Çocuğu sevdiği kişiden koparmak çok zordur, ama bir koptu mu korkunç, doğal olmayan, erken bir küstahlık ve şiddet doğar; doğruluk duygusu sapıtıverir.
Yeryüzünde haksız yere böbürlenenleri ayetlerimden mahrum edeceğim. Onlar, bütün mucizeleri görseler de iman etmezler; doğruluk yolunu görseler onu izlemezler. Fakat eğrilik yolunu görürlerse hemen ona saparlar. Bu durum, onların ayetlerimizi yalan saymalarından ve onlardan gafil olmalarından ileri gelmektedir.
"Kendileri hiç de iyi olmayanlar, kötü bir eylemden çıkar sağladıktan sonra, rahat yürekle, işe biraz iyilik doğruluk karıştırmaktan hoşlanırlar, bir karşılık ödüyormuş, vicdanlarını temizliyormuş gibi."
Sayfa 175 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
"İnsanlara doğruluk, düzen ve disiplin öğretin. Onlara vicdanlı olmayı, sevmeyi ve düzene saygı duymayı öğretin. Hem kendisinin hem de diğer insanların haklarına saygı duymayı da. İnsanlara kendiniz örnek olun."
İnsandaki çocuk vicdanı, tohumdaki öz gibidir .Ve o öz olmadan tohum filizlenmez , gelişmez. Yeryüzünde bizi neler beklerse beklesin , insanoğlu doğdukça ve öldükçe , insanoğlu yaşadıkça ,hak ve doğruluk denen şey de var olacaktır .
Logoterapiye göre bu yaşam anlamını üç farklı yoldan keşfedebiliriz:
1. Bir eser yaratarak ya da bir iş yaparak;
2. Bir şey yaşayarak ya da bir insanla etkileşerek;
3. Kaçınılmaz acıya yönelik bir tavır geliştirerek.
Bunlardan ilki, yani başarı yolu, oldukça açıktır. İkinci ve üçüncü ise, biraz daha ayrıntı gerektirmektedir.
Yaşamda anlam bulmanın ikinci yolu, bir şey -iyilik, doğruluk, güzellik gibi- yaşamak, doğayı ve kültürü yaşamak, son ve bir o kadar önemlisi de olanca eşsizliğiyle bir insanı yaşamaktır. Yani onu sevmektir.
"Yalnızca para odaklı bir düzen, dingin bir hayatla kıyaslandığında çok önemsiz görünür:
"Doğruluk Okyanusu"nda, dalgaların altında,
firtınaların ulaşamayacağı yerde,
"Ebedi Sükünette süren bir yaşam!"
- Ben soluk aldıkça, sesim çıktıkça, doğruluk önümde kötülenirken, onu savunmazsam günah işlemiş olurum. İyisi mi, elimden geldiği kadar savunayım doğruluğu.
(Sokrates)
Müslüman yazarların bazıları, yabancılaşmayı, "gavurlaşma" anlamında kullanıyorlar. Batılaşma süreci içinde Türkiye'de okur-yazar takımının Avrupa değerlerini benimsemekle kendi toplumunun değerlerine, kendi halkına yabancılaştığını söylüyorlar. Bu yargıların doğruluk payını bir yana bırakalım ama yabancılaşma kavramının Batı düşüncesindeki anlamından tamamen kopuk olduğunu belirtmekten de geri durmayalım.
İnsan için yaşam sadece yeryüzündeki bedenle sınırlı
değildir. İyi, onurlu ve şanlı bir yaşam süren kişileririn ölümü başta üzüntü verir ancak bu tür kişilerin bedenen ölünce ruhen tanrıların yanına gideceği düşünülürse, geride kalanların üzülmesine gerek yoktur.
Laelius'un, Scipio'nun ölümüne katlanma gerekçesinin bu olduğu görülür. İnsan ruhu gibi, dostluk
da ölümsüzdür iyivegerçekdostluklarçağlarboyuncahatırlanırveörnekalınır. Sadeceiyiinsanlararasındadostlukkurulabilirziraoihtiyaçtandoğmaz, bizzatdoğanınbahşettiğibirilişkitürüdür. Bu yüzden dostluğu mümkün kılan ve sürmesini sağlayan sadakat, dürüstlük, doğruluk ve cömertlik gibi temel nitelikler sadece doğayı kendisine örnek alan iyi insanlarda bulunur. Bu açıdan bakıldığında dostluk, tümüyle Stoacı bir duyuşla, doğal ve ahlaki bir birlikteliktir gücünü de buradan alır.
Dahası, dostluk birçok açıdan insanların yararınadır onun sunduğu yararlar yaşamı anlamlı ve katlanılabilir kılar. Dostluğukorumamızgerekirbunun için dostlarımızı, katlanamayacaklarıveyaistemeyeceklerihiçbirşeyezorlamamalıyız, bununla birlikte yeri geldiğinde dostlarımızın dertlerine ortak olmalı ve bundan yüksünmemeliyiz.
Sayfa 5 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - IV. Basım Ocak 2020, İSTANBUL - Latince Aslından Çeviren
C. Cengiz ÇevikKitabı okudu