BULANTI [EKEL = TİSKİNTİ, onun için Türkçe ismi yetersiz kalıyor] romanı varoluşçuluğun önemli bir eseridir. Onun sayesinde Jean-Paul Sartre aniden ünlü olmuş. Roman, kurgusal bir günlük olarak yazılmıştır.
Romanın kahramanı genç tarihçi Roquentin bir anda günlük hayatını işkenceye çeviren belli belirsiz bir Tiksinti/Bulantı duygusuna kapılır. Kendini yalnız hissediyor ve insanlığa ait değil gibi tüm insanlara karşı kayıtsızdır kalıyor.
Roquentin, geçmişteki aşkının onu tiksintiden kurtaracağını ummaktadır ancak bu umut boşunadır. Aldığı notların yardımıyla rahatsızlığının nedenlerini bulmaya çalışır.
Sonunda şunu fark eder: Tiksinme (Bulantı), kişinin kendi varlığının ve onun anlamsızlığının farkına varmasından kaynaklanır. Onu bu tiksinti duygusundan ancak sanat ve müzik kurtarabilir.
Roquentin, bir kitap yazarak işe yaramaz varlığına anlam verebileceğine inanıyor.
Romanda Sartre, burjuvazinin kayıtsızlığını ve iğrençliğini ortaya koyar ve ona romanında Bouville kasabasıyla birlikte çirkin bir anıt diker.
Konusu az gibi görünen kitap, farklı anlatım tekniklerini harmanlıyor. Odak noktası kahramanın bilişsel sürecidir. Sartre, dört yıl sonra teorik olarak kanıtladığı varoluşçu felsefesinin temellerini zaten romana koymuştur...