Hayır seni asla bunların hepsi telefat dünya gözüyle
Bir kez bile görmek istemiyorum acıdım ömrümce
Neler vermezdim seni görmek için gibisinden cümle kuranların haline
Uğruna dağları delmem ummana dalmam atmam ateşe naçiz bedenimi
Kovalamam peşini davet etse bile eteklerin
Hepsi yerin dibine geçsin daüssıla malihulya nostalgia
Sen nasıl olsa tıpkı hep olduğu gibi defalarca
Görüneceksin ahret gözüme
Çok korkanın sonunda o kadar korkulacağa uğramayacağı anlatılıyor. Ben bu durmadan korkandan da, emniyet duyandan da öyle bir yılgınım ki, o kadar çok dinledim ki, bunların en ufak bir benzerini, bir menkıbenin zerresini gittiğimde orda görürsem, vallahi cehennemin en dibinden çıkarsam Allah beni cennetine koysun. Ahret ancak hiçbir söylenen ile düşünülen ve hayal edilen ile beraber anılmayacak bir yer ise ki ben öyle umuyorum, öbür dünya denmeyi hak eder. İncirle, üzümle, zeytinle, köşkle, huri ile nehir ile ... yok. İnsan söylerken sıkılıyor, orda sıkılmak yok diyorlar bir de. O sıkılma bilmez salaklardan burada çok diyemiyorsun.
Bugün, Dünya "dünya" günüymüş. Günün sevincini sizlerle İsmet Özel'in şu dizileriyle paylaşmak istiyorum. "Hepsi yerin dibine batsın ( orj.geçsin) daüssıla malihulya nostalgia
Sen nasıl olsa tıpkı hep olduğu gibi defalarca
Görüneceksin ahret gözüme"
“Bıktım ayrıca bu ahret isteyip durup dünya malına sahip olana düşman olanlardan da, madem o kadar inanıyorsun sıranı bekle,” diye başladı. “Hem belki ben bunları ahreti satışa çıkarıp aldım, değil mi, aldım işte,” deyip hiçbir şey dememiş gibi susmuştu.
seni dünya gözüyle görmek, bunu da nereden çıkardın?
içimde boşuna arama, bulamazsın böyle bir isteğin kırıntısını
bilmez idiysen öğren duymadıysa iyi açılsın kulağın
dünyadaki gözüme çarpmadın şimdiye dek.
...
dünyaya ibretle dikeceksin gözü ki ruh doğranıp eksilmesin
biri sıkıysa çıksın da seyrettiğimi söylesin aval aval olan biteni
....
yüz veririm sanılmasın keşiş yalnızlığın tafralarına
yoktur seyislerin bilgiç edalarında hevesim
....
hayır seni asla bunların hepsi telafat dünya gözüyle
bir kez bile görmek istemiyorum acıdım ömrümce
neler vermezdim seni görmek için gibisinden cümle kuranların
haline
uğruna dağları delmem ummana dalmam atmam ateşe naçiz
bedenimi
kovalamam peşini davet etse bile eteklerin
hepsi yerin dibine geçsin daüssıla malihulya nastalgia
sen nasıl olsa tıpkı hep olduğu gibi defalarca
görüneceksin ahret gözüme
Türk İnanma ve Anlama Modeli dediğimiz vakit; dünya için ahret, ahret için dünyadan vazgeçmeyen; toplum için kişiliğinden, kişiliğinde merkezîleşen bir bencillikle de toplumundan uzaklaşmayan; itaat ile anlama arasındaki hassas dengeyi kaybetmeyen, dîni hâricî bir gösteri malzemesine dönüştürmeyen, Hakk'ı kişiliğindeki ahlâkta arayan; insanlığın huzur, refah ve saadetini isteyen; ne köleliğe râzı, ne sorumsuz bir refahçılık peşinde olmayan; hakikati adâlet penceresinden gören... bir kültür felsefesinden söz ediyoruz.
| Sait Başer, Töre’nin Türk’ü Türk’ün Müslümanlığı, Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020, s. 269.
Sayfa 269 - Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020Kitabı okudu
Türk İnanma ve Anlama Modeli dediğimiz vakit; dünya için ahret, ahret için dünyadan vazgeçmeyen; toplum için kişiliğinden, kişiliğinde merkezîleşen bir bencillikle de toplumundan uzaklaşmayan; itaat ile anlama arasındaki hassas dengeyi kaybetmeyen, dîni hâricî bir gösteri malzemesine dönüştürmeyen, Hakk'ı kişiliğindeki ahlâkta arayan; insanlığın huzur, refah ve saadetini isteyen; ne köleliğe râzı, ne sorumsuz bir refahçılık peşinde olmayan; hakikati adâlet penceresinden gören... bir kültür felsefesinden söz ediyoruz.
| Sait Başer, Töre’nin Türk’ü Türk’ün Müslümanlığı, Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020, s. 269.
Sayfa 269 - Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020Kitabı okudu
Atatürk, Diyanet İşleri başkanı ile beraber hutbelerin konularını belirliyordu.
Hutbe konuları:
1- İman ve amel
2- Allah’ın ve Peygamber’in hayat verecek görüşleri
3- Allah’ı sevmek ve Peygamber’ine uymak
4- Peygamberimizin hayatı
5- Vatan müdafaası
6- Herkes kazancına bağlıdır
7- Namaz ve hikmeti
8- Oruç ve hikmeti
9- İçkinin kötülüğü
10- Kumarın kötülüğü
11- Kötü huylardan sakınmak
12- Dünya ve ahret için çalışmak
13- Askerliğin şerefi gibi vs.
Atatürk, “Her kişi kendi dinini, din işlerini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır, orası okuldur.” diyerek, imam-hatip okullarını ve ilahiyat fakültesini açmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluşunun ikinci, yılında 21 Şubat 1925 tarihinde bütçe müzakerelerinde, “dinî neşriyat” üzerinde durulmuş, Kur’an-ı Kerim meali ve tefsirinin, hadis-i şerif tercümelerinin devlet imkanlarıyla yaptırılması kararlaştırılmış ve bu iki işin masrafları için o günün maddi imkansızlıkları içinde Diyanet bütçesine 20 bin liralık ek ödenek konulmuştur. Neticesinde, Elmalı Hamdi Yazır’ın hazırladığı “Hak Dini Kur’an Dili, Yeni Mealli Türkçe Tefsir” adlı 9 ciltlik meal ve tefsir ile Ahmet Naim ve Prof. Dr. Kamil Miras’ın hazırladıkları “Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi” adlı 12 ciltlik hadis tercümesi ortaya çıkmış, tüm masraflar devlet bütçesinden karşılanmıştır.