İlk sayfalarda pek de ilginç gelmeyen, bırakmayı düşündüğüm ancak ilerledikçe beni içine çeken ve iyi ki okumuşum dediğim bir roman oldu Direniş.
Evlatlık edinme ve edinilme sürecini, öncesini ve sonrasını anlatıcı Sebastián'ın gözünden okuyor, başta evlat edinilen abi olmak üzere anne, baba gibi konunun taraflarının yaşadiklarını, duygu ve düşüncelerini de yine anlatıcının anlattıklarından öğreniyoruz. Hâl böyle olunca anlatılanların doğruluğu ve gerçekliğinden emin olamıyoruz, hep bir kapı açık kalıyor.
Metin daha önce hiç kafa yormadığımı farkettiğim evlat edinme-edinilme konularında fazlaca düşünmemi sağladı. Bu konuda yeni ufuklar açtı.
Metnin arka fonunda ağırlıklı olarak, 1976-1983 yılları arasındaki Arjantin cunta dönemi yer alıyor. Arjantin ve Arjantin'in bu dönemini hiç bilmiyordum. Kitap sayesinde bu konuları biraz okuma şansım oldu. Her zaman ve her yerde, ne kadar uzak coğrafyalar da olsa, benzer acıların yaşanması beni hâla şaşırtıyor. Sanırım bu durumu kabullenmek istemediğimden her seferinde yaşadığım bu şaşkınlık.
Kitap 2-3 sayfalık kısa bölümlerden oluşuyor. Okuma tempomu epey artırdığı için bu tarz okumaları çok seviyorum. Gerçi 159 sayfayı 5 günde okumuşsun ne hızından bahsediyorsun diyenler olabilir:) Ama kısa olmakla birlikte, araştırma yapmamı gerektirmesi, beni düşündürmesi, yer yer acı vermesi ve ruhuma ağır gelmesi hasebiyle görece uzun zamanda bitirebildiğim bir metin oldu Direniş.
Direniş'i herkese öneririm. Sağlıkla ve kitaplarla kalın...