beslenmeye dikkat ediyorum. Ne mi oluyor dersen, son derece enerji doluyum, her zaman hareketliyim, her zaman durduğu yerde duramayan bir insanım. Seninle ayrıldığımız 1990 yılından beri böyle beslenmeye çalışıyorum. Daha önce söyledin bana, hiç kilo almadım, vücudum hâlâ sağlam, hiçbir yerim sarkmadı. Sağlık sorunu yaşamadım. Sabah uyandığımda ateş görmemiş bir yiyecek yedim, sesim sağlıklı. Bir tane ceviz, birkaç tane kabuklu fındık yedim. Yeşil yiyecekler yedim, seni hep dinledim. Hiç konuşmadan bir domates ya da salatalık yedim sabah uyandığımda, ya da bir incir kurusu. İşte yine geldim ve yine aynıyım. Yol verirsen gideceğim artık... - Bir dakika bekle, diyerek kayboldu. Çok uzun birkaç dakika geçti. Düşünüyorum. Bu adamı yıllar sonra niye buldum? Bir yol kıyısında nasıl rastlaştım? "Seni bekliyordum" dediğinde neden inandım? Bir yıl sonra niçin tekrar geldim? Şimdi, sabahın bu alacakaranlık saatinde neyi bekliyorum? Kayboldu ve gitti. Bana kesinlikle bir zararı dokunmaz da, neden bekliyorum? Arabayı sürsem ve çıksam yola. Gitsem... Gidemiyorum. Çakılmış bekliyorum.
Sayfa 151 - Matbuat Yayın, 2. Basım - Aralık 2016, BÖLÜM 2, AH Ü ZÂR YOLDAŞLARI
Roman Ege'nin bir kasabasında yaşayan Mustafa adlı bir balıkçının hayatını anlatıyor. Balıkçılık mesleği Mustafa’ya babasından yadigâr kalmıştır. Mustafa iyi yürekli, vicdanlı bir kişiliğe sahip kendi halinde biridir. Ekmeğini balıkçılıkla kazanır. Tüm hayatı denizle iç içedir. Mustafa diğer balıkçılara göre doğaya karşı daha duyarlı ve
Reklam
Her türlü zorluğa göğüs geren asil varlık... KADIN
Anne, "Kadınlar erkeklerden daha çabuk uyum saglar." diye onu avuttu. "Kadının yaşamı koynunda, kucağındadır. Erkeğinkiyse kafasının içindedir. Aldırma sen. Belki... belki gelecek yıla bir yerimiz olur." Baba, "Şu anda hiçbir şeyimiz kalmadı," dedi. "Önümüzde işsiz, hasatsız uzun bir zaman var. O zaman ne yapacağız? Nereden yiyecek bulacağız? Bakın, söylüyorum size, Rozaşarn'ın da günü o kadar uzak değil artık.(doğum yapması) Öyle oluyor ki, düşünmekten bile nefret ediyorum. Hayatımız bitmiş, son bulmuş gibi geliyor. "Hiç de bitmedi," diye gülümsedi Anne. "Bitmedi, Baba. İşte kadının bildiği bir başka şey de budur. Ben dikkat ettim buna. Erkek tek tek sıçramalarla yaşıyor. Bebek doğuyor, insan ölüyor. bu bir sıçrama. Bir çiftlik alıyor, bir çiftlik kaybediyor, bu da bir sıçrama. Kadın için ise her şey düzenli bir akış içinde. Dere gibi çağlayan gibi. Sonu gelmiyor. Nehrin akışının da sonu gelmedigi gibi. Hep devam ediyor. Kadin öyle bakar her şeye. Ölecek değiliz. Herkes devam ediyor. Biraz değişiyor belki... ama devam ediyor." "Nereden biliyorsun?" diye sordu John Amca. "Her şeyin durmasına, sona ermesine engel olan nedir? Herkesin birden yorulup uzanıvermesine ne engel olacak?" Anne düşündü. Bir elinin parlak sırtını ötekiyle ovdu, sağ elinin parmaklarını sol elininkilerin arasina soktu. "Söylemesi zor," dedi. "Yaptığımız her şey, devam etmeye yönelik gibi geliyor bana. Acıkmak bile... hasta olmak bile. Bazıları ölüyor ama, geri kalanlar daha sağlamlaşıyor. Bir günü yaşamaya çalışacaksın... bir günü."
Sayfa 519Kitabı okudu
NOTLAR: Gerçekleri atlıyorlar, ama dikkatli çıkarımlarda bulunuyorlar. Normal olarak şu şekilde başlıyorlar: 'Bu nasıl meydana gelir?' Fakat gerçekten meydana geliyor mu? Asıl sormaları gereken budur. Explanandumun (açıklanması gereken şeyin) mantıklı bir şekilde her birini takip edeceği şekilde alternatif açıklamalar sunabilecek
_Evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız; enerji, frekans ve titreşim cinsinden düşünmelisiniz. _3, 6 ve 9 sayılarının azametini bilseydiniz evrenin anahtarını elde edebilirdiniz. _Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi, bütün dünyayı aydınlatmaya yeterdi. _Evren enerjiyle doludur. Nesiller sonra makinelerimiz, evrendeki herhangi bir noktadan
CANIN ÜÇ PARÇASI: ZİHİN, İRADE, DUYGULAR
Canın üç parçası ve ruhun üç parçası vardır. Hem canın hem de ruhun üç parçasının neler olduğunu keşfetmemiz gerekir. Ayrıca yüreği de tanımlamalıyız. 1. Selanikliler 5:23, üç parçalı bir varlık olduğumuzu gösterir. Ruh, can ve beden. Ancak yürekten söz etmez. Yürek nedir ve içsel parçalarla ve saklı parçayla nasıl bir ilişki içinde
Sayfa 51 - Akarsu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Matem içinde iki sene geçti. Tulu, hükümet naibi olarak Karakurum’da ikamet ediyordu. Fakat süresi sona erdiğinden, Cengiz Han’ın arzusuna uygun olarak yeni bir hakan, bir imparator seçmek için, prensler ve kumandanlar Gobi’ye döndüler. Cengiz Han’ın isteğine uyup, miraslarına sahip çıkarak reislerinin kralları haline geldiler. Şimdi Han’ın en
Onyedinci Lem'a (Zühre'den gelmiş "Onbeş Nota"dan ibarettir.) بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ Mukaddime Oniki sene evvel inayet-i Rabbaniye ile, marifet-i İlahiyede bir hareket-i fikriye ve bir seyahat-i kalbiye ve bir inkişafat-ı ruhiyede tezahür eden bazı lemaat-ı tevhidiyeyi Arabî olarak Notalar suretinde
Gözlerini açtığı zaman oda gene karanlıktı. Sevgi’yi görmüştü. Onu eskisi gibi sevdiğini söylemişti. Sevgi’ye bakıyordu. Onun konuşmasını bekliyordu. Sevgi, başını önüne eğmiş düşünüyordu. Oysa, bir şey söylemesi gerekiyordu. Hikmet, ne sonuç aldığını öğrenmek istiyordu. “Ne diyorsun?” diye sordu Sevgi’ye. “Ne diyeyim?” diye karşılık verdi Sevgi.
#omerhayyam
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka! bir ışık daha var, bu ışıklardan başka. hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye: bir şey daha var bütün yaptıklarından başka niceleri geldi , neler istediler, sonunda dunyayi bırakip gittiler. sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi? o gidenler de hep senin gibiydiler.. geçmis günü beyhude yere yâd etme, bir
37 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.