Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
308 syf.
·
Puan vermedi
HÜSEYİN NİHAL ATSIZ "RUH ADAM" ROMANI...
Ruh Adam romanında birçok konuya değinip eşsiz bilgiler sunan Atsız, romanın ismine rağmen tasavvufu inceden inceye eleştirir. Ama gelin görün ki eser, eleştirdiği tasavvufun romanın başkarakteri Selim Pusat tarafından değişik boyutlarıyla yaşanması üzerine kuruludur. Çok sevdiği askerlik mesleğinden ihraç edilen Selim Pusat, sonradan
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 201926,8bin okunma
MHP kurulduğu günden bu yana etnik milliyetçi yani Türkçü milliyetçilik ile büyük ölçüde Müslümanlığa dayalı kültürel milliyetçiliği uyuşturma çabasının gerilimini yaşamış ve bu gerilimi "Türk-Islam sentezi" formülasyonu ile aşmaya çalışmıştır. Türkiye'deki toplumsal dinamiklerin değişen yapısıyla uyumlu olacak şekilde MHP'nin ideolojisinde kültürel milliyetçi ve ırkçı milliyetçi tonların ağırlığı dönem dönem artmış veya azalmıştır. Bu çelişkili milliyetçi algılayışın içinde etnik/ırkçı milliyetçi tonların en ağır bastığı dönemlerde bile Kürtleri ayrı bir etnik topluluk olarak tanıyıp onları dışlamaya ve sorun etmeye yönelik bir "tanıyarak dışlama" söyleminin, MHP tarafından sistemli ve açık bir şekilde dillendirildiğine veya bunun üzerinden bir siyasi hat belirlendiğine yönelik bir işaret bulamıyoruz. Resmî ideolojideki milliyetçilikle paralellik arz edecek bir şekilde MHP, Kürtleri ayrı bir halk olarak görmeyi reddetmiş onların ya kültürel ya da etnik/ırksal anlamda zaten Türk milletinin bir parçası olduğuna dair bir söylem geliştirmiş ve devletin asimilasyoncu mantığını tekrar etmiştir.
Reklam
Sovyet demokrasisi ;)
Bolşevik Partisi ile Kızıl Ordu dahil bütün devlet kurumlarında "Büyük Temizlik" gerçekleştirildi. Lenin'in en yakınındaki isimler dahil eski komünistlerin birçoğu suçlanarak infaz edildi. 1937 ve 1938'de, 15 dakikalık seyyar mahkemelerin kararıyla 80 binden fazla insan öldürüldü, yüz binlerce kişi sürgüne gönderildi. Böylece Azerbaycan siyasi ve kültürel elitinin çoğu Alman, İngiliz, Japon casusu, Türkçü, İslamcı gibi değişik suçlamalarla "temizlendi".
Sayfa 195Kitabı okudu
Türkçü, milletine bir hizmet yaparken, bunu, beğenilmek için değil, görev bildiği için yapar ve yapacağı en büyük hizmetin bile, adı sanı bilinmeden ölüp mezarsız yatan şehitlerin hizmeti yanında pek küçük kalacağını bilir.
1908 Devriminden sonra çok partili siyasi hayata geçilmiş, değişik fikirleri ifade eden birçok yayın organı yayımlanmaya başlamış, feminist hareket ve işçi sınıfı hareketi bu özgürlük ortamında yayılamaya başlamıştı. Ancak balayı süresi fazla uzun sürmedi. Bulgaristan'ın bağımsızlığını ilan etmesi ve Avusturya-Macaristan'ın Bosna Hersek'i ilhak etmesi Cemiyetin özellikle Rumeli'de daha otoriter bir yönelime girmesine yol açtı (Ahmad 1984). Öte yandan Jön Türklerin Türkçü yaklaşımları ve önde gelen tüm üyelerinin mason olması da Arapların yeni yönetime karşı tepkilerinin artmasına neden oluyordu.. Jön Türk iktidarı döneminde Araplarla Osmanlı devletinin ilişkisi köklü bir dönüşüm geçirmiştir. Cemiyetin Pan-İslamcı çizgisi olası birçok çatışmayı önledi. Ancak Turancı çizgi Araplarda büyük bir rahatsızlığa yol açtı. Kuran'ın Türkçe tercümesinin ön plana alınması, Arap dilinden arınma çabaları, Orta Asya'daki İslamiyet öncesi Türk yaşamının sembollerinin kullanılmaya başlanması (Bu dönemde kurulan izci deneklerinin taşıdığı kurt motifli bayraklar); Arap milliyetçiliğinin doğmasına ve güçlenmesine yol açtı (Zeine 1958). Kuşkusuz İttihatçıların Osmanlılık retoriğinden uzaklaşmalarını sağlayan en önemli etken Balkan savaşıydı. 1912 yılından sonra İttihatçılar Devlet yönetimine tamamen sahip oldular ve radikal bir program uygulamaya başladılar
Sayfa 152
"Türk milleti, Türk kökünden gelenlerle Türk kökünden gelmiş olanlar kadar Türkleşmiş kimselerden meydana gelen topluluktur. Türkçülere yedi, hatta yirmi kuşak ilerisine kadar soy kütüğü arayan kimseler diye iftira ediliyor. Tatbik kabiliyeti ve araştırma imkânı olmayan bu gibi safsatalar ancak Moskofçuların ve başka düşmanların uydurmasından ibarettir. Her zaman verdiğimiz örnekleri yine tekrarlayalım: En büyük Türkler’den biri olan Yıldırım Bayazıd’ın anası Türk değildi. Hangi Türkçü onu Türklük kadrosundan çıkarmıştır veya çıkarabilir? İstiklâl Marşı şairi Mehmed Akif in babası Arnavut olduğu halde hangi Türkçü Mehmed Akif için Türk değildir demiştir? Mesele Yıldırım Bayazıd veya Mehmed Akif kadar Türk olabilmektedir. Bir millette millî ruh yükseklerde olduğu zaman onların arasına karışan yabancıların hiçbir tesiri olmaz. Millî ruh, herhangi bir yabancılığı eritir. Fakat millî ruh arıklayınca, yabancılara karşı hayranlık başlayınca her şey allak bullak olur. Milliyet inkâr edilir. İnsanlıkla hiçbir ilgisi olmayan çıkarcılar insaniyetçi kesiliverir."
Reklam
Yusuf Akçura'nın Türkçü akım içinde savunduğu fikirler ile Ke­malizm anlayışının gelişim sürecinde ortaya çıkan siyasal eğilimler büyük ölçüde benzerlik taşımıştır. Siyasal bakımdan önder konum­ da olan bir milli kimliğe, Türklüğe dayanan, siyasal-ekonomik açı­dan bağımsız ulusal bir devlet ve bu devletin siyasi sınırlarıyla çer­çevelenmiş, milli egemenlik-halkçılık idealleriyle birleştirilmiş bir milliyetçilik anlayışı bu ortak tutumun en belirgin özelliği olmuştur. Bu bakımdan Türk Devrimi'nin ideolojik hattının bu temel daya­naklarının ve Altı Ok ile kendisini ifade eden Kemalizmin devlet, millet ve toplumsal gelişme teorisinin Akçura'nın düşünceleri ekse­ninde incelenmesi, konuya daha doğru bir yaklaşımla eğilmemizi sağlayacaktır.
Türkçü, alçak gönüllü olmaya mecburdur. Çünkü kendini ileri sürmek, yaptığının karşılığını beklemek veya takdir olunmak içindir. Halbuki takdir beklemek bir bencilliktir. Türkçü, milletine bir hizmet yaparken, bunu, beğenilmek için değil, görev bildiği için yapar ve yapacağı en büyük hizmetin bile, adı sanı bilinmeden ölüp mezarsız yatan şehitlerin hizmeti yanında pek küçük kalacağını bilir.
Sayfa 39
Türkçü, milli çıkarları şahısların üstünde tutan, milli mukaddesata ve geçmişe saygı gösteren, görev ahlakı yüksek olan, haksızlıklarla savaşta korkusuz bir insandır. Türkçü, gününü gün eden veya dalkavuk bir insan olamaz. Sert yaşamaktan hoşlanır ve en büyük sertliği de nefsine karşı gösterir.
Sayfa 39
Büyük savaşla beraber kutsallık sağlayıcı kaynaklarda bir değişim göze çarpmaya başlar. Türkiye'de değil, tüm dünyada, kutsallaşan “bilim, medeniyet, insanlık” gibi kavramlar (yani o dönemki modern insanın kutsalları) sorgulanır hale gelmiştir. 19. yüzyıl boyunca tüm ideolojilerde gözlemlenen bilimin ve medeniyetin gelişmesi vasıtasıyla
Reklam
Mustafa Kemal'in Türkçülük hareketini takip etmiş olduğunu sanmıyorum, Kuva-yı Milliye devrinde ve sonrasında ise, bilhassa Türkçü fikir ve sanat adamları ile temas etti. Ziya Gökalp'e, geç ve güç ısındığını hatırlıyorum. Asla siyasi ırkçı ve Turancı değildi. Türkiyeci, Türkiye Türkçüsü idi. Sonradan dil ve tarih bakımından o kadar sarıldığı milliyetçilikte Asya'ya doğru ve geriye doğru bakmazdı. Mustafa Kemal, büyük bir realistti. Siyasette, ütopyacı zaaflarına düşmekten kaçardı. Ziya Gökalp, tanıdıktan sonra Mustafa Kemal'e hayran kalmıştır. Çünkü devrimci olarak, en ileri Türkçülerin bile kurtulacaklarını sanmadıkları Orta Çağ müesseselerini bir hamlede yıkmış ve Türk milliyetçiliğini engin ufuklar açmıştı.
Sayfa 384 - Pozitif Yayınevi
En büyük Türklerden biri olan Yıldırım Bayazıd’ın anası Türk değildir. Hangi Türkçü onu Türklük kadrosundan çıkarmıştır veya çıkarabilir? İstiklal Marşı şairi Mehmed Akif' in babası Arnavut, ülküsü de Türkçülüğe aykırı olan ümmetçilik olduğu halde, hangi Türkçü Mehmed Akif için Türk değildir demiştir? Mesele Yıldırım Bayazid veya Mehmed Akif kadar Türk olabilmektir.
Kastamonu'da Lise: Komünistlerle İlk Mücadele Kastamonu'da lisedeyken pul merakım vardı, İstanbul'dan pul getirtmeye başladım, arkadaşım vasıtasıyla ve iyi paraya Kastamonu'da esnafa satmaya başladım. O paradan annemin "Oğlum babana şuradan acele para ver" deyip de para verdirttiğini hatırlıyorum. "Sonra alırsın
636 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.