“Meclisteki bireyler açıkça kitapları yakmanın işe yaramadığını, yazarların yakılması gerektiğini söyledi.”
Jean-Jacques Rousseau
*
Yazının icadından; Kil tabletlere, Kil tabletlerden; Rulo Papiruslara, Kodekslere, İpek Yazmalara, Kitaplara… Dünden, bugüne ve yarına... Ateşin çemberinden, kitabın tarihine bir
Hani bazı kitaplar vardır okuduğunuz zaman suratınıza tokat yemiş gibi hissedersiniz. İşte ben şu an öyleyim. Kaç gündür suratıma tokat yemiş gibi dolaşıyorum. Yediğim lokmalar boğazıma düğümleniyor. Hüseyin'in, Fatma'nın, Sefer'in yokluktan yiyemediği için, bu dünyadan göçüp gittiği, o lokmalar boğazımdan bir türlü geçmiyor.
Kitap bitene kadar
İnat ettim ve devam ettim. Hem güldüm, hem halimize üzüldüm. İnceleme yazmayacaktım ama vicdani gereklilik hissederek yazmaya karar verdim.
Esma'ul Hüsna ve Dua konuları ile ilgili okumalarım adına araştırma yaparken, Kızılay'daki bir kitapçının çok satanlar rafında gördüm bu kitabı. Ve hiç incelemeden, araştırmadan 'Kubilay Aktaş kitapları'
Kalbimizi acıtan bir ziyarete gittiğimiz zaman birbirimize dönüp ‘’Yaşamımızın kıymetini bilelim, anı yaşayalım,” deriz. Kafalar sallanır. Onaylanır. Kaçınılmaz olan o karara varılmıştır. Herkes mucizevi bir değişime uğramış, omuzlar dikleşmiş, nefesler ertesi gün yeni bir hayata başlamak için en derinlere çekilmiştir.
Ertesi gün, dünden kalan
Başlayan her yeni gün, bir önceki günün ortağıdır.
İyi ya da kötü yaşadığımız her şeyin etkisi altında uyanırız yeni güne. Boşver deriz bazen, bazen de iyi ki yaptım deriz ama sorgu günüdür bugün.. Dünden kalan her şey için.
Güzel insanlar vardı,
dün’de kalan.
Güzel insanlar hala var
dün’den kalan.
Gideceğimiz neresidir ki
Toplasan..!
Bir kaç metrelik bir alan.
Eğer bırakabildiyseniz
Hoş bir sâda’dır💙
Sizden geriye kalan.
Mutlu bayramlar🌺🌺
Ayfer Tunç'un kitabı çok güzel yazılmış, sade, açık, iyi bir edebiyat eseri. Kitabın arka kapağındaki tanıtım yazısında Aziz Bey için edebiyatımızın en ustalıkla çizilmiş karakterlerinden birisi oldu deniyor, gerçekten de ilginç bir insan; ilginçliği, sıradışı birşey olmamasında, sıradanlığı, olağanlığı içerisinde hepimiz gibi hatalarla, yanlış
Bekle kar altında kalan buğday tanesi
Yine onun sularıyla yeşereceksin
Gözyaşların çare değil ağlama büyü
Başını dik tutabilirsen boy vereceksin
Her yanında allı morlu
Güller açar türlü türlü
Bu fırtına dünden belli
Baş edeceksin
Korku kar eylemez bir kez yola düşene
Sen bir aşkın içindesin yaşayacaksın
Dört yanını börtü böcek sarsa ne çıkar
Toprağa sıkı sarıl boy vereceksin
Her yanında allı morlu
Güller açar türlü türlü
Bu fırtına dünden belli
Baş edeceksin...
#İBRAHİMKARACA
Goethe'den okuduğum ikinci eser, ilki Genç Werter'in acılarıydı. Onu da beğenmiştim. Kıymetli bir eserdi.
Goethe'nin Faust eserini 18 yaşında yazmaya başlıyor ve 83 yaşındayken yazması bitiyor. Düşünün bir esere bir ömür, dile kolay, kahramanı Faust 'la yaş alıyor Goethe de. Sırf bunun için bile okunmaya değecek edebiyatın kült kabul edilen eseri