Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şimdi onları bir kenara bırakıp bana elini uzatmak ve elimi uzunca bir süre bu şekilde tutmak istemez misin?
Sayfa 149Kitabı okudu
Yetişkinler de dahil olmak üzere, birçoğumuz için tanıdık kişilerin yanımızda olması, sevdiğimiz bir kişinin sesi ya da onun bize doğru geldiğini görmek bile stres yanıt nöral sistemlerinin aktivitesini modüle edebilir, stres hormonlarının hızla salgılanmasını engeller ve sıkıntı hissimizi azaltır. Sevdiğimiz bir kişinin elini tutmak bile stresi azaltan güçlü bir ilaçtır.
Reklam
"I want to hold your hand"
“Elini tutmak istiyorum. Ancak elini tutmakla içimin yaralarını iyileştirebilir, ancak sana dokunmakla yatışabilirim.” Kendisine acıyan bir kuşağın anneyi arayışı bu şarkıda cisimleşiyor.
"Aşk önemsediğin kişinin elini tutmak ve şimdiki zamanda yaşamaktı."
Sayfa 251 - Kolektif Kitap
Seni hissetmek, sana dokunmak vardı şimdi; Gözlerine cesurca bakmak, seninle şakalaşmak vardı. Sonra yan yana birbirimizin sessizliğini dinlemek vardı, Saçlarını sevmek vardı şimdi elini tutmak vardı Çok şey vardı yapılacak yar... Sadece 'vardı' varolmadı.
Kemal Sayar
Senden sonra çok yağmur yağdı. Çok insanlar geldi, anlatıp gittiler. Bir tarafımda eksik bir şeyler, her sızıda varlığını duyurdu. Senden sonra ruhum hep aksayarak yürüdü. Bu gurbetin bir gün biteceği hakikati içime ağır bir taş gibi çöreklenip kaldı. Hayatın daimi bir daüssıla, sevmenin özlemek olduğu bilinci ruhuma otağ kurdu. Senden sonra
Reklam
Zamanından, yaşamından, nefesinden vermek. Çektiği çileyi ötekiler çekmesin ve yolları kolaylaşsın diye, elini hep açık tutmak. Bir ömür verip anladıklarını, ötekilere zaman kaybetmesinler diye altın tepside sunmak.
Sevgilim olsun istemiyorum. Sevdiğim olsun istiyorum. Hergün ‘görmek’ değil. Benim olduğunu bilmek istiyorum. Elini tutmak değil kıyamadan sadece gözlerine bakmak istiyorum. İki gün değil, ebediyen sürsün istiyorum. Uğruna ölmek değil. O’nun için yaşamak istiyorum.
Akşam üstleri geliyor Tam insanlar işten çıkarken. Salkım salkım tramvaylardan Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor Namussuz, akşam üstleri geliyor. Neremden yakalıyor; bilmiyorum Ben tam sevmeye hazırlanırken On altı yaşındaki sevgilimi. Elini elimle tutmak Yirmi dört saatte bir Sıcak bir laf dinlemek isterken... Rezil... Tam o saatlerde geliyor!
"Ah Osmanisko amcaciğim, dedeciğim, babacığım, yaşıt olmayanım, ellerini öpeyim, ver." Osman amca gücenerek geriye doğru çekildi ve ellerini Mutlu'nun yüzüne koydu. "Amca deme bana." Parmakları Mutlu'nun saçlarına ilerledi. "Osman de, Osmik de, Osi de." "Ah be Osmanisko," dedi Mutlu dudaklarını bükerek. "Senle ben Grey'in fakirleşmesi kadar imkânsızız. Senle ben yan yana gelen ve sevişmeyeceğini düşünen Bihter, Behlül kadar imkânsızız. Sen Tazmanya Canavarı'sın, ben Pembe Panter'im. Beni incitirsin sen..." “Aa,” dedi Bartu ve ikisinin arasına girdi. "Neden öyle diyorsun? Uyurken Osman amcanın adını sayıklayan sen değil miydin?" Osman amca gülümsedi. Mutlu'nun kaşları çatıldı ve büyük bir kasırga geleceğini o an anladım. "Senle ben olamayız. Eğer olursak," dedi Mutlu Bartu'nun yüzüne bakarak. Ardından sırıttı. "Çizgi filmden nefret ettiği halde sırf sevdiği kızın elini tutmak için sinemaya gidip iki saat çizgi film izleyip yine de kızın elini tutamayan o adam kadar kötü bir halde oluruz."
Sayfa 208Kitabı okudu
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.