1144.KitabımAnısına1incelemedir. *SayılarveTakıntım*
Dostoyevski külliyat okumalarımda yazarı detaylı araştırmadan olmazdı hakkında hergun okuduğum 1bilgi, 1not ya da Dostoyla ilgili dinlediğim her söyleşide daha da hayran kalıyorum, en çok da otobiyografik izler bırakarak yazdıklarını okuduğumda yeri daha da başka oluyor yazarın. Şimdi
Aliya İzzetbegoviç Osmanlı hakimiyetini , Avusturya Macaristan ve Komünist hakimiyeti yaşamış biri olarak geri kalmışlık sorununun Islamdan değil, İslami yasayamamaktan geldiğini anlatmaktadır. Ayrica kaybolan İslam medeniyetinin arkasından ağlamak yerine ilerisi için reçeteler sunmaktadir.
Okuduklarimdan anladığım kadarıyla ona gore en guzel din ve sistemin Islamiyet olduğu yalnız Müslümanların öyle olmadigidir. Bu kitapta da başkalarını Islama cagirmaktan çok Müslümanları Islamiyete döndürmeye çalışıyor.
Ve kitabın son sayfasinda efsane cümle;
HABERİNİZİN OLMADIĞINI SÖYLEYEMEYECEKSİNİZ!
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
İslam DeklerasyonuAliya İzzetbegoviç · Yarın Yayınları · 20187,8bin okunma
Bütün umutları tükenmiş, bütün imkanları elinden alınmış birinin zindanda yazdığı, benim de sıcak evimde, rahat koltuğumda mahcubiyet duygusu içerisinde okuduğum kitabın ilk cümlesiydi ve bu cümlenin sırf daha edebî bir giriş olsun diye öylesine yazılmamış olduğuna yazarın hayatı şahitti. Beni bu kadar etkilemesinin nedeni de buydu galiba.
Ah, zavallı sadakat!...
Bilseydin! Șanına leke sürülecek, var olur muydun, insanların dünyasında.
Hani, nerede kaldı! Senin adına verilen vaatler, kanla mühürlenen yeminler...
Nefsine hakim olan insan bulmak zor! Kimin eli kimin cebinde, belli değil!
Kabul ediyorum, zavallı bir insanım, değil mi!
Yaşadığımız çağ malum. "Zaman böyle!"
Spoiler var. Ama siz bilirsiniz.
“Hayat efsaneyi tekrar eder! dedim, heyecanlanarak “Siz de öyle düşünmüyor musunuz?” syf. 191
Yazmamayı düşünüyordum ama yukarıdaki sözden sonra ben de efsaneyi tekrar etmeye karar verdim. İlk defa bir efsanenin ya da kitabın yeniden yazıldığını okumuyorum. Calvino okumuştum mesela. Don Kişot yeniden
"Karmaşık ve çok renkli olan kırsal yaşam büyük bir edebiyat eserine benzer,okuyup bitirmesi kadar okuyup bitirdikten sonra anlaması da çok zordur."
Bu cümle kitaptaki Uçan Gemi adlı öyküde geçiyor. Okuduğumdan beri kafamda geziniyor ve öykülerin arka planını çok güzel anlatıyor!
"Çin mitolojisi... tarih, efsane ve mitin bir
Kıyamet Kızılı
Öncelikle bu ara çok dile getirdiğim bir cümle ile başlamak istiyorum; klasikleşmiş eserler, adı üstünde binlerce kez okunmuş, beğenilmiştir. Ancak yeni eserlere, yeni yazarlara ayrı bir şans ve önem verilmeli.
Geçen yıl elime ulaşmasına rağmen yeni okuyabildim. Bu da benim kaybım olsun. İlk baskısında
Biliyorum, bir insana inanabilseydim, bir insanı sevebilseydim (bu insan kendim bile olsa) herşey değişecekti.
Ama ya o insan yoktu ortalarda.
Ya da o inanç - o günlerde.
Nihayet Orhan Pamuk ile tanıştık. Geç mi erken mi? Bana göre tam zamanında. Bu zamana gelene kadar çok direndim ama okumayacağım diye. Sevgili https://1000kitap.com/meleenk ve
NigRa bir yandan bastırırken oku diye, ben diğer yandan ayak diredim hep bu zamana. Bu tanışma da Yıldız Ecevit’in
BİR SİNEĞİ KOVALARKEN BAŞLADI HER ŞEY..
Hey Ulu Hakan!
Ve
İtalyan heykeltıraş Valeriyani 'nin yaptığı, yediyüzellide bir oranında küçültülmüş Dersaadet maketinde, Ayasofya semtinde bir çatı katında, içeride sedirde oturup kitap okuyan bir gencin elindeki kitabın arasındaki Paris' ten postalanmış ihtilal beyannamesini gören gözleri!! :)
Uzun