Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Emperyalizm açısından, sosyalist propagandanın kitlelerin içine sızma ve onlara bulaşma olasılığı daha büyük bir tehdittir. Soğuk savaş döneminin çatışmaları sırasında bu zaten ciddi bir risktir, ama sıcak savaş durumunda, kanlı gerilla savaşının çürüttüğü sömürgeye ne olur? *
Sayfa 83 - Versus
Mobbing Bank Diyor ki;
Dijital Peygamberler Pozitif enerjinin yükselen bilinci emperyalizmi telaşlandırdı. Pozitif bilincin yükselmesinin arkasında ki gücü biliyorlar. Emperyalizm ise negatif gücün arkasında yaratanı gösterip kendileri olduğunu gizleyerek toplumları aldatıyorlar. Ülkeyi, dünyayı, kişisel yaşamlarımızı, siyasi ve ekonomik gelişmeleri, tabiat
Reklam
256 syf.
8/10 puan verdi
Savaşın Travmaları ve İyileşme Yolculuğu
Orwell'ın "Boğulmamak İçin"i, 30'ların kasvetli atmosferine ve sıradan bir adamın bu kaos içinde boğulmamak için verdiği mücadeleye dalan etkileyici bir kitap. Hikaye, Orwell'ın Londra'daki bunaltıcı hayatından ve savaşın gölgesinde ezilen ruh halinden başlıyor. Kendini geçmişe, savaş öncesinin masum hayallerine ve huzurlu çocukluk günlerine atıyor. Anılar, sadece geçmişi değil, toplumdaki eşitsizlikleri, yoksulluğu ve emperyalizmin karanlık etkilerini de gözler önüne seriyor. Orwell, ustalıkla karanlık bir tablo çiziyor: 1. Dünya Savaşı'nın travmaları, işçi sınıfının sömürüsü, totaliter rejimlerin tehlikeleri... Yine de umut ışıkları da var: Dayanışma, cesaret ve özgürlük arayışı. Orwell bu inancını okura da aşılamaya çalışıyor. "Boğulmamak İçin" sadece kişisel bir anıdan öte, 20. yüzyılın ilk yarısına keskin bir bakış açısı sunuyor. Savaş karşıtı mesajlar, emperyalizm ve totaliter rejimlere eleştiriler, işçi sınıfının hakları için savunuculuk... Orwell okuru sorgulamaya, içinde yaşadığı dünyayı sorgulamaya teşvik ediyor. Dili sade ve akıcı, karmaşık fikirleri basitçe ifade ediyor. Anılar, günlük dil, şiirsel betimlemeler ve ironiyle harmanlanarak derinlik ve duygusallık katıyor. "Boğulmamak İçin", Orwell hayranları ve tarih, siyaset, edebiyatla ilgilenen herkes için etkileyici bir okuma. 20. yüzyılın karanlık dehlizlerinde bir yolculuğa çıkarıyor, umudun ve direnişin önemini vurguluyor. Orwell'ın kalemi zihinlerde iz bırakacak, tartışmalara konu olacak bir eser yaratmış.
Boğulmamak İçin
Boğulmamak İçinGeorge Orwell · Can Yayınları · 20158,6bin okunma
Kavramların ekseri realiteyi açıklamak, bilince çıkarmak gibi bir işlevi oldugu sanılır. Oysa gerçek dünya da pek öyle değildir. Çoğu zaman kavramlar gerçeği ortaya çıkartmaktan çok, gerçeğin üstünü örtmenin, yanlış bilinç oluşturmanın hizmetindedir. Örnek olsun, kapitalizm dememek için pazar ekonomisi veya piyasa ekonomisi, emperyalizm dememek için küreselleşme, kaos dememek için yeni dünya düzeni, örtük iç savaş rejimi dememek için liberal demokrasi deniyor. Elbette gerçeğin üstünü örtmek çabası hiçbir zaman gerçeği yok etmez. Gerçeğin hükmünü icra etmesini engellemez, sadece egemen siniflara zaman kazandırır. Oligarşilerin dünyayı yok etmesini kolaylaştırır.
İki dünya savaşı arası dönem, artık klişeleşmiş olan “tarih önemlidir" müşahedesinin teyididir. I. Dünya Savaşı, uluslararası ekonomik sistem için etkileyici ve dış kaynaklı bir şoktu. Bu da hemen daha önce var olan abartılı korumacılık eğilimlerini güçlendirmedi. Daha ziyade, doğrudan uluslararası emtia piyasalarının dezentegrasyonuna,
Sayfa 549 - 1914-1939 Arasında Dünya Ticareti: De-globalizasyonKitabı okudu
İkiz Kuleler ve Usame Bin Ladin örnek.
Üçüncü Dünya Diktatörlüğüne karşı, seçilmiş değil atanmış Amerikan Hükümeti görevlilerinden(hiçbiri askerlik yapmadığı için "yavru şahinler" deniyor bunlara) oluşmuş dar bir çevrenin hazırladığı, tamamen ideolojik zemine dayanan, dünya hakimiyeti, güvenlik denetimi ve kıt kaynaklarla bağıntılı emperyalist bir savaş açıldı; ama taşıdıkları "alim" ismine ihanet eden Şarkiyatçılar bu savaşın gerçek içeriğini gözden gizlediler, savaşı cabuklaştırıp gerekçelendirdiler. Kuşkusuz tarihteki entelektüel felaketlerden biridir bu.
Reklam
Burjuva devletleri durmaksızın silahlanmaktadırlar. Niçin? Elbette konuşmak için değil, savaşmak için! Çünkü emperyalizm için, savaş daima gereklidir. Savaş, dünyayı paylaşmanın, yeni pazarlar elde etmenin, hammadde kaynaklarına el koymanın ve sermaye için yeni etki alanları yaratmanın tek yoludur.
Afganistanlı mücahitler;
"Türkiye'den, diğer İslâm ülkelerinden savaşmak için Afganistan'a gelen Müslüman kardeşlerimiz var. Halbuki bizim ihtiyacımız ölecek insana değil. Her Afganlı Müslüman bugün ölmeğe hazır. Dökülen bunca kanın bir tek bedeli olabilir; o da yeryüzünde Müslümanların Allah'ın hükmünün galip olduğu, Allah'ın nizamının geçerli olduğu bir devlete sahip olmalarıdır. Biz inanıyoruz ki, eğer bugün dünyada bir tek İslâm devleti olsaydı, emperyalizm bu kadar fütursuzca masum insanların üzerine ölüm saçamayacaktı. Bir milyar Müslüman sömürünün çarkları arasında ezilmeye mahkûm olmayacaktı. İnsanlık materyalizmin cenderesi altında kıvranmayacaktı. Evet, bugün Afganlı Müslümanlar yeryüzündeki bütün Müslüman kardeşlerine bir çağrıda bulunuyorlar, bu çağrıyı kanları ile imzalıyorlar: Müslümanlar uyanınız ve inancınızın gereği olan nizamı tesis ediniz. Bize yapacağınız en büyük yardım bu yoldaki gayretleriniz olacaktır. Siz kurtulduğunuz gün biz de kurtulmuş olacağız. Eğer Müslümanların şuurlanmalarına vesile olabilirse, Afganistan'da dökülen Müslüman kanının bir anlamı olacaktır. Evet, bir sıcak savaş veriyoruz, elbette Müslüman kardeşlerimizin yardımlarına ihtiyacımız var. Ama her şeyden önce şuur bekliyoruz, bütün Müslümanlardan uyanmalarını bekliyoruz. Yalnız Afganistan toprakları değil, bütün İslâm toprakları şu veya bu ölçüde emperyalizmin işgali altındadır. Müslümanlar bir beden gibidir. Savaş topyekûndur. Zafer de topyekûn olacaktır."
Bu sosyalistler gençlere devrim kültürü vermeye başladılar. Mao ve Che Guavera'nın kültürünü, Lenin ve Stalin'in devrimciliğini, Marks'ın görüşlerini ve Castro'nun hayatını... Gençlere, etrafında döndükleri ve sürekli tekrarladıkları 20 civarında kavramı telkin etmeye başladılar: Emperyalizm, Burjuvacılık, Demogoji, Proletarya... Gençler de yeni bir şeylere sahip olduklarını sandılar ve bunları Allah Teâlâ'nın diniyle değiştiler. Allah'ın ayetlerini az bir para karşılığında satıverdiler. Gençler fikir dalgaları ve materyalizm karanlığında yok olup gittiler. Sonunda kavga, yahudilere karşı savaş, toprakları ve mukaddesatı geri almak için Allah yolunda mücadeleden; gericiliğe (İslâm Dinine) karşı savaşa, oradan da her yere sıçrayan, kardeşleri birbirinden, babayla oğlu, kızıyla anneyi birbirinden ayıran "iç kavga”ya yöneldiler.
Sayfa 86 - Ravza YayınlarıKitabı okudu
318 syf.
·
Puan vermedi
"Plutarch,' Tarihçi, büyük adamların yaptığı büyük işleri kaydeden kişidir,' derken bir ressamın modeliyle kopyası arasındaki farkı vurgular gibidir. Yani tarihçi ne yaparsa yapsın, işin içine kurgu daima karışır. " Roman, Yeni Zelandalı ve Halası Helen'den ona aktarılmış ve taa çocukluğundan beridir kabus olarak içine
Gelibolu
GeliboluBuket Uzuner · Everest Yayınları · 20179bin okunma
Reklam
Devlet kapitalizmi başlıklı makale
1)Devlet Kapitalizmi kapitalist üretimin tarihsel eğilimi mi? Marx kapitalizmin yasalarını değiştirmeden özel sermaye gibi işleyen bir devlet sermayesinin varlığından söz etse de (Kapital II, 90), görünüşe bakılırsa, Kapital devlet kapitalizmine doğrudan göndermede bulunmuyor gibiydi. Bununla birlikte Marx'ın ve Engels'in devlet
Yordam KitapKitabı okudu
Venizelos, Yunan birlikleri Anadolu'nun içlerine doğru ilerlerken bir yandan da Ermeniler'i Trabzon üzerindeki taleplerinden vazgeçirmeye çalışmaktaydı. Nihayet Venizelos bu çabalarında başarılı olmuş ve 11 Ağustos 1920'de Aharonian ile anlaşmıştı. Buna göre Ermeniler, Trabzon üzerindeki taleplerinden vazgeçmişlerdi. Bunun
Sayfa 85 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
1945 sonrasında yaşanan Küçük Amerika süreci, Türklerin ve Kürtlerin tek millet halinde kaynaşmasına darbeler indirmiştir. Özellikle 1980 sonrasında Türkiye, ABD'nin ağırlaşan tahakkümü altında bölünme tehdidiyle karşılaşmıştır. ABD, Türkiye'yi AB kapısına bağlayarak, her alanda parçalanmayı ve millî devletin çözülmesini dayatmıştır. Yine ABD, Irak'ı iki kez işgal ederek ve Suriye'de iç savaş tezgâhlayarak komşumuz olmuştur. Irak ve Suriye ile sınırımız yer yer ABD ile sınırımıza dönüşmüştür. Kürt sorununun 1980 sonrasında bir kez daha emperyalizm sorunu olarak Türkiye'nin gündemine girmesinden sonraki süreçte sorun demokratik haklar açısından çözülmüştür. Kürt vatandaşlarımızın Kürtçe öğrenmek ve yazmak, yayın yapmak gibi demokratik talepleri karşılanmıştır.
20. Yüzyılda Devrimler, İşçiler, Partiler ve Liderler
XX. yüzyılın tarihi, devrimci önermelerin geçerliğine, özellikle de dünyanın yazgısını işçi sınıfının çizeceği yolundaki görüşe, en hafif deyimiyle, gölge düşürdü. Öte yandan, bu yüzyıldaki tarihsel değişmeleri işçi sınıfının tek başına belirlediğini de artık savunamayız. Çağımızın büyük devrimleri hep geri kalmış ülkelerde oldu. Bu ülkelerdeki
Sayfa 205-208
- Batı medeniyeti iyi ve doğru bir medeniyet midir? Dünyayı ve insanlığı bitirecek çok kötü bir medeniyettir. Gerekçe ve delil göster... (1) İki dünya savaşı çıkardı, üçüncüsünün ayak sesleri duyuruluyor, yeryüzü yaşanılmaz hale gelecek, insanlık perişan olacak... (2) Dünyayı ve insanlığı bir kere değil, bin kere yok edecek nükleer silahlar Batının icadıdır... (3) Sömürgecilik, vahşi kapitalizm ve emperyalizm... (4) Kutsal kitaplarda kötülenmiş her türlü ahlaksızlık, günah... Marksizm Nazizm Faşizm Siyonizm Darwinizm Feminizm gibi çok kötü ve tahripkâr ideolojiler icat etti... (5) Barış değil savaş medeniyeti olması... (6) Fıtrata uygun bir medeniyet olmayışı... (7) Adaletsizlik... (8) Paylaşan bir medeniyet olmaması...
595 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.