Çürümeyi okumaya karar verdiyseniz ve kitabı elinize aldıysanız sizi kimsecikler bundan alıkoyamaz, tavsiyeye de gerek duymazsınız. Çünkü kitabın kapağını açar açmaz sizi içine çeken çekene; çürümeler, kokuşmalar, bunalımlar, haykırışlar; düşünceler, tespitler, eleştiriler...
Kitaptan alıntılarla somutlaştırayım, daha iyi anlaşılır: “Nerede
⁉️Uzun zamandır bu mecraları kullanan biri değilim aktif "Sosyal Medya" kullanıcısı olmaya bu sene başladım bile diyebilirim.
Buralarda gün geçmesin ki yeni bir farkındalık geliştirmeyeyim:)
Bazı insanlar gerçekten çok profesyonel ve gerçekten çok 'Personalı'(maske)
Çok Beyfendi/Hanımefendi, çok dindar, çok bilgili,çok entelektüel, çok iyi,kısaca çok "ÇOK"...
Bize çizdiği profil bu, fakat biraz müsade edilince ya da edilmese bile üslubu ele veriyor özündeki gerçeği
Kendi kiriyle sizin de beyazınızda iz bırakıyor.
Dikkat etmek gerekiyor bazen de üslup değil sözler doğruların celladı olabilir, her güzel belâgat'e aldanmayınız zira Hitler'i melek gibi gösteren Joseph Goebbels de bir söz ustasıydı:)
😉😎
Karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar. Güneş yalnız da olsa, etrafa ışık saçar. Üzülme, doğruların kaderidir yalnızlık. Kargalar sürüyle, kartallar yalnız uçar.
Bana kendi alevlerimde yanmayı, kül olmadan kendimi yenileyemeyeceğimi öğrettiğin için teşekkür ederim Nietzsche. Acılarımı, ümitlerimi, kırılganlığımı ve gözyaşlarımı kontrol altına alabilmemde bana güç verdin. Hâlâ kırılgan ve hassas olduğumu biliyorum çünkü bu benim karakterimde var ve bunun değişmesi çok zor gözüküyor. Fakat yine de eskisine
— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.
— Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.
— Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
Dalkavuklar Gecesi - Z Vitamini'ni okursanız isabet olur.
Hüseyin Nihal Atsız edebiyat dünyasında haksızlığa uğramış bir şair ve yazardır. İkinci Süreya vakası
Eksik Parça Yayınları aracılığı ile okura ulaşan Ruhban, Ozan Ertürk’ün bilimkurgu türünde yayımladığı ilk kitabı olma özelliğini taşıyor. Ruhban’ın bu tür içerisinde yer edinirken “Yeni Çağ Mitolojisi” alt başlığını kullanması, içerik hakkında ciddi ipuçları barındırıyor. Kitap, varoluşu iki ayrı gezegende işleyerek ilerlerken, üzerinde
İnce Mehmed serisi Yaşar Kemal'in yaklaşık 32 yılda kaleme aldığı 4 kitaptan oluşan bir seri. Birazda utanarak söylüyorum ama bende Yaşar kemal ile İnce Mehmed serisinin ilk kitabıyla tanıştım. Bu zamana kadar neden okumadım diye de kendime kızdım açıkçası. Ôncelikle Yaşar Kemal'in betimlemelerine , akıcı ve sade diline, oluşturduğu güçlü karakterlerle ve karakterler arasında kurduğu diyaloglara bayıldığımı söylemek istiyorum. Kitabın hacmi kimseyi korkutmasın , inanın hiç farkına varmadan kitap kendiliğinden akıp gidiyor.ilk sayfasından son sayfasına kadar buram buram Anadolu kokan , her cümlesinde bizi içine çeken , çok samimi ve sıcak harika bir eser. Çukurova'da köy ağasının zulmü altında inim inim inleyen halkın arasından , başkaldırıp daha çıkan , bu zulme dur diyen , doğruların ve savdasının peşinden giden İnce Mehmed'in heyecanlı hikayesi . Okumak isteyipte erteleyenlere, bekletenlere tek söyleyeceğim elinizdeki kitabı bırakın ve İnce Mehmed'in hikayesine kulak verin.
.."insanlık öldü mü? dedim.
"Yok" dedi , "ölmedi" , ölmedi ama bir yerlede sıkıştı kaldı herhalde..?
İnce Memed 1Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202357,8bin okunma
Her zaman kendime sorardım neden noktaların , doğruların , eğrilerin ; ister düzlem ister uzay şekiller olsun koordinatları var da daha mükemmel bir varlık olan insan ve onun ayrılmaz bir cüzü olan hayatın koordinatları yok ?
" Ama Tanrı? Bu soyguna neden göz yumuyor o zaman? Bize neden yardım etmiyor? O'nun adil ve her şeye kadir olduğunu söylemedin mi? O zaman neden doğruların değil de, haydutların yanında yer alıyor? "