Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir insanın babası öldüğünde elleri yanardı çünkü bir çocuk koltuğunda hep babasının elini tutmak isterdi.
Otuz yaşındaydım. Ama kırk yaşında, elli yaşında da olsan annen hayattaysa ona hep ihtiyaç duyuyorsun. Annen yaşadığı sürece elini ona doğru uzatıyorsun, tutmak istiyorsun.
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
Dilim diline değdiğinde birlikte boğulmakta oldu­ ğumuz bu andan kurtuldum. Kolları gevşemişti. Elini yavaşça boynuma götürdü, ardından başımı avucunun içine aldı. Ruh halimiz kedere doğru yelken açmıştı. Onu sıkıca tutmak isterken parmaklarım saçlarına karıştı. Ellerini sıktı ve bizi ayırdı. “Bir dakikaya ihtiyacım var. Seni seviyorum ama gitmem gerek.” Kalbim yeniden paramparça olmuştu. Onu kaybetmiştim. “Eğer beni terk edersen bir daha geri döneceğini dü­ şünmüyorum,” dedim, beni yalancı çıkaracağını ve bana çaresizce beklediğim huzuru vereceğini umarak.
Sayfa 13
Sevdiğimiz bir kişinin elini tutmak bile stresi azaltan güçlü bir ilaçtır.
Ve o an aşkın ne işe yaradığını anladım. Aşk hayatta kalmana yardım ediyordu. Anlam aramayı da unutturuyordu aramayı bırakıp hayatı yaşıyordun. Aşk önemsediğin kişinin elini tutmak ve şimdiki zamanda yaşamaktı. Geçmiş ve gelecek yalnızca mitti. Geçmiş ölen şimdiki zamandı ve gelecek hiçbir zaman var olmayacaktı, çünkü ona ulaştığımız gelecek zaman şimdiki zamana dönüşecekti. Şimdiki zaman sahip olduğumuz tek şeydi. Sürekli devinen, sürekli değişen bir şeydi şimdiki zaman. Ve hercaiydi. Yakalamanın tek yolu geçip gitmesine izin vermek, onu serbest bırakmaktı
Sayfa 214Kitabı okudu
yakışandır. çöl gecelerinde mehtabı seyreden mecnunlar yoğururken zamanı yüreklerinde kalbine vebal değmesin diye, gözünü yıldızlardan uzak tutmak için elini ateşe atmak kadar sadıkçadır gönül haznesinde sakladığına. hüzün burada adamcadır. kehribar tesbihin ellerde sayıklaması kadar seslicedir. bir mutki tütününden sarılmış sigaranın genzi yakan ciğeri yankılatan dumanı kadar da eftaldir çayla birlikte,.
Reklam
" 'Seni seviyorum,' dedi. Ve o an aşkın ne işe yaradığını anladım. Aşk hayatta kalmana yardım ediyordu. Anlam aramayı da unutturuyordu. Aramayı bırakıp haya­tı yaşıyordun. Aşk önemsediğin kişinin elini tutmak ve şimdiki zamanda yaşamaktı. Geçmiş ve gelecek yalnızca mitti. Geçmiş ölen şimdiki zamandı ve gelecek hiçbir zaman var olmayacaktı, çünkü ona ulaştığımızda gelecek zaman şimdiki zamana dönüşe­cekti. Şimdiki zaman sahip olduğumuz tek şeydi. Sürekli devi­nen, sürekli değişen bir şeydi şimdiki zaman. Ve hercaiydi. Ya­kalamanın tek yolu geçip gitmesine izin vermek, onu serbest bı­rakmaktı. Ben de bıraktım. Evrendeki her şeyi bıraktım."
Sayfa 252Kitabı okudu
“Elini tutmak istiyorum. Ancak elini tutmakla içimin yaralarını iyileştirebilir, ancak sana dokunmakla yatışabilirim.”
Yok
Kitabımı sana adamak istedim Gözlerine baktım Gözlerin yok Öpmek istedim Yüzüne baktım Yüzün yok Tutmak istedim elini Elin yok İşit sözlerimi yüreğe işleyen kulakların yok Anlat bana bir şey anlat Dilin yok Haydi yan yana yanın yok Kitabımı sana adamak istedim Adın yok Güvercin getirdi şiirimi geriye Bu dünyada anlattığın kadın yok...
İlaç
⬤ ╰┈➤ “Sevdiğimiz bir kişinin elini tutmak bile stresi azaltan güçlü bir ilaçtır.”
Sayfa 134 - Koridor - 32. Baskı
Reklam
Julia'nun nefesi kesildi ve sözleri, kendi eline sürtünerek boşalır- ken çıkardığı haz çığlıkları arasında boğuldu. Saniyeler içerisinde Clay onun üzerindeydi. Fuları açmış, onun göz kapaklarının açılışını izliyordu. Gü- zel yeşil gözleri şehvetten bulanıktı. Daha önce hiçbir zaman onun gözlerinde şu anki gibi bir ateş görme- mişti. Julia
Sayfa 187
Başka bir adam ise... Elinden tuttuğu küçük kızla birlikte yürüyordu. Sımsıkı tutmuştu kızın elini. Sanki hiç bırakmayacak gibiydi. Aynı babam gibi... Babam da elimi böyle tutardı, hiç bırakmayacak gibi. Sanki hep yanımda olacakmış gibi. Sanki yürümeyi öğrenmem için elimi bıraksa bile, eline uzanmam için her zaman orada olacakmış gibi... Ama artık düştüğümde bile beni tutmak için orada değildi. Belki de hiç orada olmamıştı. Belki de ben orada olduğuna kendimi inandırıyordum.
Her ne olursa olsun, acı ve tiksintiyle dolu bu çamur deryasının dibinde bir mutluluğun filizlendiğini görebiliyordum. O zamanlar olduğum kızın elini tutmak ve dönüştüğü bu kadın için ona hu dünyada yer açmak istiyordum.
Sayfa 204 - Livera Yayınları
Elini yavaşca kaldırdı, dokunmak ya da elimi tutmak istedi, bilmiyordum ama geri indirdiğinde elinin titrediğini gördüm. Yankı Sarca'nın da elleri titreyebiliyordu. "Ne olarak senin bu titreyen ellerin Yankı Sarca?"
Dr. Adnan Bütün kabine toplantılarında bulunmaya mecbur oluyor, bundan başka da Mustafa Kemal Paşa’nın çağırdığı hususî toplantılara gidiyordu. Bu günlerde, nadiren gece yarısından önce gelir, bazan da sabahın beşlerine kadar dışarıda kalırdı. Mustafa Kemal Paşa’nın anormal denilecek bir enerjisi olduğu için, sabahleyin uyurdu. Fakat, Dr. Adnan
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.