Karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar. Güneş yalnız da olsa, etrafa ışık saçar. Üzülme, doğruların kaderidir yalnızlık. Kargalar sürüyle, kartallar yalnız uçar.
— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.
— Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.
— Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
Dalkavuklar Gecesi - Z Vitamini'ni okursanız isabet olur.
Hüseyin Nihal Atsız edebiyat dünyasında haksızlığa uğramış bir şair ve yazardır. İkinci Süreya vakası
⁉️Uzun zamandır bu mecraları kullanan biri değilim aktif "Sosyal Medya" kullanıcısı olmaya bu sene başladım bile diyebilirim.
Buralarda gün geçmesin ki yeni bir farkındalık geliştirmeyeyim:)
Bazı insanlar gerçekten çok profesyonel ve gerçekten çok 'Personalı'(maske)
Çok Beyfendi/Hanımefendi, çok dindar, çok bilgili,çok entelektüel, çok iyi,kısaca çok "ÇOK"...
Bize çizdiği profil bu, fakat biraz müsade edilince ya da edilmese bile üslubu ele veriyor özündeki gerçeği
Kendi kiriyle sizin de beyazınızda iz bırakıyor.
Dikkat etmek gerekiyor bazen de üslup değil sözler doğruların celladı olabilir, her güzel belâgat'e aldanmayınız zira Hitler'i melek gibi gösteren Joseph Goebbels de bir söz ustasıydı:)
😉😎
Çürümeyi okumaya karar verdiyseniz ve kitabı elinize aldıysanız sizi kimsecikler bundan alıkoyamaz, tavsiyeye de gerek duymazsınız. Çünkü kitabın kapağını açar açmaz sizi içine çeken çekene; çürümeler, kokuşmalar, bunalımlar, haykırışlar; düşünceler, tespitler, eleştiriler...
Kitaptan alıntılarla somutlaştırayım, daha iyi anlaşılır: “Nerede
Eksik Parça Yayınları aracılığı ile okura ulaşan Ruhban, Ozan Ertürk’ün bilimkurgu türünde yayımladığı ilk kitabı olma özelliğini taşıyor. Ruhban’ın bu tür içerisinde yer edinirken “Yeni Çağ Mitolojisi” alt başlığını kullanması, içerik hakkında ciddi ipuçları barındırıyor. Kitap, varoluşu iki ayrı gezegende işleyerek ilerlerken, üzerinde
Bana kendi alevlerimde yanmayı, kül olmadan kendimi yenileyemeyeceğimi öğrettiğin için teşekkür ederim Nietzsche. Acılarımı, ümitlerimi, kırılganlığımı ve gözyaşlarımı kontrol altına alabilmemde bana güç verdin. Hâlâ kırılgan ve hassas olduğumu biliyorum çünkü bu benim karakterimde var ve bunun değişmesi çok zor gözüküyor. Fakat yine de eskisine
" Ama Tanrı? Bu soyguna neden göz yumuyor o zaman? Bize neden yardım etmiyor? O'nun adil ve her şeye kadir olduğunu söylemedin mi? O zaman neden doğruların değil de, haydutların yanında yer alıyor? "