Epiktetos kendi ahlak öğretisini inşa eder: Acımasız tutarlılığıyla büyüleyici bir öğreti.
...
Düşüncelerimiz, Eğer bizden bağımsız şeylere sıkıca sarılır ve bunlarla dertlenirsek, sürekli endişeyle yaşarız; tanrılara, dünyaya ve insanlara lanet ederiz;
aslında hiç de fiziksel varlığı olmayan bu sözde maddiyatın esiri oluruz. Ama bu can alıcı farkı anladığımızda, kontrol edemediğimiz şeylere karşı ağırbaşlı bir kayıtsızlık durumuna ulaşırız.
Bu durum da ne kötülük, ne haksızlık, hiç bir şey bizi incitemez; ne olursa olsun mutlu oluruz.
Çöküş, iflas, hastalık ya da ölüm bizi etkilemez; ne bir yakınımızın, karımızın ya da çocuğumuzun vefatı, ne de kendi hastalığımız ve yakında öleceğimizi bilmemiz bir üzüntü kaynağıdır. Zulme uğrayabilir ve ölüme mahkum edilebilirim , aç kalabilir, istismar edilebilir, iftiraya uğrayabilir ve alaya alınabilirim , yine de kedere ya da umutsuzluğa yenik düşmem; huzurumu hiçbir şey bozamaz. Çünkü tüm bu şeyler kırgınlığa ya da endişeye neden olan kendinde şeyler de lğildir, sadece onlar hakkında kapıldığım yanlış fikirlerim, inançlarımdır. Bu inançları reddettiğimde, başıma ne gelirse , özgür güvenli ve rahat olurum.
Sayfa 52 - Hierapolisli Epiktetos Makalesinden.