Kalbim sertleşip kavrulurken üstüme merhamet sağanaklarıyla gel.
Hayattan zarafet kaybolunca,bir şarkı ile gel.
Gürültülü çalışmaların patırtısı her tarafta yükselerek beni dış âleme kapatınca, sükûnun Allah'ı olan Rabbim, bana rahatınla gel, huzurunla gel…
Yoksul kalbim bir köşede kapatılmış, başı önüne eğik otururken, kapıyı kır, aç benim sultanım ve bir hükümdar haşmetiyle gel.
Arzu, aklı gaflet ve tozla körleştirdiği zaman, ey mukaddes kimse, ey uyanık Sen ışığınla gel, gürlemenle gel.
İnsan dışındaki varlıklar, baktıkları yeri belli etmezler. Büyük bir incelik ve zarafet göstergesidir bu. Sadece insanlar gözleriyle başkalarını rahatsız eder. Hayvanlar kafaya bakar, mantarlar göğe, bitkiler her yere. Dağlar yükseklere bakar, ovalar kendi içine. Nehirlerse hiç bir yere bakmadan öylece akar. Oysa insan, gözbebeklerini arsızca bir noktaya diker ve soyup soğana çevirir karşısındakini. Göze bakarak niyet okur o. Üstelik bunu yaparken izin dahi almaz. Ve baktığı, dokunduğu her yerde silinmesi imkansız izler bıraktığını katiyen umursamaz.
Aklı selim ile düşünmek, kalbi selim ile hissetmek, zevki selim ile inşa etmektir. bu üçüne sahip olan zariftir. Zarafet sahibi ise Alim olduğu kadar Ariftir.
Kapıyı veya zili çalarken, iki sefer arasında belirli bir zaman aralığı olmalıdır. Bu süre, abdest alanın güzelce abdestini tamamlayabileceği, namaz kılanın namazını sükûnetle kılabileceği, ağzında lokma olanın lokmasını acele etmeden çiğneyebileceği kadar bir zamandır. Bazı âlimler, her iki çalma arasındaki bu zaman aralığını, kapının çalındığı esnada namaza henüz başlamış birinin dört rekatlık bir namazı kılabileceği kadar bir süre olarak belirlemiştir.
Kuşkusuz göz; güzel, uyumlu parçalardan meydana gelmiş giysiler ve tam bir temizlik karşısında sevinçle parıldar. Görünümüne ilişkin konularda gevşeklik gösterme! Zira bu durum, biraraya gelindiğinde duyulan neşe ve mutluluğu azaltır. Sevdiğin, değer verdiğin kimselerin göz hakkını tam olarak ödemene engel olur.
Zarafet zarif olanın kalitesidir ve bu nedenle formdaki hafiflik ve kolaylık ile hareketle karakterize olan belirli bir ahenkli lütuf sunar. Özellikle modanın dünyasında, couturiers'in en yaygın amaçlarından biri olduğu belirtilmektedir. Uzatarak zarif bir kadın dikkatli bir şekilde giyinmiştir. Zarafet, her alanda bulunan bir sezgi biçiminden gelir. Örneğin, matematiksel güzelliğin önemli bir özelliğidir.
Sen pazarda satılan bir Nar olsaydın; "Çatlak" bir nar olurdun... Herkes sen "Çatlaksın" diye; Sana bakar, ama almazdı... Bense; " İçin - dışardan görünüyor" diye, Seni alırdım...
Ne yani, sevilmenin kıymetini hiç mi bilmiyorsun? Heyhat! Ne kaybettiğini dahi bilmiyorsun! İç cekişlerim duyulmuyor, gözyaşlarım akıyor ve sen bunların tadını çıkarmıyorsun.
Ayışığında oturduk
Bileğinden öptüm seni
Sonra ayakta öptüm
Dudağından öptüm seni
Kapı aralığında öptüm
Soluğundan öptüm seni
Bahçede çocuklar vardı
Çocuğundan öptüm seni
Evime götürdüm yatağımda
Kasığından öptüm seni
Başka evlerde karşılaştık
İliğinden öptüm seni
En sonunda caddelere çıkardım
Kaynağından öptüm seni
Cemal Süreya
" Sevgimi nasıl göstereceğimi bilmiyordum. Sınıf arkadaşlarım haklıydı . Vahşiydim , yabaniydim. Mademki seni seviyorum o halde canına okumam hak. Mademki beni sevdin , tüm kutsal kitaplardaki belalar sana müstehâk . #Çalıkuşu
Aşkla mantığın farkı da şudur: Aşkın gözünde bir kurbağa pekâlâ prens olabilir. Oysa mantıkçının analizinde, âşığın önce o kurbağanın prens olduğunu kanıtlaması gerekir, ki bu girişim nice tutkunun parıltısını körletmeye yeter.
Tom Robbins