"Bu kadar sık görüşürken benim yerime mektubumun gelmesi seni her halde şaşırtacak, fakat sonuna kadar okuyunca göreceksin ki başka türlü yapamazdım.
Bu mektubu çok daha önce yazmış olmalıydım; o zaman ikimiz de sonradan duyacağımız birçok vicdan azaplarından kurtulmuş olurduk.
Ama gene de geç kalmış değilim, birbirimizi o kadar çabuk, o
Bir zaman lâle de sendin bize, peymâne de sen,
Bağda ırmaktın akan, bahçede rüzgârdın esen.
Göl sanırdık ne zaman dalsak elâ gözlerine,
Seyrederdik seni günlerce gülistan yerine.
Saçlarındaydı bütün tılsımı binbir gecenin,
Seher alnında, şafaklar gülüşündeydi senin.
Aramazdık gece mehtabı yüzün parlarken,
Bir uzak yıldıza benzerdi güneş sen
''Sevgilim, bir gün elbet aşktan bahsedeceğiz. Aşk, dünyanın en hafif giysisi, giyindim. Dilimi damağıma yapıştırdım ve gizlice söyledim: Sevgilim. Biliyorum bitiyorum, azalarak değil hem de serin bir çizgiyle ayrılıyorum kendimden... kurunun yanında yandım, elmalarla karıştım, ağırıma gitti, sustum ve belki artık ben de nezaketi elden
İbn Hazm'ın sayfaları beni çok etkiledi; aşkı, sağaltımı kendi içinde olan, başkaldıran bir hastalık olarak niteliyordu, çünkü bu hastalığa yakalanan insan sağaltılmayı dilemez; aşk acısı çeken iyileşmek istemez (Tanrı bilir, doğru!). O sabah her gördüğüm şeyin beni niçin böylesine coşkulandırdığını, aşkın, Anciralı Basilio'nun da
''Bu kadar sık görüşürken benim yerime mektubumun gelmesi seni her halde şaşırtacak, fakat sonuna kadar okuyunca göreceksin ki başka türlü yapamazdım.
Bu mektubu çok daha önce yazmış olmalıydım; o zaman ikimiz de sonradan duyacağımız birçok vicdan azaplarından kurtulmuş olurduk.
Ama gene de geç kalmış değilim, birbirimizi o kadar çabuk, o
Neyse işte, dün gece ansızın uyanınca anladım: Vaktiyle bir rüyaya malzeme olacak kadar muhteşem yaşamışız. Şimdiyse bir kâbusun ortasındayız. "Medeniyet dediğin kibrit çakmayı bile unutturur adama" deyip dururdun ya oğlum, daha da betermiş. Bırak kibriti kendimizi unuttuk.
Sayfa 46 - Yapı Kredi Yayınları (Dün Gece Ansızın)Kitabı okudu
Dün gece ansızın kapı çalındı. "Kim bu münasebetsiz acaba?" dedim kendi kendime. Gittim açtım, gelen bendim. Evet bendim. "Vayyy" dedim, "arkadaş bir insan bu kadar mı kimsesiz olur, bu kadar mı yalnız olur!?" (...)
Dün gece beş kez bana güldün
Son sigarayı yakmak için elime uzandığında
Omzuna sırrımı bıraktım
Aşk yaşamda, ölümü kutsamayı bırak
Ayda yürüyeceğine, önce evde yürü
Kapıları kır, pencereyi kır, yastığı kır, bardağı kır
Nefesin kesilene kadar yalnızlığını kır
Son dediğin yerde
Aşk yeniden karşına çıkacak
Ansızın
Ansızın
Kiminin gözlerini
Kiminin gördüğü ilk kediyi sevmesini
Kiminin sokağı sevişini
Kiminin gidişini
Kiminin çok seviyorum diyemeyip
Utandığı yerde bekleyişlerini sevdim
Kimininse benden kaçırmadığı gözlerini
Aynaya bakmayı unutacak kadar çok sevdim
Sigarayı söndür
Hadi gel, dans edelim
~
youtube.com/watch?v=LGgtO6_3CsU