Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İslâm tevhiddir.
İnsanların düşünceleri ve inançları, alışkanlıkları ve gelenekleri, kültür kaynakları, sanat ve edebiyatları, şeriat ve kanunları, hatta İslami kültür, İslami kaynaklar, İslami felsefe ve İslami düşünce olarak zannettiğimiz şeylerden çoğu da bu cahiliyenin ürünüdür!
Sayfa 86 - Yüksel yayıncılıkKitabı okudu
İnsanı insan kılan da kendisinin salt kendisiyle tanımlamaması ve gayesinin salt kendisinden ibaret görülmemesidir.
Reklam
Yokluğunu düşündüğümüzde çelişkiye düştüğümüz yegane şey, varlığın kendisidir.
122 syf.
2/10 puan verdi
İnsanlar görüşlerine ilişkin kitapları okumuyorlar. Kur’an olsun, Nutuk olsun, Kavgam olsun, Manifesto olsun; okumuyorlar. Ancak harıl harıl da savunup kafa şişirebiliyorlar. Ne zaman biri kafamı şişirse gider, sırf sus diyebilmek adına olsun, kitabına bir göz atarım. En son kafamı şişiren kişi bir ülkücü oldu ve şimdi de buradayım. Kendi görüşümü
Dokuz Işık
Dokuz IşıkAlparslan Türkeş · Kutluğ Yayınları · 1975731 okunma
Paris'te ünlü Louvre Müzesi'ni ziyaret edenler, ana giriş kapısından girdiklerinde mermer merdivenlerin tam başında nefis bir heykelle karşılaşırlar. İnsanın soluğunu kesecek kadar güzel ve muhteşem bu heykelin kaidesinde, "La Victoire de Samathrace" diye yazılıdır. MÖ 4. yüzyıla ait ve bir benzeri az bulunan bu emsalsiz sanat eseri, Edirne'de Roma kazıları esnasında ortaya çıkarılmış ve 1863'te, Osmanlı'nın kültür ve sanattan habersiz yöneticilerinin muvafakatleriyle, Charles Champoiseau adındaki Fransız konsolosu tarafından Edirne'den Paris'e nakledilmiştir. "Heykel" gibi sanat eserlerini, şeriat zihniyetine saplı olarak "put" niteliğinde sayan Osmanlı'dan daha başka ne beklenirdi ki! Osmanlı'nın kültür ve sanat bakımından bilgisizliğini ve ilgisizliğini ortaya vuran, buna benzer daha nice örnekler var! Evet, "kültür" denen şey öyle bir nesnedir ki, altı yüzyıl boyunca Osmanlı'nın düşünce âleminde yer etmemiştir. Osmanlı için önemli olan şey, fethedilen ülkeler halkının kültürü ya da gelenekleri değil, oralarda yağma ve talan edilebilecek şeylerdi. Bu sayededir ki başta padişahlarımız olmak üzere yöneticilerimiz, keselerini altınlarla, haremlerini güzel kadınlarla doldurmuşlardır. Bunu yaparlarken yabancıdan yalvararak aldıkları borç paralarla halkı sonu gelmez savaşlara koşmuşlardır. Bu arada Hıristiyan ailelerinin çocuklarını körpecik yaşlarda zorla alıp Müslüman yaparak orduya ve devlet mekanizmasına kaynak sağlamaktan geri durmamışlardır.
Zaman kötü
İçinde her şeyin geçici olduğu bir zamana düştük. Yeni teknolojiler her gün değiştiriyor hayatımızı. Geçmişin gelenekleri geri gelmiyor. Aynı zamanda geleceğin ne getireceği konusunda en ufak fikrimiz yok. Sanki özgürmüş gibi yaşamaya zorlanıyoruz.
Reklam
Kimilerine göre fel­sefe, İsa'nın doğumundan birkaç yüzyıl önce, Yunanlarla başlamıştır; ama bu varsayım, Hint ve Çin gelenekleri başta olmak üzere başka kültürlerin derin düşünce biri­kimini göz ardı etmek anlamına gelir.
Sayfa 298 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Önemli Bulduğum Bazı Kavramlar (Bilmek Ve Olmak adlı kitabımdan alıntıdır) Bir insanın kendini geliştirmesi ve gerçekleştirmesi için bazı kavramları ve olguları bilmesini zorunlu görüyorum. Bunlardan bazılarını aşağıda açıklıyorum. Özbilinç: özbilinç en genel anlamıyla kişinin kendi duygu düşünce ve davranışlarından haberdar olma halidir.
154 syf.
·
Puan vermedi
İyi okumalar dilerim. Öncelikli olarak Nezihe Meriç’ten okuduğum ilk kitaptır. Kitap cumhuriyetin ilk yıllarından kesitler sunması, çevreyi bilmek gayesiyle betimleyici bazı unsurların barındırması yönüyle gayet hoşuma gitti. Fakat kendisine bazı olumsuz eleştirelim olacaktır. Nezihe Meriç kendisini bir öykücü olarak tanımlasa da kendisi
Korsan Çıkmazı
Korsan ÇıkmazıNezihe Meriç · Yapı Kredi Yayınları · 2019356 okunma
İslam, farklı kültürleri bünyesine aldıktan sonra köklü geleneğe sahip bu kültürlerin etkisinde kalmıştır. Özellikle düşünce ve eylemi donuklaştıran, Osmanlı boyununduru altında asırlardan beri ezilegelen bir islamdır. Samiri kültürüne sahip Samara ve Semerkant gelenekleri ile Şamanizm yansımaları o zamandan bu yana bir gedik açmış genişletmiş, donuk ritüelci şekilci ruhsuz bir İslam anlayışı tüm Müslümanlara sağlıktır.
Reklam
insanlar haklı çıkmak için "gelenekleri" istedikleri gibi kullanırlar.
İnsan kul olabildiği ölçüde özgürleşir ve ilahi rızayı kazandığı ölçüde var oluş gayesini gerçekleştirmiş olur.
616 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Nevruz ve Ergenekon'dan Çıkış
Prof. Dr. Abdulhaluk Çay, 1960'lı yıllardan itibaren Türkçü düşünce ve siyasetin önde gelen ismi olmasının yanında en önemli Türk tarihçilerinden. Aynı zamanda 1999 yılında Türk Dünyasından Sorumlu Devlet Bakanlığı görevini de yerine getirmiş bir devlet adamımız. "Nevruz Türk Ergenekon Bayramı" onun en önemli ve kapsamlı çalışmalarından biri ve aynı zamanda bu konuda yazılmış kitaplar arasında çıktığı ilk günden beri liderliğini koruyan bir eser. Nevruz - Yeni Gün'ün Türkistan'dan Anadolu ve Rumeli'ye uzanan binlerce yıllık öyküsünü, Ergenekon'dan çıkış bayramımızı yakından tanımak isteyenler için bulunmaz kaynak.
Nevruz Türk Ergenekon Bayramı (Kökeni - Tarihi - Gelenekleri)
Nevruz Türk Ergenekon Bayramı (Kökeni - Tarihi - Gelenekleri)Abdulhaluk M. Çay · İleri Yayınları · 20129 okunma
İnsan kul olabildiği ölçüde özgürleşir ve ilahî rızayı kazandığı ölçüde var oluş gayesini gerçekleştirmiş olur.
Bir ulus başarı kazandığında, ötekilerin bakışı değişir, bu da onun kendisini değerlendirişine etki eder. Özellikle dünyanın Japonya'ya, ardından da Çin'e karşı takındığı tavrı düşünüyorum. Eleştirilen, korkulan, ama savaşma yetileri ve her şeyden önce ekonomik mucizelerinden ötürü saygı duyulan bu ülkelerin kültürlerini oluşturan her şey, diğerlerinin gözünde büyük değer kazandı; dilleri, sanat yapıtları, eski ya da çağdaş edebiyatları, atalardan kalma tıp yöntemleri, tinsel uygulamaları, mutfak gelenekleri, ayin dansları, savaş sanatları, hatta batıl inançları bile hayranlık uyandırmaya başladı. Bir halk, ne zaman muzaffer bir halk imajı kazansa, onun uygarlığını oluşturan her şey bütün dünya tarafından ilgiyle ve önsel bir saygıyla izlenir. Bundan böyle, kendisi de geçmişinden kopma olanağından yararlanabilir ve onu eleştirebilir. Çinliler bugün genelde geçmişlerine karşı duyarsızlık sergiliyor; Batılı ziyaretçiler, onların binyıllık uygarlıklarının "eski nesneleri" karşısında şaşkına dönünce, eğlenip buna bir anlam veremiyormuş gibi davranıyorlar. Araplarsa böyle bir konumda değil. Durmadan bozgun üstüne bozgun yaşadıklarından, dünyanın geri kalanı onların uygarlığına tepeden bakıyor. Dilleri küçük görülüyor, edebiyatları fazla okunmuyor, inançları insanlarda kuşku yaratıyor, yücelttikleri ruhsal liderlerle alay ediliyor. Başkalarının bakışını ruhlarının derinliklerinde hissediyor, sonuçta da bu bakışı içselleştirip kendilerine karşı kullanıyorlar. Bu yıkıcı kendinden nefret duygusu Arapların birçoğunda yaygınlaşıyor.
650 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.