Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dizi romanlar vardı, cocukluğumuzda, "Bakalım kahramanımızı hangi maceralar bekliyor," diye biterdi. Bu bana enteresan gelmiştir, her an için hangi maceraların bizi beklediği önemli bir soru.
Sayfa 18 - Turkuaz Haberleşme ve YayıncılıkKitabı okudu
Düşünmeme bile gerek yok :D
Hiç Sabahattin ali okudunuz muydu? enteresan bir soru biraz düşününüz / biraz düşününüz /
Sayfa 39
Reklam
ÜNAL YALTIRIK Diyarbakır'da İlkokul 8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz? Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım. Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
Evrim sonucunda uyku halinin ortaya çıkmasındaki sebepler
"Uyku işlevinin kökenine dair ipucu, belki de yunus ve balina gibi suda yaşayan memelilerin çok az uyumaları olgusunda bulunabilir. Okyanusta kaçıp saklanacak fazla bir yer yoktur. Uykunun işlevi, hayvanın savunmasızlığını artırmaktan çok azaltmak olabilir mi? Florida Üniversitesinden Wilse Webb ile London Üniversitesinden Ray Meddis böyle olduğunu öne sürmüşlerdir. Her organizmanın uyuma stili hayvanın ekolojisine hassas bir biçimde uyumlanmıştır. Yüksek risk olduğunda kendi kararlarıyla sessiz kalamayacak kadar aptal olan hayvanların, uykunun amansız otoritesiyle hareketsiz kalması akla yatkındır. Bu, bilhassa yırtıcı hayvanların yavruları için doğru gibidir; yavru kaplanlar etkili koruyucu renklerle kaplı olmalarının yanı sıra çok da uyurlar. Bu enteresan bir görüştür ve en azından kısmen doğrudur. Ama her şeyi açıklamaz. Neden çok az doğal düşmanı olan aslanlar uyurlar? Bu soru yanıtlanamaz değildir: Aslanlar ormanlar kralı olmayan hayvanlardan evrilmiş olabilirler. Benzer şekilde, korkacak çok az şeyi olan ergin goriller her gece yuva inşa ederler; belki de daha savunmasız atalardan evrildikleri içindir. Veya belki de bir zamanlar aslanların ve maymunların ataları daha korkunç yırtıcılardan korkuyorlardı."
Sayfa 139 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Atatürk'ün kitap okumada dikkat çeken önemli bir özelliği de, okuduğu kitabın önemli bulduğu yerlerini kendine özgü işaretlerle belirlemesi, satır altlarını çizmesi ve sayfa kenarlarına notlar almasıdır. Afet Inan bu konuda şunları söylüyor: "Atatürk kitapları mutlaka masa başında okumuş, elinde kırmızı mavi uçlu kalemle, bazen kitap
Sayfa 103 - Truva YayınlarıKitabı okudu
Batılı bilim adamından Von Grunebaum'ın açıklaması: "Müslümanların, herhangi bir dalda kaleme aldıkları biyografik eserler mecmuası; sayıca çokluğu, titizlikle ele alınışı ve enteresan malûmatı toplayışları bakımından, insanı hayret ve dehşete düşürmektedir. Zira bu sahada, ortaçağda ki Batılı âlimlerin , muasırları olan İslâm âlimlerinin verdikleri eserlere benzer bir çalışma yoktur.''
Sayfa 228Kitabı okudu
Reklam
Bakışlarını birden çırağın ardına çeviriyor oturanlardan biri. "Kimsesi yok" diye ekliyor bakarken. "Anlamadım Hasan abi" diyor öteki. "Şu çocuğu diyorum. Adı Hüseyin, Suriyeli... Hiç kimsesi yok. Suriye'de annesi de babası da ölmüş. Bir komşusu bombalanmış evlerinin enkazının yanında tek başına ve ağlar halde bulunca
Asla romanlara aşırı ilgi duymadım ama arada bir okuyacak hiçbir şey bulamadığımda kendime özgü bir roman okuma tarzım vardı - tam ortadan başlardım, çünkü bu ona bir nebze özgünlük verirdi. Başı olmadan, neler olduğunu kestirebilmek zorunda kalırsın, çünkü aniden ortadan başlamışsındır. Ve asla sona kadar gitmezdim. Yine ikinci yarının ortalarında kitabı bırakırdım. Önce romanın başında neler olmuş olabileceğini, sonradan sonun nasıl olabileceğini hayal ederdim; sonra da okumaya en baştan başlardım. Ve her zaman başlangıcı ve sonu tahmin edebiliyor olmam beni hayrete düşürüyordu. Sadece detayları değil, aynı zamanda temel noktaları da asla atlamıyordum, çünkü roman insan eliyle yaratılmış bir şeydir ve zihin belirli bir şekilde çalışır. Rutin bir çalışma şekli vardır. Eğer bu insan zihninin yarattığı ortasıysa ve eğer ben insan zihnini anlıyorsam, başlangıcın ve sonun ne olduğunu çözebilirim. Evet, eğer kitap deli biri tarafından yazılmışsa o zaman kesinlikle çözemem. Ama deliler kitap yazmazlar. Bu onlar için fazla şefkatlidir. Ama olur da kitap yazmaya başlarlarsa onların kitapları âlimlerin, entelektüellerin yazdığı kitaplardan çok daha enteresan olacaktır, çünkü zekânın da belirli bir çalışma şekli vardır.
Sayfa 37 - Butik YayıneviKitabı okudu
Merhaba #Kilit#Anahtar#Kapı#YaşarÖzdemir#okudumbitti#ozlemli_kitaplar#leylaninkitapdünyasi#macera# #kilit#anahtar#kapı serinin son kitabının yorumunda sıra hadi başlayalım... İlk kitapta #kilit bulduk, sonra #anahtar veee #kapı 'yı aralıyoruz... Ekibin başına geçen Demir 'i neler neler bekliyor. Demir ile ekibi Ortadoğu üzerinde dönen enteresan oyunlar ile mücadele girerken Elitler ile karşı karşıya gelecek . Dünya 'da yaşanan hem siyasi hem sosyal hadiselerin gerçeklerle yüzleşme kaçınılmazdır. Demir ile ekibi bir yandan derin güçlerin varlığını diğer yandan kimliklerini deşifre etmemek için çabalarlar. Grup iki farklı yönlere ayrılmış,bir tarafta Suudi Arabistan diğer tarafta gizlerle dolu bilim adasında. Ee sonra ikisinin kimliklerinin ortaya çıkmasıyla ,ekibin diğerlerini çok zorlar. Diğer yandanda onların destekçisi olan Rehber ' in varlığıda kafalarında soru işaretlerine de sebep olmuyor değildir. Yüzyıllardır süregelen güç dengeleri ? Hem dünya üzerinde dönen bu kirli oyunları bulup,dur demek hemde kendi canları için verilen bu savaşı kazanacaklar mı ? Güzel, sürükleyici kurgusuyla aklınıza kazınırken diğer yandan bu neden ,? bu niye böyle ? sorularının yanıtlarına #kapı aralıyor... Sağlıcakla,kitapla kalın... @fenikskitap https://1000kitap.com/kilit.anahtar.kapı @ysrzdmrr
Leyla
Leyla
ınkitapdünyasi
Özlem Yıldırım
Özlem Yıldırım
Canan Gerede, New York’ta doğdu. 32. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde sanatçı Bergen’in hayatını anlattığı “Aşk Ölümden Soğuktur” adlı filmiyle “En İyi Yönetmen” ödülünü alan ilk kadın yönetmen oldu. “Robert’s Movie” fjlmiyle Cannes Film Festivali'nde yarıştı. Yılmaz Güney, Erden Kıral, Atıf Yılmaz ve Zeki Ökten gibi
Reklam
"Her dem yeni dirlikte doğarız, sizden kim usanası," diyor Yunus. Hücrelerimiz, kalbî, akli, ruhi durumumuz yenileniyor. Ben geçen seneki Sadettin değilim, on sene önceki hiç değilim. Tesadüfler, tecelliyatlar yeni ve yenilenen size hayat vermişse o gün size yeni bir şey söylüyordur. Dizi romanlar var di, çocukluğumuzda, "Bakalım kahramanımızı hangi maceralar bekliyor," diye biterdi. Bu bana enteresan gelmiştir, her an için hangi maceraların bizi beklediği önemli bir soru. Hepimiz birer kahramanız, hepimize ruh üflendi ve hepimiz eşref-i mahlukat olma noktasındayız. Bu tecelliyat içinde bize verilen imkânı nasıl kullanacağız, bu önemli bir soru. Dolayısıyla sıkıntılar olsa da ümitsizlik diye bir şey söz konusu olmamalı. Sıkıntılı anlar tabii ki olur; dünyada yaşıyoruz. Kabz ve bast hali arasında gider ge lir insan ruhu ama ümitsizlikten sakınmalıdır. Rahmetli validem Osmanlı zamanında doğmuş, ilk mektep mezunudur. Pedere de, bize de "Gün doğmadan neler doğar," derdi.
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.